Türk milli takımının dünya şampiyonu Fransa’yı yenmesi bana göre liyakatin isyanıdır.
Ülkemizin futboldaki en büyük başarısı 2002 dünya kupası üçüncülüğüdür. Bu başarıya imza atan, bilge aynı zamanda, mütevazı futbol adamı Şenol GÜNEŞ dir. Bu başarı sonrasında futbol lobileri tarafından kılık kıyafeti, geldiği yer, konuşması tiye alınarak dalga geçilmiş, çok düşük ücret almasına rağmen takip eden günlerde milli takım hocalığı sonlandırılarak gönderilmiştir.
Şenol GÜNEŞ’in ifadesiyle adalet yerini bulmazsa ilahi adalet mutlaka yerini bulur. Onca zaman kaybı, harcanan onca paralara rağmen başarı sıfırlanmış, bu başarısızlığa rağmen takımın başındaki hocalara ödenen para, prim dünya sıralamasında ön sıralarda yerini almıştır.
Açıkçası Şenol GÜNEŞ’ in milli takımdan gönderilmesinden sonra gelenlere sıfır başarıya rağmen GÜNEŞ’ e ödenen kat be kat üstünde dünyanın parası, artı tazminatı ödenmiştir.
Şimdi şapkamızı önümüz koyup düşünme zamanıdır. Anlı şanlı yazar, çizer ekipleri, yetkililer, Şenol GÜNEŞ’i gönderip ondan sonra yapılan harcamaları ve alınan sonuçları, hüsranı, yan yana koyup biz ne yapmışız, ne kazandık neyi kaybettik diye gerçekle yüzleşmek zorundalar.
Bu süreçte kaç üçüncülüğümüz, kaç birinciliğimiz gitti; ülkenin ne kadar parası hoyratça savruldu.
Bunun aktüel basit ifadesi “TORPİL” futbol da “LOBİCİLİK” nice değerlerimizi gelişmiş insan kaynaklarımızı hoyratça ziyan etmiştir.
Ülkenin her aşamasında yaşadıklarımız tamda bu değil mi?
Yazılı normlar sürekli değiştirilerek kaliteyi seçmek yerine, yandaşın önünü açmaya, nitelikli yüksek puan almış değerlerimizi, torpile kurban etme aracı haline getirilmiştir.
Yüce kitabımız Kuranı Kerimdeki Ayete, Peygamberimizin Hadisine rağmen “LİYAKATI” tekme tokat kapının dışına savurup atıyoruz. Devletin hakkına, kulun hakkına giriyoruz. Yüzlerce başarılı, nitelikli insanı devletine küstürülüp hizmetine takoz oluyoruz.
Yerine koyduklarımız kibir abidesi, başarıdan, nitelikten uzak, yarınlarımızı tüketiyoruz.
Atılan, savrulan, tüketilen milli takım olayında görüldüğü gibi ülkemizin geleceği, israf edilen, kalitesizliğe aktarılan onca para, vicdanlar da onarılmaz yaralar açıyor.
Ön yargımız, lobiciliğimiz, siyasi yandaşlığımızla, torpille ülkemizi tahrip ediyor. Güzel insanımıza, kaliteye, liyakate yazık ediyoruz.
Yaptığımız yanlış, yanlı tercihler yüzünden kaybetmeyi değil, top yekûn ülke olarak kazanmak istiyoruz.
Yılmaz SERGEN