Haber: Ahmet Şimşek
Kösüre aslında günümüzde bıçakları, baltaları, girebileri çarka tuttuğumuz keskinletme aracının ilk ve ilkel halidir. Kösüre’nin kolu vardır. El ile çevrilir, çevrilirken keskinleteceğimiz malzemeyi yuvarlak taşa tutulur, Bir taraftan kol çevrilirken bir taraftan da taşa bıçaklar eğik şekilde tutulur, Isınmasın diye arada taşa su dökülür.
Bu bıçakları baltaları kösüreye tutmak içinde ustalık gerekir. Her önüne gelen bu inceliği bilmez. Bıçak, keser, balta, nacak, orak, tırpan ve çakı bileyilemek için de kösüre taşı kullanılırdı. Eskiden köylerimizde her evin önünde bıçak, keser, balta, nacak, orak, tırpan ve çakı bileyilemek için kol gücüyle çalışan büyükçe bir bileyi taşı bulunmaktaydı. Yaklaşık yarım metre çapındaki taşın ortasından, demirden yapılmış bir hareket ettirici kol geçirilirdi. Taşı yontarak yuvarlak hale getirilir ortası delinirdi. Taş iki ayaktan oluşan ağaçtan , iskele şeklinde bir düzeneğin üzerinde durmaktadır. Taşa bağlı kol çevrildikçe bileyi taşı da döner ve bileylenecek olan malzeme taşla temas ettirilerek bileyileme işlemi yapılırdı. Bileyleme işlemi yapılırken taşın üzerine bir miktar su dökülünce bileylemenin daha keskinleştirici olacağı bilinmekteydi. Bileyileme taşı oldukça ağır olduğundan bu taş genellikle sabit bir yerde durur, uzun zaman yer değiştirmez, genellikle samanlık ve ahır kenarlarında bulunurdu.
Kösüre taşı kültürümüzün bir parçasıydı. Şimdi bu sitem geliştirilerek kösüre taşı yerine biraz daha küçük yuvarlak biley taşını elektrikli dinamoya bağlanıp, el gücü kullanmadan teknolojinin gelişmesinden faydanılmaktadır.
Kültürel Haberler -2025 amasyamedya@