Düyna geride galdı derlerdi eskiler. Çocukluğumda çok işittim bu sözü ve hep gerilere dönüp bakardım farklı bir şey görebilmek ümidiyle.
Aslında geride kalan dünya değil insanmış ve insanın harcayıp tükettiği ömürmüş.
Onlara göre geride kalan onların gençlikleri, çocuklukları ve tüm yaşanmışlıklarıymış.
Ve sözün özü geride galan bizlermişiz o zamanın çocukları.
Şimdi bizlerde nerdeyse aynı sözü diyecek yaştayız gidenlerin açtığı cılgadan yürüyen ve gittikçe onlara yaklaşan bizler.
Kendimi hep şanslı hissettim geçmisle, geleceği harmanlama şansı verdi yüce Rabbim.
Eski evlerin ocaklık başlarında ehtiyarlardan ne eşittiysem hepsini paylaşmak istiyorum geride galmadan yitip yok olmadan.
Alanlar olur ve sonraki nesillere aktarılırsa o zaman kendimi geride galmış saymam ve şu yokuşu tırmanmaya çalışan çocuk olurum her zaman.
Gidenlere rahmet, galanlara selam olsun.
Kale Yokuşu
Hayat derler adına, attığın her adımın.
Sermayesi zamandır, hayat denen girdabın.
Kimi koşarak çıkar, kimi masum, çocuksu
Asırlık konaklardan gelir, asma kokusu.
Onca yaşanmışlığa şahit kale yokuşu.
Yosun tutmuş duvara, tutunmuş küçük çocuk
İçindeki umudu, dünyalardan çok büyük
Bir an önce evine, yetişmektir telaşı
Attığı her adımda, duyulur kalp atışı
Bir ana şefkatiyle sarar kale yokuşu.
Ilık bir rüzgar eser Harşena eteğinden
Çocukluğum canlanır, yaş gelir gözlerimden
Hasret dolar yüreğim, çekerim kalp sancısı
O çocuğa özenir, severim, dağı, taşı
Yaslanır omuzuma, uyur kale yokuşu.
Hakkı BİÇER
17/Nisan 2022
İstanbul Bahçeşehir