HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI
Aklı selime göre sorunun cevabı çok açık ve basit ama birileri işine geldiği gibi cevaplayabilirler. Tabi ki esas olan hukuktur. Hukuka uygun olanı kanuna uydurabilirsiniz ama her kanun hukuka uygun olmayabilir. Kanun, yapan insanın keyfine göre de yapılabilir. Tarihte diktatörlerin bile kanunları vardır ama o kanunlarda hukuk yoktur. Geçmişte yaşamış en zalim hükümdarlar olan Firavunların da kendilerine has kanunları vardı. Mesela şu anda bile Kuzey Kore’nin kendine özgü kanunları var ama orada hukuktan bahsedilemez. Kanun, insan yapımı bir metindir ama hukuk insan üstü bir realitedir. Kanun, yapana ve şartlara göre değişebilir ama hukuk evrensel bir olgudur. Ülkelerde ve dünyada toplumsal barış isteniyorsa evrensel hukuk kurallarına uyulması gerekir. Evrensel hukuk kuralları vicdan sahibi herkesi bağlar. Maalesef şu anda haklıların değil de güçlülerin sözü geçmektedir. Bu realite hem yerel bazda hem de uluslararası ilişkilerde yaşanmaktadır. İsrail ve Amerika’nın şımarıklığı ve kural tanımazlığı buna en iyi örnektir. Doğru olanı güçlünün haklı olması değil de haklının güçlü olmasıdır. Mazlum halklar uyanıp akıllanmadıkça bu böyle devam edecektir. Zalimlerden merhamet beklemek beyhude bir durumdur. Bir bedel ödemeden kimse kimseye bir hak lütfunda bulunmaz. Mazlum milletler ne zaman ki miskinlikten kurtulur ve haklarını aramaya başlayıp güçlü olurlarsa o zaman hukuk üstün gelecek ve adaletli bir dünya kurulabilecektir.