Yaklaşık 60 senedir, Siyonist İsrail zulmüne karşı direnen Filistin halkı yaşadığımız bu günlerde zulüm tarihinin en kanlı hukuk ve insanlık dışı sayfalarına maruz kalmaktadır.
En üstün savaş teknolojisi ile Filistin topraklarına saldıran İsrail önce hava saldırıları ile Filistin topraklarını bombalamış, ve geçtiğimiz günlerde kara harekatı ile Filistin topraklarına topyekün bir saldırıya girişmiştir. Saldırılarda ilk hedef olarak okullar hastaneler ve camiler hedef alınmış masum, savunmasız insanlar katledilmiştir
Yıllardan beri ülkesin savunan Filistinli direnişçileri terörist olarak ilan edip terörizme karşı bir operasyon olarak nitelendirdiği saldırılarını bu günlerde topyekün bir soykırıma dönüşen İsrail katliamının 12. günündedir. Saldırılarda şehit olan Filistinli kardeşlerimizin sayısı 700 e yaralı kardeşlerimizin sayısı da 3000 ulaşmıştır. Filistinli direnişçileri yok etme bahanesi ile başlayan operasyon tamamı ile bir soykırım niteliğindedir., çünkü okullar parklar hastaneler sivil yerleşim birimlerin ve içinde ibadet eden insanların olduğu camilerin vurulması buna en açık örnektir Bu bölgeler kitle imha silahları ile vurulmaktadır. Yaklaşık iki saat önce internet üzerinden ulaştığım bir sitede Filistinliler tarafından kayda alınmış görüntüleri gördüm çocuk, yetişkin, bir sürü insan yerlerde sere serpe yatıyor yetişkinler olmayan kolları bacakları ile çırpınırken çocuklar cansız bedenleri ile üst üste cansız yatıyor parça parça…
Siyonist İsrail devletinin saldırılarında kullandığı silahlara bakarak bunu açıkça anlayabiliyoruz ki saldırılarda kullanılan bombalar tamamı ile kitle imha silahlarıdır. Gerek misket gerek fosfor bombası olsun ve bu bombalar uluslararası savaş hukukuna göre yerleşim birimlerinde kullanılması suç sayılan silahlardır ama nedense İsrail bu silahları Filistin’de hedef ayırt etmeden hiçbir kural tanımadan Filistin halkına karşı kullanmaktadır. Bu acımasız saldırılara Filistinli direnişçiler ise klasik ak47 piyade tüfeği , BKC tam otomatik silahı, RPG7 roketatar., 70’li yıllardan kalma bazen roketi bile içinde patlatan havanlar ve el yapması gübre ve barut karışımı, çoğu zaman hedefini bile bulmayan füzelerle kendilerini ailelerini ülkelerin savunmaktadırlar. Tankları yoktur, uçakları helikopterleri yoktur, topları bile yoktur. İnsanlar çaresiz, ürkek, anneler acılı, çocuklar aç susuz, korkulu.. Yüce Allah hepsinin yardımcısı olsun.
Bu bir insanlık dramıdır. Bu bir Müslüman soykırımıdır. Bu dünya tarihinin en acımasız zulmüdür. Her zaman ve yıllardır dünya coğrafyasında yaşayan tüm Müslümanların uğradığı zulümler gibi gerek Çeçenistan’da, gerek Afganistan da gerekse Irak’ta, Bosna ve Azerbaycan’da olduğu gibi. Yıllar boyu Müslüman ülkeler yaşadıkları toprakların madde zenginliği için işgal edildi. İşgale karşı çıkan, vatanı için çarpışan Müslüman direnişçiler dünya gözünde terörist ilan edildi. İşgaller daha sonra terör bahanesi olarak başlayan saldırılar bir katliama dönüştü.
Gördüğümüz gibi Filistin halkı da bu zulümlerden kendisine düşen payı en acı şekilde almaktadır. Her gün çocuklar ölmekte, insanlar katledilmektedir. En acı olanda dünya kamuoyunun ve uluslararası güçlerin bu vahşete sessiz kalmasıdır. Nereye kadar gidecek bilmiyoruz ama kendimizi o insanların yerinde düşünürsek Allah’a şükür etmekte ne derece haklı olduğumuzu anlayacağız. O insanların yerinde belki bizde olabilirdik, belki de olacağız. Belki bizimde çocuklarımız bombalar altında hayatını kaybedecek, bir alev topunun içinde eriyip gideceğiz. O yüzden dualarımızı Filistinli kardeşlerimizden asla eksik etmeyelim. Çünkü yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bu insanların arkasında bizim dualarımızdan başka hiçbir destek yok, yeri geldiğinde insan haklarından bahseden ahmaklar yok, sanal soykırımlarla kendilerini paralayanlar yok. İşte onlara soykırım dünyanın gözü önünde naklen, arşivlerden çıkma değil, çok iyi biliyorum sesleri çıkmaz. Çünkü şehit olanlar bir Müslüman, Ermeni ya da Yahudi değil.