İSTERSEN HER YER İSTANBUL, HER YÖN İSTANBUL…

0
229

Ahmet Günaydın

İstanbul; Dermanı olmayan bir hastalık. Öylesine büyüleyici bir şehir ki, gören bir daha unutamıyor.

Ülke dışından İstanbul’a eğitim, turizm ve çeşitli amaçlarla gelen insanlar da İstanbul’u unutamıyor. Bunda eşsiz bir coğrafyada olması, onlarca medeniyete ev sahipliği yapması, kültürel zenginlikler çok önemli bir faktör.

Taşovalının İstanbul ile tanışması ellili yılların ortasına tekabül ediyor. Özellikle kuzey kesimimizde yer alan köylerin Yeşilırmak’a biraz daha uzak olması, güneydeki köylere oranla daha verimsiz topraklara sahip olması kuzeydeki köyleri İstanbul’a göçe yönlendirmiş.

İstanbul’a göçenler geçimini sağlamak ve sosyal güvenceye sahip olmak gayesiyle gittiler. Ancak gidenlerin bir kısmı şehrin büyüsüne kapılmış, emekli olsalar da torunlara bakma veya değişik nedenlerle bir türlü doğduğu topraklara dönememişler.

Aslında şöyle bir düşünecek olursak Taşova’da da İstanbul’u yaşayabiliriz. Taşova’yı tarihi yarımada (sonradan Fatih ilçesine bağlanan İstanbul’un ta kendisi olan Eminönü’nü baz alırsak) Erbaa-Niksar’a kadar bölüm Anadolu yakası olarak kabul edebiliriz. Amasya’ya kadar olan bölgeyi Esenyurt’a ilçesi Avrupa yakası sayabiliriz. Kuzey batıdaki Sarıyer bölgesini Ladik yönü kabul edebiliriz.

Konuya Samsun’dan bakarsak; Çarşamba ve Termeye kadar olan bölümü Anadolu yakası olarak var sayabiliriz. Samsun’dan Alaçam’a kadar olan batı tarafını Esenyurt, Samsun’dan Kavak ilçesine kadar olan bölgeyi de Sarıyer olarak pekala hissedebiliriz.

 

İstanbul sevgisini böylece törpüleyebiliriz. Kısacası görebilene her yer İstanbul her yön İstanbul…

Yorum Ekle