HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI
Hayat, Cenab-ı Allah tarafından canlılara verilmiş en büyük ödüldür. Hayatın kaynağı bizzat ‘’hayy’’ olandır. Yalnız bu ödül sınırlı bir süre için bazı sorumluluklar ile beraber verilmiştir. Yaratıcımız değer verdiği ve yeryüzünün halifesi yaptığı insanoğlunu başıboş bırakmamıştır. Önce ona hayat yürüyüşünde rehberlik edecek peygamberler ve kutsal kitaplar göndermiştir. Bu kutsal kitaplarla doğruyu ve yanlışı kendisine bildirerek akılla donattıklarını cennet ve cehenneme gidecek yolların kavşak noktasında bırakarak kendisine verilen akıl ve iradesiyle hür bir şekilde kendi tercihini yaparak kendi kaderini yine kendisinin belirlemesini istemiştir.
En güzel şekilde yaratılan insanoğluna akıl ve iradeyle birlikte sorumlulukta verilerek ona göre yaşaması istenmiştir. Hayvanlara ve zihinsel engellilere akıl ve irade verilmediği için onlara sorumlulukta verilmemiştir. Yapmamamız gerektiği halde yaptığımız veya yapmamız gerektiği halde yapmadığımız işlerin, söylememiz gerektiği halde söylediğimiz, söylemek gerektiği halde söylemediğimiz sözlerinde hesabı bu dünyada sorulduğu gibi öbür dünyada da sorulacaktır. Verilen her nimetin bir bedeli vardır. İnanan bir insan heva ve hevesine göre değil de kendisinden istenen ve beklenen kurallara göre yaşamalıdır. Her şey saniye saniye kayıt altına alınıyor. Yaşadığımız ortamlardaki kameralar her anımızı kayıt altına aldığı gibi Kiramen Kâtibin melekleri de manevi kameraları ile her an yanımızda bizi takip ediyorlar. Mahşer günü herkesin amel defteri ellerine verilince insanoğlu Kehf suresi 49. Ayette belirtildiği gibi ‘’ bu nasıl bir kitapmış ki küçük, büyük hiçbir şeyi bırakmadan hepsini sayıp dökmüş ‘’ derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. İnananlar veya inanmayanlar için durum fark etmez herkes yine ayette belirtildiği gibi zerre kadar iyilik veya kötülüğün karşılığını görecektir. Hemen uyaralım, onu –bunu dolandıranlar uyanıklık yaptık zannetmeyin bir gün hesabını vereceksiniz. Adaletsiz hareket edip zulmedenler yaptıklarınızın unutulacağını zannetmeyin cehennem sizi bekliyor. Kul hakkı yiyenler kendinizi akıllı zannetmeyin mahşer gününde herkes birbirinden en ufak hakkını alacak. Yaratıcının bütün nimetlerinden faydalanıp onun isteklerine karşı gelenler bu nankörlüğünüzün hesabını vereceksiniz. Bu dünyanın geçici bir misafirhane olduğunu unutup kendini hiç ölmeyecekmiş olarak zannedip hesabı inkar edenler ölüm bir gün sizi de yakalayacak. Haram-helal demeden mal-mülk sahibi olup Karun gibi onunla şımaranlar bilin ki malınız sizi kurtarmayacak. Allah’ın yarattığı dünyada yine O’nun sayesinde yaşatılıp O’ndan gafil olanlar sizin de hesabınız görülecek. Kendini vazgeçilmez olarak görüp kibirden küstahlaşanlar, yakın zamanda size de gereken yapılacak. Allah’ın verdiği aklı olumlu yönde O’nu tanımak için kullanmayıp ufacık beyniyle Allah’a kafa tutmaya ve hesap sormaya çalışanlar sizin de hesabınız çetin olacak. Kısacası Allah’ın hâkim olduğu ilahi mahkemede herkes birbiriyle hesaplaşacaktır. Herkes cehenneme dayanabileceği kadar günah işlesin.
Sözün kısası biz bu dünyada hancı değil yolcuyuz. Dünyaya nasıl geldiğimizi bile bilmiyoruz. O halde bize düşen vazife kimseye zarar vermeden bize verilen görevleri insanca yapmak ve şairin dediği gibi bu kubbede hoş bir sada bırakmaktır. Herkesin mezarı da hesabı da ayrı olacaktır. Siz bilirsiniz.