F. Sema Günaydın Bayram
GÜZELLİKLER ANILARDA SAKLI
Taşova’dan ayrılalı dört sene oldu. Bu zaman içerisinde Taşova’ya bir çok bina yapıldı. Yapılan kocaman binalar sebebiyle sokakların daraldığını ve bahçeli ev sayısının gitgide azaldığını üzüntüyle müşahade etmiş bulunmaktayım. Eskiden Taşova’ya küçük ama şirin bir ilçe derlerdi. Şimdi şirin ilçenin yerini beton yığınına dönüşen ruhsuz ilçe aldı.
Çocukluk ve gençliğimin geçtiği Bağdat Caddesi, ilk kez bu yaz bana soğuk ve yabancı geldi. Bildiğim evler yıkılmış, yerlerine apartmanlar dikilmiş. Babaevinin olduğu sokakta bir ev var ki o evi ne zaman görsem içimi hem hüzün hem sevinç kaplar. Çünkü babaevinden sonra benim en çok zaman geçirdiğim evdi. Hem alt hem üst katında güzel insanlarla geçirdiğim anılar var ve bu anıları, evin önünden her geçişimde hatırlarım. Bu evin ikinci katının balkonunda oturmayı çok severdim. Şimdi o balkonun bomboş olduğunu görüyorum. En çok vakit geçirdiğim balkonun olduğu katta kimse oturmuyor çünkü.
Bağdat Caddesi’nde yaşadığım sürece o evin alt katından bir çok aile geldi geçti. İkinci katında ise rahmetli Osman Latif Hoca uzun bir süre oturmuştu ve kiracı olarak oturduğu eve kendi evi gibi bakardı, birçok tadilat yaptırmıştı. Rahmetlinin bu yönünü çok takdir ederdim. Osman Hoca’nın kızlarıyla arkadaş olmuştum (Şu anda da arkadaşlığımız devam ediyor). Alt katında da iki ayrı aileden üç kişiyle arkadaş olmuştum. Eh bu kadar arkadaşımın yaşadığı bir evin baba evinden sonra en çok zamanımın geçtiği ikinci ev olması boşuna değil.
Bahsettiğim ev, şimdilik yerinde duruyor ama korkarım ki o ev de diğer müstakil evlerin kaderini paylaşacak. Bu evin yerine kocaman apartman dikildiğinde çocukluğum ve gençliğimin geçtiği sokak bana hepten yabancılaşacak ve bunun hüznünü daha derinden hissedeceğim. Hayat böyle acımasız işte. İnsanlar gibi evler de bırakıp gidiyor. Ardından birkaç anı ve fotoğraf bırakıyor. Ben de bu yazıyı yazıp tarihe not bırakmak istedim.