Haber: Ahmet Şimşek
Mısır ekmeği, bir neslin vazgeçilmezi idi. Çobanların ekmek torbasında koyun, kömüş yoğurdu ile karıştırıp kaşık kaşık yediği, en lüks ve lezzetli öğlen yemeğiydi mısır ekmeği.
Mısır ekmeğinin yapılışı, lezzeti, hangi yörelerde talep bulduğu, vitamini ayrı bir konu; fakat biz işin kültürümüzdeki yerini kaleme alacağız.
Taşova Orta Karadeniz bölgesinde olması nedeniyle, hem Tokat, hem Amasya, hem de Samsun kültürünü içinde saklıyor. Fakat kendine özgü bir yapı ve kültüre sahiptir. Konuşma lehçeleri, yemekleri, türküleri alışkanlıkları ve yaşayışları kendine has bir zenginlikleri var.
Mısır ekmeğini çinko tasa doğrayıp üstüne dökülen yogurttaki tada hayır diyemeyenlerin devri geçti mi bilmiyoruz ama, adı geçince binlerce ”aaah” çekildiğini duyar gibi oluyorum sanki.
Karadeniz sofrasının vazgeçilmezi mısır ekmeği. Sağlıklı ve kara lahana çorbasının yanında soğandan önce yer alır. Mısır somunu köy fırınında pişerse tadı ve lezzeti bir başka olur.
Kırık talbayı alırsın eline. Sıcak suyla yoğrulmuş mısır unundan yapılan mısır hamurunu selpersin, uzunca somun haline gelince orta sıcak ayarda ki fırına tahta kürekler atarsın. Beklersin sarı sarı ekmeklerin kızarmasını. Yalan suyu (Fırının içinde bir köşeye atılan odunlar) az atarsın ki fırının içi çok ısınıp haşlamasın mısır ekmeğini. Köylerde alışkın köy çocukları büyüseler de babalarının yaşlarına gelseler de çocukluğundaki yedikleri köy ekmeklerini ve yemeklerinin tadına baktıkça o dertsiz tasasız çocukluk günlerini hatırlıyorlar sanki.
Kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması, öz benliğimizden ayrılmadan değerlerimize sahip çıkılması dileğiyle, Selamlar, saygılar efendim.