İlçemiz Dereli köyü halkından olup, 40 yıl boyunca Almanya’nın Berlin kentinde ikamet eden sanatçı Abdullah Eryılmaz köyüne kesin dönüş yaptı.
Kaset ve cd’leri olan Eryılmaz’ın Almanca olarak basılan “MEIN ONKEL UND SEIN FREUND” adlı kitapta öykü, skeç, şiir ve mizahi konular yer alırken, bir çok filmde de rol almış. Esprili kişiliğinin yan ısıra özde bir çevreci olan Eryılmaz bundan sonraki hayatını Dereli’deki çiftliğinde geçirmek istiyor. Geydoğan-Dereli arasındaki 23 dekarlık alanı yeniden tanzim eden Eryılmaz, anne ve babasına izafeten BİZİMKİLERİN YERİ adını verdiği mesire yerinde şimdilik müşterilerine alabalık servisi yapıyor. Alabildiğine geniş ve doğal ortamda isteyenlere kamp hizmetleri de sunuyor.
Eryılmaz sanatçılığının yanı sıra aynı zamanda tehlikeli şiirler yazan bir şair. İşte ailesini anlatan o güzel şiir:
ANNEMİN GİDERKEN ANLATTIKLARI
Ne zaman doğduğumu bilmiyorum
Bir kenara not etmemişler
Dünyaya ne zaman geldiğimi
Onüçümde ya vardım ya yoktum
Evlendirildim babanızla
Aradan iki sene geçmedeki
Ana oluvermiştim daha çocuk yaşta
Babanızın yatakta avradı
Tarlada işçisi
Ve mutfakta aşçısıydım
Bundan şikayetçi de değildim
Yıllar birbirini kovalaya dursun
Ne doğurganmışım meğerse ben
Oniki çocuk doğurdum
Dördü öldü sekizi yaşıyor
Dile kolay oniki çocuk doğurmak
Aile planlaması içi sağlık kurulu
Köyümüze geldiğinde
Onlara başvuran ilk kadın bendim
Şipirale denen aygıt ile kurtuldum
Çocuk doğuran makinelikten
Bildiğiniz gibi harıl harıl
Tütün, pancar ve buğday üretirdik.
Yavrularım canlarım ciğerlerim
Babanızı babanızı şimdi daha iyi anlıyorum
Tek arzusu sizleri
Üretim kesiminden kurtarmaktı
Yani okutmaktı
Ablanız ortaokuldan sonra
Ankara Sağlık Kolejini kazandığında
Köyden bazıları
Aman gönderme kızını Ankaralara
Orospu olur deselerde gönderdi
Aferin ablanıza Hacettepe’yi bile bitirdi
Hepiniz kurtulu verdiniz üretim tesisinden
Ah ah ne çabuk geçti o güzel yıllar
Bol enflasyonlu ve on senede bir cuntalı da olsa
Hani bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı ya
Babanızda çırılçıplak geldi
Ve dokuz metre kefen ile gidiverdi
Ama o köyümüzde kızını okutan
Kızına traktör sürmeyi öğreten
Ve Türkiye İşçi Partili olduğundan dolayı
Hapiste yatan köyün ilk siyasi tutuklusuydu
Yetmiş senelik beraberliğimizde
Onhun iki kez ağladığını gördüm
Biri Deniz Gezmiş’in asıldığında
Diğeri ise anasının ölümündeydi
Meğerse sevgiymiş bize güç veren
Ömür boyu bizi ayakta tutan
Gider ayak ne diyebilirim ki
İnsanları sırf insan oldukları için
Doyasıya sevin demekten başka