Ülkemizin bunca çözüm bekleyen sorunları varken kendilerine aydın denen bir zümrenin uğraşısına bakın…
‘1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı büyük felakete duyarsız kalınmasını, bunun inkar edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum’ diyor bu ülkenin sözde aydınları.
Bunlar aydın (!)… Hep cehaletten yakınırız ya yaşanan her olumsuzluğa mazeret bulma adına… Ama cahil olarak baktığımız halkta ülkeyi bu kadar tahrip eden daha açıkçası ihanete varan bir yaklaşım hiç görülmemiştir.
Erol Manisalı hocanın ‘ Avrupa ve ABD’ deki bir takım vakıflar ve istihbarat örgütlerinin bazı satılmışlara ve sivil toplum örgütlerine para yağdırıp şu konuları işleyin, şu yayınları yapın, kampanyalar düzenleyin şeklinde yardım yaptıklarını yazılarından okumuştuk…
Bu gün sözde aydınların bu tavrını görünce acaba bu sözde aydınlar kendilerini besleyenlerin siparişine göre mi bu kampanyayı başlattılar diye düşünüyoruz.
Mensubu olduğu milletinin geçmişine ihanet ederek istikbal arayan Nobelli yazarımızı da tanıdıktan sonra sözde aydınların bu özür kampanyalarını hangi desteklerle yaptıklarını daha iyi anlıyoruz.
Bu kampanyayı başlatan ve buna destek veren sözde aydınlara soruyoruz:
Ermenilerin şehit ettiği Türk büyükelçiler, elçilik mensupları için vicdanınız sızlamıyor mu? Bu adaletsizliği reddetmeyi düşünüyor musunuz? Türk milletinin duygu ve acılarını paylaşmak aklınıza geliyor mu Ermenilerin hakkını savunurken Karabağ da Azeri kardeşlerimize yapılan zulme tavır koyup kampanya başlatmayı düşünür müsünüz.
Düşünce adamı Cemil Meriç’e rahmet olsun. Sanki ‘ Gerçek Aydın’ tarifiyle bu günün sözde aydınlarına gönderme yapıyor.
Gerçek aydın bir zümrenin emir kulu değildir. Gerçek aydın bir devrin şuuru olmak zorundadır, bütün hakikatleri yoklamalı, bütün yalanların maskesini yırtmalı, kalabalığa doğruyu göstermeli, her düşünceye saygılı olmalı, tarafsız olmalıdır.
GERÇEK AYDIN, ÜLKESİNİN BÜTÜNÜNÜ, BÜTÜN ÜLKELERE KARŞI MÜDAFAA EDECEK, SINIFLAR ÜSTÜ HAKİKATLERİ ARAŞTIRACAKTIR…’
Evet halk insanlardan oluşmaktadır. İnsanlar iyiyi doğruyu görmek zorundadırlar. Gerçek aydın iyiyi doğruyu, ışığı, idealleri, doğru tarihi toplum yararına düşünür, söyler yazar. Gerçek aydın halkının yanındadır. Onun tarihine geçmişine saygı duyar.
Türkiye de sözde aydınlar halkına yabancılaşmışlardır. Halka arkalarını dönmüşlerdir. Bu gün ülkede aydın adı altında halkından kopuk batı taklitçisi Tanzimat aydını denen kendi toplumunun aydını olmayan SÖZDE AYDINLAR vardır.
Böyle dışardan beslenen, dışarıya dönük aydın tipinden ez cümle alt yapısı bozuk bir aydın misyonundan da ancak böyle bir kampanya beklenirdi.
Daha fazla paylanmak istemiyorsanız kendi payınıza milletinizden de bir özür dileyiniz.