Saadet Partisi son yapılan kongresinde genel başkanını yeniledi. Erbakan Hoca’nın, sayın Recai Kutan’ ı emanetçi başkan olarak niçin partinin başında tuttuğu tartışıla dursun, sayın Abdullah Gül’ün aday olduğu o malum kongrede Erbakan Hoca ve kırk yıllık yol arkadaşlarının telkinleri başkanlık yarışında Sn. Recai Kutan’ın az farkla da olsa emanetçi genel başkanlığı kazanmasını sağlamıştı.
Alınan bu sonuçtan Erbakan Hoca’ya yakın olan ve kendilerini Milli Görüş davasının gerçek sahibi olarak gören ak sakallılar gayet memnundular. Parti ellerinde kalmıştı. Küçük olsun bizim olsun anlayışı hani… Kongreden sonra gelişen süreçte, Sn. Abdullah Gül ve arkadaşlarının Ak Parti’yi kurmaları, değişimden yana olduklarını ”milli görüş gömleğini
çıkardık” cümlesiyle pekiştirmeleri,siyaset arenasında dalgalanma yaratmış, milli görüşün genç kuşağı kendine yeni bir yol haritası çizmiş, kurdukları yeni partileriyle iktidara gelmişlerdir..
Saadet Partisi’nin son genel seçimlerde aldığı sekizyüz bin civarındaki oy partinin marjinal bir anlayışa sahip cemaat partisi konumuna büründüğünün göstergesiydi. Erbakan Hoca’nın 28 Şubat sürecinde aldığı yasaklılık ve yaşlılığı parti üzerindeki belirleyiciliğini azaltmamıştır.. Bundan sonrada bir bilen olarak Saadet Partisi üzerindeki etkisi devam etmektedir.
Öyle ki Partinin tabanı tarafından parti genel başkanlığında görülmesi istenilen Sn. Numan Kurtulmuş önceki kongrelerde aday bile olamamıştır. Ta ki,yapılan yeni kongrede, Erbakan Hoca’dan işaret gelinceye kadar. Saadet Partisinde Şimdilik görülen genel başkanın değiştirildiğidir. Partinin yönetim kadroları Milli Görüşün kırk yıldır vitrininde olan yaş ortalaması 50’nin üstünde olan tanıdık simalardır. Görünümleriyle bir zamanların Sovyet Komünist Partisinin opolitbürosunu hatırlatırlar.Onların anlayışlarında politikada emeklilik söz konusu değildir. Genel başkanın değişmesi Partinin politikalarında değişimi getirecek midir, hep birlikte göreceğiz. Etrafını çeviren kırk yıllık kurt politikacıların içinde Sn. Numan Kurtulmuş’un ne kadar değişimden yana olduğunun sonuçları yaşanılacak siyasi süreçte görülecektir. Adil Düzen’den yeniden Milli görüşe dönüş yapan Saadet Partisinin yeni genel başkanı Sayın Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin 25 yıldır başını ağrıtan, bir türlü adının konulamadığı doğu ve güneydoğudaki etnik kökenli sosyoterör olgusunu nasıl çözecektir?
Saadet Partisinin ”milli”lik kavramı ve bu çerçevede vaat ettiklerinin sınırları geçmişte yaşanan Doğu Perincek, Rauf Denktaş ikilisiyle yollarını kesiştirecek kadar ulusalcı milli görüş mü olacaktır? Ergenekon vari yapılanmalara karşı yine susurlukta olduğu gibi ”fasa
fiso” diyebilen bakış açısıyla mı tavır alacaktır? Demokrasi anlayışı ve uygulamaları bize özel milli demokrasi anlayışımı, yoksa evrensel ilkeleri ve uygulamaları kapsayan demokrasi
anlayışımı olacaktır? Devletin, halkın devleti haline getirilmesi, dar gelirli vatandaşımızın ulusal gelirden hakça pay alması nasıl sağlanacaktır? İktidarların şimdiye kadar yaptıkları gibi, işletmeler yerli veya yabancı ticaret ve sanayi burjuvazisine özelleştirmelerle peşkeş mi çekilecektir?
Bir zamanların ”Avrupa Ortak Pazarı” şimdiki Avrupa Birliği’ne karşı duruş ve Nato’ya ses çıkarmama politikaları sürdürülecek midir? Saadet, Türkiye’nin inançlar bağlamında Aleviler ve haklı taleplerine resmi devlet politikaları ve geleneksel din anlayışlı bakış açısını terk edip
Kabul edilebilir bir çözüm sunabilecek midir? Uygulanan pazar ekonomisi ve olumsuz sonuçları altında her gün daha yoksullaşan halkımız ezilmeye devam mı edecektir?
Tarım ve hayvancılığın yeniden ayağa kaldırılması için devlet sübvanseye gidecek midir?
Vergi ve sigorta primlerinin yüksekliği altında ezilen esnaf ve sanatkârın içler acısı hali ne olacaktır?
Devletin geleneksel anti demokratik politikaları ve uygulamaları terk edilip laik, sosyal hukuk devletini hayal olmaktan çıkarılabilen dönüşümü nasıl sağlayacak mıdır? Saadet Partisi Türkiye partisi olacak yapılanmayı sadece genel başkanı yenileyerek siyasi yaşamımızdaki partilere alternatif olabilecek midir?
Yaşanan 28 Şubat sürecinde Saadet Partisi seçmeninin politik görüşleri ve davranışları daha gerçekçi siyasal sosyoekonomik davranışa dönüşmüştür. Sayın Kurtulmuş, emanetçi genel başkan olmadığını yeni politik vaatleri ve uygulamalarını kapsayan dönüşüm projelerini kitlelere göstermesi gerekecektir.
Numan Kurtulmuş’un en büyük şanssızlığı Tayyib Erdoğan ve Ak Partisidir. Erdoğan’ın politik karizması henüz çizilmemiş, halkın umudu olmaya devam etmesidir . Genel başkan seçilen Numan Kurtulmuş’un işi bir hayli zor olacaktır.