HASAN APAYDIN-EĞİTİMCİ
Geçen yazımızda eğitim ve öğretimin pek çok meselesinden bir kaçına değinmiştik. Bildiğimiz gibi eğitim meselesi milli güvenlik meselesidir. Okulda çocuğu olsun ya da olmasın herkesi ilgilendiren bir meseledir. Çünkü yarınlarımız bu çocuklara emanet edilecektir.
Eğitim ve öğretimde en önemli rolü öğretmen oynamaktadır. En iyi müfredatı yapsanız, en iyi okulları açsanız, her türlü imkanı sunsanız bile eğer öğretmen liyakatlı olmayıp kötü ise istediğiniz başarıyı elde edemezsiniz. Bunun tersine eğer öğretmen iyi ise her türlü yokluk ve olumsuzluk durumunda iyi sonuçlar da olabilir. Demek ki eğitim ve öğretimde en önemli özne öğretmenmiş. Bir eğitimci olarak öğretmen okullarına öğrenci alımında yazılı sınavdan çok mülakata önem verilmelidir. Yalnız bu mülakatlar kesinlikle tarafsız yapılmalı ve işin içine siyaset ve yandaşlık karıştırılmayıp milli ve manevi değerlere uygun, vatanını ve milletini seven, bilgili, görgülü, düzgün konuşabilen, kıyafetiyle bir saygınlık uyandıran kendini mesleğine adayabilecek adaylar arasından seçilmelidir.
Hemen sizi duyar gibiyim. Bu böyle olmaz diyorsanız siz bilirsiniz. Bir milyondan fazla öğretmenle, bütçeden en fazla payı aldığımız halde yerimizde sayarız. Yine okul müdürleri de mülakatla ama yukarıda saydığımız kıstaslara uygun olarak ve yandaşlardan değil de hak edenler ve mesleğine kendini adamış insanlar arasından seçilmelidir. Okulun başarı ve başarısızlığının faturası müdüre kesilmelidir. Okul bir ticari işletme değil ama başarı durumunda müdür ödüllendirilmeli, başarısızlık durumunda ise hem hesap sorulmalı ve hem de görevden alınmalıdır. Kendi özel okulu olsa göz yummayacağı bazı durumlarda devletin okulu diye göz yuman ve gereğini yapmayan müdürlerin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Öğretmen atamalarında yine yazılı sınavla birlikte mülakatlar yapılmalıdır. Bana göre mülakat yazılıdan daha önemlidir.
Yukarıda da belirttiğim gibi mülakatlar kesinlikle ehil bir kurul tarafından ve hakkaniyete uygun olarak yapılmalıdır. Siyaset ve sendikalar eğitim işine karışmamalı ve eğitim işi siyaset üstü tutulmalıdır. Şu anda okullarımızda kılık-kıyafetiyle, bilgi ve görgüsüyle, örneklik ve yaşantısıyla, millet ve memleket sevdası olmayan okulun kapısından içeri sokulmayacak maalesef pek çok öğretmen mevcut. Bütün derdi bu işten para kazanmak olup başka hiçbir gayesi olmayan insanlara en önemli varlığımız olan çocuklarımız teslim edilmemelidir. Kendini işine adamış ve kutsal bir vazife yapıyormuş gibi çalışkan ve fedakâr eğitimcilerimizin önü açılmalı, hem devlet hem de millet olarak onlara sahip çıkmalıyız. İşinde başarılı olamayan insanlara başka yollar önerilmelidir. Öğretmenliğe girene ne olursa olsun bir ömür boyu garanti verilmeyerek çürük elmalar ayıklanmalıdır.
Çok sevdiğimiz çocuklarımız ve velilerimiz şımartılmamalı ve öğretmenlerimize saygıda kusur etmemeleri öğütlenmelidir. Devlet ve millet olarak mesleğini hak ederek ve fedakârlıkla yapan öğretmenlerimize maddi ve manevi yönden sahip çıkılarak güçlü olmaları için her türlü destek verilmelidir. Eğer çağdaş uygarlık seviyesine çıkmak ve diğer milletlerle yarışmak istiyorsak oyunu kurallarına göre oynamalıyız. Yok abi bunlar bize göre değil derseniz debelenmeye ve şikayet etmeye daha çok devam ederiz. Siz bilirsiniz. İnşallah devam ederiz.