“Eşşek ağmasa taş gurbete gitmez.”
BİG BROTHER HER YERDE
Malum Sırp Bilim insanı Nikola Tesla var. Uzaktan sinyal göndermek suretiyle gereğini yerine getirme tekniğini Amerika’ya bırakıp öldü. Daha neler neler…
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde patlayan çatlayan Çernobil nükleer santrali bu işle ilgiliydi deniliyor…
Bağlı olarak DEPREM içerikli acayip ve garaip, ürkütücü aşağıdaki paylaşıma bir sayfada rastladım, şöyle diyor:
“Geçmiş olsun İstanbul, salınım devam ediyor, Allah’a emanet olun…
Silivri açıklarında bir gemi var söylentisini duydunuz mu; depremi tetikliyor deniliyor!
Bir USA gemisi, iklimsel ve Tesla tekniği ile deprem tetikleyicisi olacağından şüpheleniliyor…
Fakat ne yalanlayan var ne doğrulayan….”
Acaba mı?
“ Akletmez misiniz? diye defalarca soruyor bu alemin sahibi kitabında. Niçin soruyor acaba?”
Biraz akledin hadi…
Bu gemi gerçek mi?
Tetikleme sinyalleme iklimleme uzaktan talimatlandırma yönetme gerçek! Ik cık etme alışkanlığından kurtulun da akledin ağalar…
Ağalar değil sadece avam tabakası siz de düşünün. Bize ne demeyin…
Arada bir tekrar ediyorum; bir senedir kolay kolay oturup herhangi bir hususta yazı kaleme almıyorum. Bu yazıları yazmışım vaktinde.
Facebook hatırlatma babında getiriyor ve bana; “üşenme bakıver hele diyor” her gün. Yazmadığım için son zamanlarda; yazdıklarımla yetinme yolunu tercih ediyorum. Grupta topluyorum kimi yazılarımı kimi yazılarımı da özellikle eleştirel tarafı ağır basanları siliyorum.
Fakat şimdi burada birkaç dakika eğlenerek yazıya bir iki cümle eklemek vazife oldu üstüme sanki.
Gazze’den İsrail’e roket atıldı malum. Hemen derhal abd uçak gemisini Doğu Akdeniz’e gönderdi. Bilmem ki üç günde uçak gemisi Ford saatte kaç mil hız yaparak İsrael önlerine geldi?
İsrael yabancı bir isim değil ki bize… Hz. Yakub’un diğer adı İsrail idi. Mevcut bölgenin adı da Ken’an eli oluyor. Kitaplarda öyle geçer.
Gemide 100 mü 60 mı uçak var. Belli ki bomba var. Yine belli ki petrol deposu var. Bu kadar uçak nerede ikmal yapacak? Boyu 300 metre gibi; pistlerin uzunluğu 200 metre olduğuna göre. Gemi uçaklar ve boyutlar hakkında emekli bir askerin sözlerinden az çok yararlandım yazının bu kısmında.
Uçak gemisi dört beş adet başka koruma gemileri vasıtasıyla dış tehditlere karşı muhafaza altında. 400 mil mesafeden dinliyor görüyor gözetliyor. Dinlediğim generalin deyimiyle 700 km gibi bir mesafeyi sahayı veya bölgeyi sağlı sollu enine boyuna kontrol ediyor.
Denizaltılar da cabası!..
Peki!
Mezkur gemi Akdeniz’de kimin lehine kimin aleyhine görevde nöbette vazifede?
Ben eşkere söyleyeyim.
Millet yani siyasiler bilim adamları gazeteciler haberciler hatipler emekli askerler elçiler diyorlar ki:
“İsrail’in emniyeti için…”
Karşı safta kimler var?
Gazze Filistin Suriye Irak İran Rusya Çin India Kuzey Kore. Ayrıca başını kaldıran ve “hop dedik” diyen bütün müslüman ülkeler de aynı safta. Afganistan halkından culup culup genç insanlar hudutlar geçerek dağlar vadiler aşarak Türkiye’ye geliyor. Hiç mülteci görünümü de yok. Tarikatlar cemaatler terör örgütleri abd ve siyonizmin emrinde. Bütün “cılık ve culuk” ile biten terimler ve “izm” ile biten terimler birer aldatmacadan ibaret gibi.
Bir avuç Gazze ateş olsa düştüğü yeri yakar.
Uçak gemisi Akdeniz’de dünyanın korkulu rüyası başka bir ülke için nöbet bekliyor gibi geliyor bana. Helbette ilk ve belirli hedef bu ülke ancak açık etmek güç şu vasatta veya her vasatta. Ülkenin faaliyet selahiyet ve etkinlik imkanlarını kısmak için her sabah veya her meselede “burdayım” tekmili vermesinin sebebi de bu!
Bilmediğimiz bir silah varsa ellerinde diye uykuları kaçıyor.
Ruhunuza bedeninize aklınıza geleceğinize iradenize arazinize mülkünüze mukat olun…
*
İŞTE O SİSTEMİN PRATİĞİ:
HAARP
(Konu internet üzerindeki bilgiler tahtında derlenerek derli toplu anlaşılır bir hale sokulmuştur.)
Kıyamet Silahı olarak da bilinen HAARP, Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı demektir. Bu program ABD Silahlı Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından ortak yürütülür ve iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere kurulmuştur. Araştırma merkezi Alaska’dır. HAARP fikri, ilk kez Sırp asıllı ABD’li bilim adamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmıştır.
Bu projenin hayata geçirilmemesi için birçok ülkede kampanyalar olmuştur. Çünkü HAARP projesi iklim kontrol ve yapay deprem silahı olarak kullanılabilme iddialarından dolayı çok tartışmalı bir konu halini almıştır.
HAARP, Pentagon’un kontrolünde ve ABD ordusunun hizmetinde olan önemli bir projedir.
HAARP’ın yapabileceklerini kısaca şöyle sıralayabiliriz;
1- İklimleri değiştirmek
2- Suni Deprem yaratabilmek
3- İnsan bilincini kontrol edebilmek
4- Sel ve kuraklık oluşturabilmek
Elektromanyetik dalgalar üzerine birçok deneyin yapıldığı bu alan uçaklar için çok tehlikelidir. Bu yüzden HAARP tesislerinde, uçak kontrol sistemi kurulmuştur. Herhangi bir uçağın yaklaşması durumunda antenlerin faaliyetleri otomatik olarak durdurulmaktadır. Tesla bu çalışmanın temelini atan kişidir. Tesla iyonosfere gönderdiği radyo frekanslarının çok daha kuvvetli bir şekilde geri döndüğünü fark etmiş ve bunun üzerine çalışmıştır.
Çalışmanın ana işlevi; iyonosfere doğru yüksek hatta çok yüksek radyo frekansları göndermektir.
Bu silaha “Kıyamet Silahı” diyenler de var ki haksız sayılmazlar. HAARP, gelişen Teknoloji ile ileride çıkacak olası savaşlarda kullanılabilecek çok tehlikeli bir silahtır. Çünkü HAARP’in özelliklerinden biri, istenilen yerde deprem oluşturabilmesidir. Bu nedenle birçok ülke Amerika’dan HAARP çalışmalarını durdurmasını talep etmiştir.
Projenin yapımının 1995 yılında bittiğini ve hemen ardından denek istedikleri en büyük komplo teorilerinden biridir. Bu komplo teorilerine göre HAARP ilk defa “Gölcük Depremi”nde denenmiştir.
Türkiye Eski Başbakanı Bülent Ecevit depremin bir komplo olabileceğini düşünüp araştırılmasını istemiştir. Bunu Ecevit rahmetli olduktan sonra bir Tv Programına katılan Afete Hazırlık ve Deprem Derneği Başkanı Ahmet Mete Işıkara açıklamıştır. Depremden önce ve sonra gelişen bir kaç enteresan olay da depremin normal bir deprem olmadığı düşüncesini sağlamlaştırmaktadır.
Depremden önce denizde büyük bir ateştopu ortaya çıkmış. Bunu depremden sonra birçok balıkçı doğrulamıştır ve birçok görgü tanığı vardır. Bunun dışında Haarp’ın en büyük belirtisi olan gökyüzü renginin değişmesi de depremden önce herkesin ilgisini çeken bir olaydır. Depremin beklenenden uzun sürmesi, telefonların çalışmaması bunlar hep şüphe uyandıran olaylardır. Haarp ortaya çıkmadan önce bazı belirtiler gösterir.
Yani burada tam tersi “Bela geliyorum der!”
Artık devir değişti ve savaşlar sessiz oluyor. Deprem bunun en stratejik ve akılcı olanı. Haarp, namı değer Kıyamet Silahı birçok felakete sebep olmuştur ve böyle giderse olmaya devam edecektir. Bu cihaz genelde hareket halindedir ve sorumlusu olduğu deprem çoktur. Yakın dönemde gerçekleşen ve son zamanın en büyük depremlerinden biri olan Japonya Depreminin de bu korkunç cihazın bir oyunu olduğu düşünülmektedir.
Komplo Teorisyenlerine göre, Gölcük depremi sırasında yaşanan ve acaba deprem bir HAARP saldırısı mı dedirten “tesadüfler”:
“Deprem günü Gölcük’de basit bir devir teslim töreninde abd’li ve Israilli üst düzey komutanların oluşu,
Deniz üssünde hiçbir Türk subaya giriş izni verilmeyen bir abd deniz altısının oluşu,
Olay daha dünya basınına yansımamışken İsraillilerin yardım çalışmalarına başlamış olması,
Depremden önce denizde büyük bir ateş topu ortaya çıkması,
Gökyüzü renginin değişmesi,
Depremin beklenenden uzun sürmesi,
Telefonların çalışmaması.”
“Komplo olmasa diyor bir komplo teorisyeni komplo teorileri ortaya atılmaz.”
*
Bu bilimin mucidi Nikola Tesla’dır.
Cep telefonu sinyallerinden hareket edildiğinde çok şeyi bir araya toplamak mümkün.
Dünyadan Mars’a gönderilen cihazı kontrol eden bilim, zelzele gibi elinin altındakilere neden bigane kalsın?
Orada burada çıkıp çıkıp İstanbul depremi diyenlere ben de çıkıp Los Angeles depremi diyorum. Çünkü bu işte bir iş var. Ortam doğal değil. Komplo var.