Amasya İtimat

DİKKAT! DİKKAT! ÖLÜM DE VAR…

0
713

HASAN APAYDIN-ULUKÖY-2023
İnanan-inanmayan, Müslüman-kâfir dünyada hiç kimsenin inkâr edemediği tek gerçeklik ölüm olmasına rağmen pek çoğumuz bunu görmek, duymak ve kabullenmek istemiyoruz. Lakin bu durum hakikati değiştirmiyor. Sadece çok yakınımızda sevdiğimiz bazı insanlar ölünce kısa süreliğine birazcık etkilenir gibi oluyoruz ama tekrar eski halimize dönüyoruz. Kim ne derse desin ‘’ölüm’’ vardır ve gerçektir. Bu ALLAH tarafından konulmuş asla değiştirilemez bir kanundur.
Neredeyse çoğumuz hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Her gün çevremizde tanıdığımız ve tanımadığımız birileri ölmesine rağmen bundan ibret almıyoruz. Ölen eğer tanımadığımız bir kimse ise zaten hiç ilgilenmiyoruz bile. Ölen eğer tanıdıklarımızdan biri ise “konu mankeni” gibi cenazesine son görevimizi yapmak için katılıp yine ibret almıyoruz. Yaşlı olanımız da hasta olanımız da ölümü kendine yakıştırmıyor. Azrail’in bizi unutacağını ve hiç görmeyeceğini zannediyoruz. Bu durum hem kendimize hem de etrafımıza zarar veriyor. Bitmek-tükenmek bilmez hırslarımız sebebiyle en başta kendimize yazık ediyor ve bize verilen bu hayatın anlamına uygun yaşayamıyoruz. Modern hayatın bize dayatmalarıyla bütün hayatın amacının daha çok çalışmak daha çok para kazanmak daha lüks yaşamak olduğunu zannediyoruz. Televizyon reklamları, sosyal medya paylaşımları, yapılan günlük muhabbetler hep daha çok, daha fazla tüketime yönelik olunca ister-istemez insanların çoğu bu akıma kendini kaptırıyor. Kur’an-ı Kerimde bu duruma “İnsanların çoğu akletmezler.” şeklinde buyrularak işaret edilir.
Modern hayata hepimiz çok çabuk alıştık. İmkânlarımız az iken hayatımız sade ve daha mutluyduk. Arkadaşlık ve komşuluk ilişkileri daha samimi ve beklentisizdi. İnsanlığımızın kalitesi daha iyi durumdaydı. Önceden binmeye eşek bulamayanlar şimdilerde araba beğenmez oldu. Daha 30 sene önce ev telefonu bulamayanlar şimdi cep telefonu beğenmez oldu. Köy evlerinde oturanlar şehirde apartman dairesi beğenmez oldu. Asgari ücretle geçinmeye çalışan bazıları en pahalı telefon sahibi olmaya kalkıştı. Köyünde geleneksel de olsa muhafazakâr olarak yaşayan bazıları şehre gelince “sosyete” olmaya özendi ama onu da olamayıp iki arada bir derede kaldı. Yani şehirli olamadı ama köylü olmayı da kabul etmeyip ne idüğü belirsiz oldu. Sonuçta insanların çoğu haddini ve sınırlarını aşarak hayatın sadece bu dünya hayatı olduğunu zannedip ölümü ve ahireti unuttu. Ölümü ve ahireti unutan insan dünyada ebedi kalacağını zannedip bütün ömrünü dünyanın geçici menfaatlerine hasredip dünyayı kendine dar etti. Dünyada ebedi yaşama arzusu ve modern hayatın getirdiği bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyaçlar karşısında çaresiz kalan insan haram-helal demeden her şeyi yapmayı kendine meşru gördü. Bu durumda herkes birbirine zulmetmeye başlayınca altta kalanın canı çıktı. Sonuç olarak toplumsal yozlaşma ve çürüme kaçınılmaz hale geldi. Mahkemelerdeki ve icra dairelerindeki milyonları bulan devasa dosyalar hepimiz için utanç vesilesidir. Hani biz geçmişiyle övünen Müslüman necip Türk milletiydik. Maalesef geldiğimiz yer burası. Şu anda hayatından memnun olan kaç kişi var? Komşusuna güvenen kaç kişi var? Özellikle büyük şehirlerde hiç korkmadan gezebilen kaç kişi var? Birisi bizden borç para isteyince güvenip verebiliyor muyuz? Yazdıklarımda hiç abartı yok, hatta az bile. Bunları çoğumuz yaşayarak öğreniyoruz. Eğer inanmayan varsa bir akşam haberlere ya da kadın programlarına baksın.
Bu konu ile ilgili çok şey yazılabilir. Bunlar hepimizin gördüğü ve yaşadığı şeyler. İçinde bulunduğumuz durum hiç de iç açıcı ve sürdürülebilir durum değil. Bundan hepimiz sorumluyuz. Önümüzde iki seçenek var. Ya topluca Hz. Yunus’un ettiği dua gibi “La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin.” Yani “Senden başka ilah yoktur. Sen her türlü noksanlıktan uzaksın. Ben zalimlerden oldum” duasını ederek insan olacağız, ya da hiçbir şeyi görmezden gelerek hep beraber hayatı çekilmez hale getireceğiz. Kendini güçlü görüp zayıfları ezenler, onun bunun hakkını gasp edenler, her türlü haksızlık ve adaletsizliği başarı gibi görüp övünenler, kendilerini dokunulamaz görüp her türlü zulmü işleyenler unutmayın ki kirâmen kâtibin melekleri her şeyi yazıyor, her şeyi gören ve bilen ALLAH size sadece kısa bir süre mühlet veriyor. Kur’an’ın ifadesiyle insanoğlu zerre miktarı hayrın ve şerrin karşılığını görecek. Kendilerine bir şey olmayacağını düşünen zalimler unutmayın ÖLÜM de var.

Yorum Ekle