“Deprem Kader Değil, İhmalin Bedeli”

0
416
17 Ağustos 1999…
Türkiye’nin kalbine kazınmış kara bir tarih. Gecenin sessizliğinde Kocaeli’nde yer gökyüzünü titretti, binalar karton kutu gibi çöktü. Saat 03:02’de binlerce hayat enkaz altında kaldı. Resmi rakamlar 17 bin canımızı kaybettiğimizi söylüyor, ama biz biliyoruz ki bu sayı sadece kâğıt üzerinde. Gerçek, çok daha ağır. O gün anneler evlatsız, çocuklar öksüz kaldı.
O günden sonra bir şeyler değişmeliydi. Ama biz ne yaptık?
Acıyı “kader” diyerek hafifletmeye çalıştık. “Her şey Allah’tan” diyerek sorumluluktan kaçtık. Oysa doğa olayını felakete dönüştüren kader değil, bizim ihmallerimizdi. Bilimi dinlemedik, rant uğruna çürük binalar diktik, üç katlıya beş kat çıktık. İmar affıyla göz yumduk. Sonra da enkaz başında gözyaşı döktük.
Peki sonra ne oldu?
Van depreminde yine ağladık. Elazığ’da, İzmir’de, Maraş’ta yine canlarımızı toprağa verdik. Her defasında aynı manzarayı yaşadık: yıkılan şehirler, yitip giden canlar, enkaz başında yükselen çığlıklar. Yirmi beş yıl geçti, hâlâ aynı soruları soruyoruz:
Neden önlem almadık? Neden ders almadık?
Devlete yıllardır ödediğimiz milyarlarca lira deprem vergisi nereye gitti? Hangi okul, hangi hastane, hangi sağlam konut yapıldı bu paralarla? Halk güvenle evinde otursun diye toplanan vergilerin hesabını bilen var mı? Yok. Şeffaflık yok, denetim yok, hesap verme yok. Ama her felaketin ardından aynı cümleyi duyuyoruz: “Kader.”
Bilim insanları uyarıyor: İstanbul depremi yaklaşıyor. 16 milyon insanın yaşadığı bu şehirde olası yıkımın boyutlarını hayal etmeye bile dil varmıyor. Eğer hâlâ bilimin sesine kulak vermezsek, sadece binalar değil, bir ülkenin geleceği çökecek.
Bugün susmak, yarın mezar kazmak demektir.
Bu milletin kaderi ihmale terk edilemez.
Yapmamız gerekenler açık:
• Bir daha imar affı çıkarılmamalı.
• Deprem yönetmeliğine uymayan tüm binalar ya güçlendirilmeli ya da yıkılmalı.
• Deprem fonları nereye harcanıyorsa halka kuruşuna kadar açıklanmalı.
• Herkes, devletinden vatandaşına kadar, sorumluluğunu bilmeli.
• Çocuklarımız deprem çantasıyla değil, sağlam okullarda güvenle büyümeli.
Kocaeli’nde, Van’da, Elazığ’da, Maraş’ta toprağa düşen on binlerce canımızın sesi kulaklarımızda çınlıyor:
“Aynı hataları yapmayın.”
Unutmayalım: Deprem öldürmez, ihmal öldürür.
Devlet, yerel yönetimler ve her birey; artık söz değil, icraat zamanı. Bir daha “kader” diyerek kendimizi kandırmayalım.
İsmail Erdal 17 Ağustos 2025 Muğla

Yorum Ekle