Amasya İtimat

DEMOKRASİ KURAL VE KURUMDUR…

0
830

DEMOKRASİ KURAL VE KURUMDUR…
 DEMOKRASİ  KURAL VE KURUMDUR…

Siyasi hayatımızda cemaat ve tarikatların var oluşu yeni değildir.Siyasi tarihimiz içinde Nurcular DP yi,Nakşibendiler 1980 de Özal ı,desteklemişler,Süleymancılar DYP ye yakın bir cemaat olarak görülmüş hatta rahmetli İnönü tarikat ve cemaatlerin hedefi olmuş ve seçimi kaybettiğinde ‘Beni Nurcular yıktı’demiştir.

Cemaat ve tarikatlar bizim kültür gerçeklerimizdir.Milletimiz tarikat ve cemaatleri Allah yolunda samimi hizmet veren sivil toplum örgütleri gibi görmüştür.

Cemaatlerin ticari örgütlenmeleri,siyasi örgütlenmeleri özellikle de günümüzde ülkeyi yönetim iradesi içinde paralel devlet yapılanması tabiri yakıştırılacak kadar devlet idaresinde söz sahibi olması insanımızı cemaat tarikat konusunda şüpheye düşürmüştür.

Milletimiz oy vererek iktidar yaptığı siyasi partileri de hep Allah yolunda hizmet veren örgütler olarak görmüştür.Hatta anlatılır;Rahmetli Özal oğlu Ahmet e bir gün şöyle diyor:

‘-Oğlum Ahmet,bu millet kendisine benzemeyen adama,kendini yönettirmez bunu böyle bil…’

Bu millet 60 yıldır hep kendisine benzeyeni iktidar yapmıştır.Ama son yaşananlar bize Hz.Süleyman zamanında vuku bulan bir anekdotu hatırlatmaktadır.

‘Karşıdan,elinde asa,sırtında cübbe,sakalı göğsünde bir adam görünmüş.Kuşlardan biri ürkerek:Ademoğlu geliyor kaçalım…demişse de ihtiyar serçe:

-Hayır,o bir din adamıdır,bize zararı dokunmaz,diye kararını bildirince kaçmışlar.lakin adam tam sürünün hizasına gelince,elindeki sopayı şöyle bir savurarak üstlerine fırlatmış ve serçelerden birinin ayağını kırmış.

Bu beklenmedik hadise üzerine kuşlar toplu olarak Süleyman Peygambere haklarını dava etmek üzere gitmişler.

Süleyman Peygamber Peki demiş,ben de o adamı  buldurur ve ayağını kırdırarak kısas ederim.Bu cevap,ihtiyar serçeyi tatmin etmemiş ve ‘Hayır,bunun kime ne faydası olur?Sen onu buldur ve kisvesinden soy.Ta ki bizim gibi başkaları da şekline ve suretine bakıp aldanmasın…’demiş.

Evet bugün gerek İslam dünyası gerekse Türkiye’miz               İslama yalan söyletmenin aldatmanın acı faturasını ödemektedir.İnsanlık ideallerine en yüksek değeri veren dinimizi dünyanın nazarında’Allahu Ekber’yüce kelamıyla suikast,bombalama,kan dökmenin çirkinliğiyle tanıtanlar,demokrasinin kurum ve kurallarından bi- haber olanlardır.

Bugün yaşadıklarımızdan şikayetin temelinde laiklik kavramının unutulması önem arz etmektedir.

Rahmetle anıyoruz Ord.Prof.Ali Fuat Başgil’in tarif ettiği laiklik bugün ihtiyacı duyulan kavramdır.

‘Devlet,ne din bezirganlığı yapar,ne de din düşmanı kesilir.Buna mukabil,din de ne devlet müşavirliğine, ne de siyaset kahyalığına kalkışır.

Ruhani kuvvetin merkezi mabettir.Cismani kuvvetin merkezi parlamentodur.

Ne mutlu o memleketlere ki,toprakları üstünde mabet ile hükümet,aynı bir yolun yolcusu gibi kol kola gider.’

Laiklik kavramının demokratik rejim içinde gerçek işlevini yerine getirmekte ihmali olanların devlet içinde oluşan çete ve paralel devlet yakınmalarına hakları olmadığını sanıyoruz.

Çünkü,demokrasi kural ve kurumlar manzumesidir…

Yorum Ekle

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz