İsmail Erdal’ın Kaleminden
Acımasız 12 Eylül işkenceleri bedenini sakat bırakıp iki bacağını ondan alsa da Fazlı Kuru’nun yüreğindeki adalet ve doğa aşkını alamadı; Taşova halkının çocukluğundan beri tanıdığı bu yiğit insan, tekerlekli sandalyesinde yılmadan demokrasi ve çevre için savaşarak halkın doğruluk timsali haline geldi.
Çocukluk ve İlk Tanışıklığımız
Taşova’nın en bilinen isimlerinden biridir Fazlı Kuru. Onu çocukluğundan beri tanırım. Benden küçüktür; kardeşimin yakın arkadaşıdır. Aramızdaki dostluk, yalnızca akrabalık ya da komşuluk bağıyla sınırlı kalmadı. Yıllar boyunca Taşova’da yürütülen pek çok demokratik mücadelede yan yana yer aldık. Onun azmini, doğruluğunu, inancını ve asla geri adım atmayan kişiliğini yakından bilenlerdenim.
Daha genç yaşlarından itibaren adalet duygusu güçlüydü. Haksızlığa boyun eğmeyi hiçbir zaman kabullenmedi. Köy kahvelerinde, meydanlarda, okul çıkışlarında ülke meselelerini tartışır, halkın sorunlarını anlamaya çalışırdı. 1970’lerin o çalkantılı yıllarında, işçi, köylü, emekçi hakları için yapılan her toplantıda, her yürüyüşte onu görmek mümkündü.
O yıllar siyasi kutuplaşmanın sert, çatışmaların ise kanlı yaşandığı dönemlerdi. Fazlı Kuru’nun tavrı, şiddetten uzak, demokratik mücadele yöntemlerinden yanaydı.
12 Eylül Karanlığı ve İnsanlık Dışı İşkenceler
1980 askeri darbesi, ülke için olduğu kadar Taşova için de bir kırılma noktasıydı. Darbenin ardından gelen sıkıyönetim döneminde, demokrat düşüncelere sahip pek çok insan gibi Fazlı da gözaltına alındı. Suluova Et ve Balık Kurumu’nun bodrum katı, o dönemde bir işkence merkezine çevrilmişti.
Burada, insana yapılabilecek en ağır, en insanlık dışı işkencelere maruz kaldı: elektrik şokları, falaka, askı işkenceleri, günlerce süren sorgular… Bu zulüm, onun sağlığını tamamen bozdu. Omurilik hasarı nedeniyle belden aşağısı felç oldu, iki bacağını kaybetti ve yaşamının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kaldı.
Ama işte tam burada, Fazlı Kuru’yu diğerlerinden ayıran özellik ortaya çıktı: O, asla pes etmedi. Yaşadığı acılara, maruz kaldığı işkencelere rağmen inandığı doğrulardan ödün vermedi.
Adalet Arayışı ve İşkence Davaları
Yıllar sonra, işkencecilerin yargılandığı davalarda mahkemelerde yüzleşti. Kenan Evren’e ana müdahil olmak için suç duyurusunda bulundu. Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nde işkence suçlamalarıyla açılan iki ayrı davada tanıklık yaptı.
“Bunlar insanlığa karşı suçtur, zaman aşımına uğramaz” diyerek adalet arayışını sürdürdü. Ancak ne yazık ki davalar, iddialara yanıt verilmeden zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü. Bu karar bile onun hukuk mücadelesini bırakmasına neden olmadı.
1994–1995 Siyasi Adaylık Deneyimleri
Baskıcı 12 Eylül sonrasındaki siyasal baskı ortamına rağmen siyasetten kopmadı. 1994’te bağımsız sosyalist olarak Taşova Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Kampanyasında öne çıkan üç temel ilke vardı: şeffaflık, hesap verebilirlik ve çevre duyarlılığı. Belediyenin mali durumunun halka açık olmasını, liyakat esaslı istihdam yapılmasını, kamu mallarının satılmamasını savundu. “Bu mülkler halkın malıdır, babanızın malı değil” sözleri hafızalara kazındı. Ancak seçimlere üç gün kala, “Doğudaki seçimlerin demokratik olmaması” gerekçesiyle boykot kararı aldı. 1995 yılında genel seçimlerinde ise Hadep’ten Amasya milletvekili adayı oldu. O yıl, faili meçhullerin ve siyasal baskıların en yoğun yaşandığı dönemdi. Kendisine “çekil” baskıları yapıldı ama geri adım atmadı. Seçimde Amasya’dan yaklaşık 3.500 oy aldı.
ÖDP Dönemi ve Yerel Mücadele
Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) kuruluşunda yer aldı, 4–5 yıl boyunca Amasya İl Başkanlığı görevini yürüttü. Parti dağıldıktan sonra çevre mücadelesine yoğunlaştı.
Muhtarlık ve Yerel Hizmet
Fazlı Kuru, iki dönem boyunca Taşova’nın Yemişen Mahallesi muhtarlığı görevini yürüttü. Bu dönemde mahallenin altyapı sorunlarının çözülmesi, içme suyu temini, çevre temizliği ve sosyal yardımlaşma konularında önemli girişimler yaptı. İnsanlar ona yalnızca muhtar olarak değil, mahallenin güvenilir “aile büyüğü” olarak bakardı.
Ziraat Odası Görevleri
20 yıldır Taşova Ziraat Odası Yönetim Kurulu’nda yer almakta, başkan yardımcılığı görevini sürdürmektedir. Bu görevinde çiftçilerin haklarını savunmak, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için çalışmaktadır.
Çevre Mücadelesi – YEŞÇEP Sözcüsü
ÖDP’den sonraki en büyük mücadelesi çevre alanında oldu. Yeşilırmak Çevre Platformu’nun (YEŞÇEP) sözcülüğünü yaptı. Taşova ve çevresinde yapılmak istenen hidroelektrik santrallere (HES) karşı, “toprağımızı, suyumuzu, geleceğimizi satmıyoruz” pankartıyla yürüyüşlerde en önde yer aldı.
Umutlu HES’e karşı düzenlenen panelin organizasyonunu yaptı. Değirmenci Belediyesi’nin düzenlediği panelde moderatörlük yaptı. Bu panellere Prof. Beyza Üstün, Av. Mehmet Horul, “Derelerin Kardeşliği” hareketinden Mehmet Gürkan, İstanbul Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Atalık ve “Dünyanın Sokakları” belgeselinin yönetmeni Metin Yeğin katıldı.
Köy köy dolaşıp HES’in tarıma, su kaynaklarına ve ekosisteme vereceği zararları anlattı. Bilgilendirme toplantıları, basın açıklamaları, hukuki başvurular… Hepsinde ön safta yer aldı. Bu mücadele sonucunda bazı projeler iptal edildi, bazıları ciddi kısıtlamalarla durduruldu.
1994 Belediye Başkanlığı Adaylığı
yerel seçimlerinde Taşova Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Kampanyasında öne çıkan ilkeler şeffaflık, hesap verebilirlik ve çevre duyarlılığıydı. Kamu mallarının satılmasına karşı çıktı: “Bu mülkler halkın malıdır, babanızın malı değil” sözleri hafızalara kazındı.
Seçimi kazanamadı ama söyledikleri, getirdiği eleştiriler ve sunduğu öneriler hâlâ Taşova’da konuşuluyor.
Halkın Güven Kaynağı
Biz elli yıldır farklı şehirlerde yaşasak da, Taşova’daki en doğru bilgiyi alacağım kişi her zaman Fazlı Kuru olmuştur. Olayların perde arkasını en dürüst şekilde aktarır. Yardımseverliği, dayanışmacı tavrı ve adalet duygusu, onu halk nezdinde güvenilir bir isim yapar.
Bir Bayrak Gibi
Fazlı Kuru’nun hayatı, demokrasiye, insan haklarına ve doğaya adanmış bir ömürdür. 12 Eylül’ün ağır bedellerine rağmen yılmadan sürdürdüğü mücadelesi, yerelde ve ulusalda halkın vicdanı olmasını sağlamıştır. Onun adı, Taşova’da her zaman “doğrunun, adaletin ve yeşilin savunucusu” olarak anılacaktır.
İsmail Erdal – Emekli Eğitimci
Ağustos 2025, Muğla
Kaynaklar:
1. Cumhuriyet Gazetesi – Suluova Et ve Balık Kurumu’nda sistematik işkence ifadesi (2013)
2. Ulusal.com.tr – 12 Eylül işkence davası başlangıcı (2014)
3. Hacettepe Üniversitesi YL Tezi – 1970’li Yıllarda Türkiye’de Solun Tarihine Yerelden Bakmak (Taşova Örneği)
4. Taşova Gazetesi arşivi – Fazlı Kuru’nun köşe yazıları ve röportajları
5. YEŞÇEP basın açıklamaları (2007–2020)
6. Yeşil Gazete (29.09.2020) – “Amasya’daki hidroelektrik santraller tarımı bitirdi”
7. Bianet (12.09.2014) – “Yeni Çeltek Direnişi”
8. Yerel haber siteleri: Taşova Net Haber, 05.com.tr
9. Canlı tanık anlatımları



