Şimdi…
Gecenin bir yarısı uykudan kalktım. O yana bu yana baktım. Uykuyu şöyle tutup bir kenara bıraktım.
Saate baktım…
Üstüme vazife ödevlerimi yapmadığımı anımsadım.
Beş on dakika evin içinde dolandım…
Hastaya sökele kendime gelmişime geçmişime geleceğime insanlığa dua ettim…
Birden aklıma Türkiye – Usa maçı geldi.
Zaten koltukta uyuma sebebim de buydu. Saat 23.00 demişti haberde; maçın yayın saati için.
Hemen televizyonu açtım.
Allah’tan maçı umduğum gibi tekrar yayına koymuşlar.
Yendik yenildik…
Hiç düşünmeden normal akışında seyrettim…
Demek istediğim bu değildi ki…
Maçlar başlar izlenir izlenmez kazanılır kaybedilir…
Önemli olan ortam ortam…
Usa devletinin ortasında…
Usa ve Türk seyirci karışık iç içe maçı izliyor…
Suratlar asık değil…
Kimse tırnağını yemiyor…
Yüzlerde gülümseme…
Hoplama zıplama…
Sahaya atlayan yok…
Hocaya oyuncuya sarılan yok…
Kavga yok…
Gürültü yok…
Cehalet yok…
Herkes oturmuş maçın tadını çıkarıyor…
Belki evliler…
Biri Türk biri Usa vatandaşı…
Ama…
Ama medeniyet var…
Nihayet Türkiye beşinci sette kazandı…
Salonda sevgi muhabbet vardı; galibiyet sevinci yaşandı…
Kimse salona atlamadı…
Türk oyuncuları “niçin seviniyorsunuz” diye katlamadı…
Galibiyetin tadıdır; o tad salonda tadılır.
Nihayet oyun…
Dünyalık oyun…
Bitti…
Geriye sevgi muhabbet insanlık dostluk kaldı…
Medeniyet var…
Cehalet yok…
Oradan sesler duyuyorum…
“Bunlar gavur. Bunlar Kızılderilileri kesti astı. Hâlâ da savaş çıkarıyorlar.”
Normal!
Makam sahibinin aşırı zenginin sonradan görmenin veya çocuğunun sokaklarda Türkiye’de, en lüks en pahalı araba ile caka satışı ile aynı…
Herkes gücü nispetinde zulüm kusar…
Bırakalım bunu:
Hırvat asıllı Kuyucu Murat Aşa’yı düşünelim. (P) harfini kaldırdım çünkü benim için berbat bir adamdır. Tamuda kalsın!
Bu adam hem de Türk halkını kuyulara doldurarak öldürdü. 150.000 kişi olduğu söyleniyor; söylenmiyor tarih yazıyor.
Daha bunun gibi nice nice var…
Neler neler…
Koyun kuzusuna boşuna mı meler…
Yani demem o ki…
Adamlar öyle ya da böyle medeniler uygarlar…
Hazmediyorlar…
Neyin ne olup olmadığını biliyorlar…
Zorda kalınca bize ve nice garip mahçup ülkeye para veriyorlar…
Onlar zorda bırakmıyorlar ha çevre ülkelerini. Çevre ülkelerin idarecileri bol kepçe koyuyorlar…
Sonunda kilerde bulgur aşlık kalmıyor…
Geri kalmış ülkelere çevre ülkeler denir. Teknik terimdir.
Kanuni’ye atfederler: “Makam sahibi olmadan kişinin karakteri belli olmaz!”
Bu cümlenin ufkunu genişletmek mümkün. Yapışın ibiğinden çekin istediğiniz yöne doğru.
Devletler de bilakis dünya lideri olunca sonradan görme adama benzerler…
Tarihte bunlardan örnek çok…
Başındakiler karar verirler.
Devletler oluşumdur. Devletlerin aklı fikri başındaki adamlardır.
Yoksa Usa devleti kalkıp yerinden Orta Doğu’ya çullanmıyor…
Fakat adamlar normal şartlarda uygarlar…
Medeniler…
İnsanlıktan nasiplenmişler…
Bırakalım…
Biz kendi aynamıza bakalım…
Tebrik ederim…
Kazandılar…
Kadınlar kazandılar…
Bize burada “höööttt” diyen olur demeden de salonda sevinçlerini paylaştılar…
Usa’nın göbeğinde…
Medeniyet çağdaşlık uygarlık gelişmişlik lafla değil uygulama ile oluyor…
Enver Seyhan
2024
