Amasya İtimat

DELİ SORULAR…

0
2145

Yılmaz Sergen
Kafamda deli sorular olmadık zamanda beni bulur. Neden, niye bu haldeyiz varlığın içerisinde sefaleti yaşıyoruz deyip sorarım kendime. Kafama takılır bir türlü çıkamam bu kaotik düşüncenin içinden. Halbuki hepimizin evet diyebileceği makul cevaplar, makul çözümler ortaya çıkarmak bu kadar zor olmamalıydı.
Anlamadığım makulde mutabık olamıyoruz. Günü kurtarmak adına geleceğimizin bekası olacak kaynakları alternatifi olmasına rağmen ziyan ediyoruz.
“Federal ağ ajansının verilerine göre,2022 yılında Almanya’daki yenilenebilir elektriğin yarısı yenilenebilir kaynaklardan üretildi.”
Bizi kıskanan Almanlar üretir de biz üretemez miyiz? Bizim iklim şartlarımız doğal yapımız Almanya’dan çok daha avantajlı, her mevsim güneşimiz, rüzgarımız eksik olmaz.
“Ülkemizde 2023 yılında elektrik üretiminin %36,3 kömürden,%21,4 doğal gaz,%19,6 hidrolik enerjiden,%10,4 rüzgar,%5,7 güneşten, %6 diğer”
Doğalgazdan üretilen elektriğin maliyeti yedi sent, kömürden üretilen elektrik rüzgar ve güneşin iki katı ve biz doğalgaz ithal ediyoruz. Devasa paralar ödeyip dış ödemelerde açık veriyoruz.
Güneşi, rüzgarı araya veriyor yani israf ediyoruz.
Kömür için geri dönülmeyecek şekilde doğayı hoyratça tahrip ediyoruz. Yakın zamanda tabiatın mucizesi zeytin ağaçlarını kesip attık. Kömür belki birkaç yıl zeytin ağaçları yıllarca bize hizmet etmeye, ürün vermeye devam edecekti. Ağaçları kesip atmak yerine daha fazlasını yetiştirmeliydik.
Kayseri, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ekseninde bu ara çokça yolculuğum oldu. Kayseri Maraş arası yaklaşık iki saatlik bir yol sağımda solumda uzanıp giden bomboş bir arazi.
Kel tepeler, boş araziler neden üretime katılamaz, tamam tarımdan hayvancılıktan vazgeçtik en iyi çözümün ithal etmek olduğuna karar kıldık. Buraya uygun ağaç çok affınıza sığınarak tekrar ediyorum zeytin ağaçları dikilemez mi?
Almanya’nın yenilenebilir kaynaklardan yarısını ürettiği elektriğin ülkemizde yapılacak güneş panelleri rüzgar santralleriyle daha fazlasını üretme potansiyelimiz var olduğunu sanırım bilmeyen yok.
Çok büyük bir iddia! Biz elektriğin tamamını yenilenebilir kaynaklardan ürettiğimizde İşte o zaman Almanya’nın kıskançlıktan sahiden çatladığını göreceksiniz.
Bu düşünceler neden olmasın diyorsanız Kahramanmaraş’ı beklemenize gerek yok. Amasya’dan Taşova’ya kadar aynı atıl tepeleri, arazileri bölgemizde görmeniz mümkün. Andıran, Sonusa, Zuday yolunun kuzey yamacında uzanıp giden bomboş tepecikleri, boş arazileri sizlerde görmüşsünüzdür.
Buraların bomboş, avare, atıl görüntüsü rahatsız edici olmalıdır.

Şimdi soruyorum kendime niye benim cennet vatanımda bomboş arazi, atıl tepeler sahipsiz kalsın. Eminim bomboş atıl durmak tepeler,araziler içinde can sıkıcı olmalı. Buraları üretime kazandırmanın mutlaka bir yolu olmalı.
Yerel yönetim, yerel dinamikler uzaktan da olsa , aslında çok yakınlar bir bakı verseler, essahtan buralara bir şeyler yapılabilir mi sorusunu sorarak cevabını bulsalar olamaz mı?
Önceliğimiz elbette tarım, hayvancılık, ormancılık olmalıdır.
En kötü ihtimalle bu atıl tepelere yenilenebilir enerji üretimine kaynak olmak için yataklık etmeye meyilleri var mı?
Güneş paneli ve rüzgar enerji santrallerini üretime entegre ederek bölge ekonomisine hatta ülke ekonomisine karınca misali bir katkısı olur mu dersiniz.
Yıllar önce Uluköy’ün kuzey yanındaki tepelere çamlar okul öğrencileri ve yerel yönetimin katkılarıyla dikilmiştir..
“Prof. Dr. Talip Yücel, ” Türkiye’de Zeytinliklerin Dağılışı ” isimli makalesinde, Türkiye’de zeytinlik alanların dağılışını gösterirken, Taşova Zeytinliklerinden de bahseder. Zeytin ağaçlarının, Karadeniz havasının Aşağı Yeşilırmak Oluğuna sokulmasından cesaret aldıklarını söyler.
Taşova-Erbaa zeytinlikleri üzerine daha yakın tarihli çalışmasında Yrd. Doç.Dr. Süleyman Elmacı (Önceki Amasya Üniversitesi Rektörü), yöremizin zeytinlik alanlarını daha detaylı olarak inceler.
Taşova- Erbaa ilçeleri zeytinlikleri ile ilgili bu çalışmada, coğrafi konumu sonucu soğuk kuzey rüzgarlarına kapalı Yaylasaray (Tasna ) köyümüzde tarlaların arasında kalmış zeytin ağaçlarından bahseder. Yine yörenin en büyük zeytinliklerinden birinin Uluköy sınırları içerisinde kalan İnişdibi ve Uzunyazı civarı ve bunların karşısındaki gelen Moduz (Moduş) çevresi olduğunu söyler.”
Umut PELİTLİ.Taşova Zeytinlikleri-Taşova gazetesi

Demek ki zeytincilik ve zeytinyağı üretimi zamanın behrinde bölgemizde yapılmıştır.
İmkanların daha kısıtlı olduğu geçmiş dönemde yapılanlar onca fırsat ve imkanların yoğunlaştığı günümüzde niye olmasın. Bunu yapacak yol haritası geçmiş kaynaklarda mevcuttur. Bu girişimi yapabilecek irade ve yöneticilerden cesaretli bir adım atması yeterli olacaktır.
Ülkemizin en küçük taşı, toprağı kaynağı çok kıymetlidir talan ettirmeden, israf etmeden ülkemizin ekonomisine kazandırılmalıyız.

Yorum Ekle