Amasya İtimat

CAHİL DİNDARLIĞI YA DA DİNİ DARLIĞI ÜZERİNE

0
445

HASAN APAYDIN-İLAHİYATÇI

Din, Allah tarafından hayatı kolaylaştırmak için gönderilmiştir. Çünkü insan zayıf olarak yaratılmıştır. Bu dünya hayatı zordur ve insana rehberlik edecek birileri olması elzemdir. Yalnız din, cahil hocalar ve cahil insanlar tarafından hayatı kolaylaştırmak yerine hayatı zorlaştırıcı bir kurum haline getirilmiştir. Sonuçta insanların büyük bir bölümü din dışı bir hayatı tercih eder duruma gelmiş ve ya getirilmiştirler. Kendini seküler addeden insanlar için din sadece öldükten sonra cenaze merasiminde gerekli bir kurumdur.
Kur’an-ı Kerimde belirtildiğine göre Allah her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır. Yine her konuda Allah tarafından orta yol tavsiye edilerek aşırılıklardan uzak durulması istenmiştir. Ama işin künhüne vakıf olamayan bir takım hocalar ve onların cahil müritleri Allah’ın koyduğu kurallarla yetinmeyip onlara ilaveler yapmışlardır. Bilerek ve ya bilmeyerek sünnet olan bazı şeyleri farz derecesine çıkarmaya çalışırken iyi niyetli olduklarını söylemişlerdir. Bu yaptıklarını da fazla mal göz mü çıkarır ne var yani diye savunmuşlardır.1400 yıldır böyle bir takım kendini bilmez cahil takımından bazıları dine yamalar yaparak sonuçta din tanınmaz ve pratik hayatta yaşanmaz hale getirilmiştir. Cahiller akıllarıyla değil duygularıyla hareket ederler. Duygular ise her zaman doğruyu göstermez. Ankebut suresi 63. Ayette insanların çoğu akletmezler buyrularak bu gerçek dile getirilir. Yine şahit olmuşsunuzdur toplumda elifi bilmeyen pek çok insan din konusunda haddini aşarak zaman zaman ahkâm kesmeye çalışırlar. İbadetlerin, Allah’a yakınlaşmada ve takvayı elde etmede bir araç olduğunu bilemedikleri için amaca dönüştürürler ve yaptıklarıyla şekilcilikten öteye geçemezler. Yaptıkları ibadet ve iyilikleri Allah rızasından daha çok sevap kazanmak amacıyla yaparlar. Bundan dolayı dine zam yaparak daha çok daha çok yapılınca daha dindar olduklarını düşünürler. Kemiyet ve keyfiyet meselesini bilemezler. Hâlbuki Allah katında makbul olan çok olan değil az da olsa ihlaslı olandır. Mesele az ya da çok olması değil samimiyet meselesidir. Süleyman Çelebinin Mevlidinde şöyle bir beyit vardır sanırım duymuşsunuzdur.’’ Bir kez Allah dese aşk ile lisan, dökülür cümle günah misli hazan’’
Ayrıca cahil dindarlığı sevgi üzerine değil, korku üzerine kuruludur. Allah’ın 99 ismine baktığımız zaman en az 95 tanesi Allah’ın şefkat ve merhametini yansıtırken bu cahiller kendilerine bir rol biçerek ellerinden gelse saçının bir teli bile görünse kadınları cehenneme atarlar. Emredilen ibadetlerin ve diğer kuralların gerçek hikmetini bilmedikleri için yüzeysel olarak dış görünüşe göre değerlendirmeler yaparak hadlerini aşarlar. Bütün ibadetlerin bir şekil tarafı bir de özü vardır. Namaz, oruç, hac gibi ibadetlerde buna dâhildir. Mesela hac ibadetinin ruhuna vakıf olamayanlar haccı din turizmi olarak görürler. Oruç ibadetinin hikmetini kavrayamayanlar orucu aç kalmak olarak görür. Namaz ibadetinin emredilmesindeki hikmeti anlayamayanlar namazı spor hareketleri olarak görürler. Kur’an-ı Kerim-e baktığımız zaman bu ibadetlerin tamamen başka hikmet ve gayelerle emredildiğini anlarız. Yine cahil dindarlara baktığımız zaman bir bağnazlık ve hoşgörüsüzlük görürüz. Kendi gruplarından başka herkesi yanlış görür ve cehenneme göndermeye çalışırlar. Cennetin ancak kendilerine yetecek kadar çok küçük olduğunu düşünürler. Allah’ın rahmet ve merhametinin her şeyi kuşattığını (Araf suresi 156. Ayet) bilmezler. Yine insanlar hakkında değerlendirme yaparken anlık karar verirler. Son kararı Allah’a bırakmazlar. Hz Muhammedi öldürmeye giden Hattab oğlu Ömer’in aynı gün Hz. Ömer olduğu gerçeğini akıllarına getirmezler. Onun için bir insanı bir hareketiyle yargılamayın. Siz sadece o anı görüyorsunuz sonradan tevbe etmiş olamaz mı? Hiç birimiz masum değiliz. Eğer birine bir taş atılacaksa Hz. İsa’nın dediği gibi ilk taşı hiç günahı olmayan biri atsın. Hodri meydan benim hiç günahım yok diyen ortaya çıksın da görelim. Ayrıca kimin cennete kimin cehenneme gideceğinin son kararını kimse vermesin. Cennette Allah’ın, cehennem de Allah’ın istediğini istediği yere gönderir. Bize düşen takdiri ilahiye razı olmaktır.

Yorum Ekle