-Muhalefetin dediği gibi mi işin aslı?
-Yoksa iktidarın içten içten farklı bir düşüncesi mi var?
Muhalefet tarafından bakılırsa, bir Dekan atamasından öte bir şey ifade ediyor Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanması. Seçilmişler varken niye atanmış biri geldi diye ver yansın ediyor muhalefet ve muhalif öğrenciler. Ediyorda seçilmişlerin kariyeri ne yalan söyliyeyim Prof. Dr Melih. Bulu gibi iktidarın ihtiyaçlarına yönelik ve yapmak istediği işlere donanımlara sahip değiller maalesef. Kimse buradan öküz altında buzağı aramasın hepsi değerli insanlar. Kimsede bu insanlar başka yere gitsin demiyor zaten. O yapının taşlarını kimse bozulsunda istemiyor. Kariyeri, kıymeti harbiyesi yüksek insanlar hepsi. Buna tek kelime itirazda yok.
Prof. Dr. Melih Bulu Eğitimini tamamladıktan sonra Ankara’da savunma sanayinde zırhlı personel taşıyıcı üretimi yapan FMC-Nurol ve hava platformları üreten TUSAŞ firmalarında mühendis olarak çalıştı. P&G firmasında fabrika müdür yardımcılığı yaptı. Ayrıca üretim ve hizmet sektöründe çeşitli firmalara strateji ve yönetim konusunda danışmanlık yaptı.
İşte Erdoğan’ın Prof. Dr. Melih Bulu’yu bu önemli Üniversitenin başına getirme sebebi de budur.
Sebep : “Savunma Sanayimiz… “
Peki Neden Boğaziçi?
Boğaziçi Türkiye’nin en değerli Üniversitelerinin yer aldığı listede aslında 11. Sırada yer alıyor…
Sırasıyla ilk 10 şöyle,
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
KOÇ ÜNİVERSİTESİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İHSAN DOĞRAMACI BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
EGE ÜNİVERSİTESİ
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ tam 11 nci sırada yer alıyor değer bakımımdan.
Bu Üniversiteyi ilk 10 da bile olmamasına rağmen İktidar için hepsinden değerli yapan şey nedir?
Söyliyeyim,
İçinde bulundurduğu Fakülte Bölümleri açısından çok değerli bir durumda Boğaziçi Üniversitesi.
-Bilgisayar Mühendisliği
-Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi
-Elektronik Mühendisliği
-Endüstri Mühendisliği
-Fizik ve Matematik
-Kimya ve Kimya Mühendisliği
-İnşaat Mühendisliği
-Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
-Uluslararası Ticaret
-Yönetim Bilişim Sistemleri
-Moleküler Biyoloji ve Genetik
Ve
Diğer Üniversitelerde sıradan olan Psikoloji, Sosyoloji, Tarih, Yabancı Diller, Beden Eğitimi, Turizm, İşletme, İktisat, Felsefe, Güzel Sanatlar, Temel Eğitim, Çevre Bilimi, Batı Dilleri Edebiyatı ve Sosyoloji gibi önemli bölümleride Üniversite içerisinde barındırıyor.
16-17 bin civarında öğrenci mevcudu var içeride.
İşte bu sayı İktidarın iştahını kabartıyor…
Bu gençlerden muhteşem bir Bilim insanı ordusu oluşturabilir.
İşte atanan Rektör Prof. Dr. Melih Bulu’nun en önemli yaptığı işlerden biriside, Savunma Sanayi konularında çok başarılı bir Profösör olması. İyi yetişmiş, kariyeri oldukça yüksek ve ihtisaslı biri. Atama doğrumudur “EVET” İktidar açısından doğrudur. Peki muhalefet için elbette değil. Çünkü İktidarın ne yapmak istediğini daha Prof. Dr Melih Bulu’nun kariyerini okuyunca anlayabiliyorlar.
Doğrusu Muhalefet neden karşı çıkar bu atamaya onuda anlamak mümkün değil. Ülkenin ihtiyaçlarına yönelik öğrencilerin yetişmesi muhalefete ne kaybettirir.
Cumhuriyet tarihimizden sonra Bilim konusunda gelişmeler yaşandı. Hatta bir aralar kendi uçağımızı bile yaptık. Hatırlayalar bilir bu ismi Vecihi Hürkuş. Ama ne hikmetse bir daha devam etmesi nedense…
İşte İktidar çekişmeleri ve Dış baskılar nedeniyle Üniversitelerimizde istenilen safhaya bir türlü maalesef gelemedik. Gelenler oldu ancak Fetö meselesi yüzünden, yetişen binlerce insanımız Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, ve İtalya gibi ülkelere beyin göçü sayesinde transfer oldu. Ülkemizde kalanlarda TÜBİTAK’ın arka odalarına kapatılıp üzerleri kilitlendi maalesef. Demirel döneminde yetişen yüksek düzey öğrenciler maalesef kapıların ardına kilitlendiler. Ortaya çıkmak isteyen milliyetçi gençlerimiz ise evlerinde tek tek ölü bulundu. Yanlış anlaşılmasın Demirel bunu yaptı demiyorum. Fetö maalesef o dönemde Tansu Çiller’de buna dahil bilmedende olsa boyun eğdiler maalesef Fetö tezgahlarına.
Cumhurbaşkanımızın, Selçuk Bayraktar ile işbirliği sayesinde bu gün geldiği noktaya bakılırsa, kurulan Teknokentler ile kendi İHA, SİHA’larırımızı yapar, hatta satar durumuna gelmemiz azımsanamaz. Teknokentlerin başarısı Sayın Erdoğan’ın ilham kaynağı olduğuna şüphe yok.
Bütün bu gerçekler, tevafuka; yani her şeyin birbirine denk gelip bir düzen ve uygunluk içinde oluşunun anlamına işaret ediyor aslında.
Tevâfuk şu ki, Erdoğan’ın aklından geçen bazı şeyler var.
-Uzaya Mikro uydularımızı göndermek,
-Tank Motorları,
-Uçak ve Jet Motorları yapmak,
-Uzun menzilli Füzeler,
-TOGG’a ait uzun ömürlü araç Pilleri
-Mikro Çipler,
-5G Teknoloji sistemleri,
-Petro Kimya ürünleri
Ülkemizin yüksek teknoloji ürünlerini üretmesi için gereken her şeyi var. Sadece hep söylediğimiz şey; kısa vadeli düzenlemelere değil, yapısal reformlara ihtiyacımız var. Bunun için Üniversitelerin Devletin günün ihtiyaçlarına yönelik kalifiyeli bireyler bulması konusunda zorlukları var. Bu ihtiyaçlar Üniversitelerin yapılarının değişimini beraberinde getiriyor.
Aynı şekilde düşünürsek; bir başıboşluluk, belirsiz sebeplerle veya kendi kendine oluşma ya da doğa kanunları adı verilen bir “tabiat hâkimiyeti” düşünülemez. Ancak Devletler bazı yapısal reformları yapmak zorundadır. Bunun için işin ehli insanları istedikleri yerlere atamak suretiyle kısa kestirmeden amaçlarına ulaşmak ister. Bu sebeple işin ehli olan Prof. Dr Melih Bulu bu göreve atanmıştır. Seçilmişler yerine ihtiyaçtan İşi, işin ehline teslim etmek adına biçilmiş kaftan. Zaten işin doğrusuda yapısal reformlar kurulu sistemler üzerinden başarılı olamıyor. Bunun için maksimum düzeyde verim alabilmek ve kısa sürede Devletin ihtiyaçları doğrultusunda geleceğin Mühendislerini yetiştirmek biraz cesaret, birazda ehil kişiler gerektiriyor.
Yüksek teknoloji ürünleri, Eurostat teknoloji sınıflamaları listesinde, Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı, Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı ve Hava taşıtları ve uzay araçları ile bunlarla ilgili makinelerin imalatı ve imalat grubunun üretimi konusunda öğrenci yetiştirmek gerekiyor önce. Bu uzun süreçli bir yatırım elbet. Ancak kalifiye eleman yetiştirmek için maalesef düzenin dışına çıkmak gerekiyor. Seçilmiş kişilerle bir ekip ruhu oluşmuyor tez zamanda. Bu nedenle bildik kişileri atamak genellikle doğru sonuçlar doğuruyor.
Misyonumuz, Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkan, sahip olduğu bilgiyi teknoloji ve inovasyona dönüştürerek geleceğe yön veren, mesleki yetkinliklerini geliştirmek için yaşam boyu öğrenme alışkanlığıyla araştıran, sorgulayan ve üreten, yüksek nitelikli akademik programlar sayesinde bilim ve teknolojiyi yakından takip eden, değişime ve keşfetmeye açık, girişimci, eleştirel düşünebilen; üstlendiği mesleki ve sosyal sorumlulukları başarıyla yerine getiren, etik değerlere sahip insan odaklı yaklaşımı ile farklılıkları gözeten, insan haklarına saygılı, toplumsal gelişime katkı sağlamayı amaçlayan sağlık profesyonelleri yetiştirmeyi ve sağlık alanında yaptığımız bilimsel araştırmalarla evrensel nitelikte bilgi üreterek, bilginin yayılmasını ve toplumsal fayda yaratmasını sağlamak önceliğimiz artık.
Bu atama krizinin iç karışıklığına neden olabilecek tahakküm ve dış mihraklı saldırılar olduğu aşikar. Muhalefetin de bu oyunun parçası olduğu ne yazıkki bes belli. Dış mihrakların amacına hizmet ettiğini bilmeyen bir muhalefet varlığı ne yazıkki ülkemiz için bir kayıp. Eğer bilerek bu seçilmiş yok atanmış mevzuunu destekliyorlarsa vah halimize. Muhalefet bizim muhalefet değil o zaman. Yandık ki o zaman tam yandık. Bazı örgütlerin öğrencilerin içine salıverilmesi ise tam bir rezalet. Muhalefet eğer bizim muhalefetse yanlışından bir an önce dönmeli ve Sayın Prof. Dr. Melih Bulu’nun doğru insan olduğuna inanmalıdır.
Umarız muhalefet bizim muhalefettir. iktidarda Bu çekişmelere Polis kanalıyla değilde daha dostane yaklaşması ümidiyle…
Gelecek ne olursa olsun bizimdir.
Selam ve hürmetle efendim.
Naci Özkan