BİR BEYİTLİK NA’T
Ömer CELEP
SUYA VİRSÜN BAĞBÂN GÜLZÂRI ZAHMET ÇEKMESÜN
BİR GÜL AÇILMAZ YÜZÜN TEG VİRSE MİN GÜLZÂRE SU.
(FUZÛLÎ)
(Bahçıvan gül bahçesini suya versin(sulasın) (Boşuna) zahmet çekmesin. Bin gül bahçesini sulasa (dahi) senin yüzündeki gibi bir açılmaz.
Na’t; Peygamberimizi övmek amaçlı yazılmış şiirlere verilen addır. Divan edebiyatımızda bir nazım türüdür. Na’tla ilgili daha fazla edebi bilgi vermeyi zait görüyoruz. Ancak;
Malum 13 Ocak, yüce Peygamberimizin viladet yıldönümü. Bu vesile ile Türk ve dünya edebiyatının en büyük şairi olarak kabul edilen büyük şairimiz Fuzûlî’nin Su Kasidesinden bir beytini paylaşarak katkı sunmak istedik.
Su kasidesi bir Na’t’tır. Fuzûlî’nin çok meşhur ve seçkin eserlerinden biridr. Bu beytiyle şair, Peygamberimizin yüzünü güle benzetmiştir. Gülün zaten peygamberimizden sembol olmasının sebeplerinden biri de şairin bu kasidesindeki benzetmeden esinlenildiği rivayet edilmektedir. Beytin bütününün göz önüne alırsak su, gül, bahçıvan, gülzar gibi kelimeler bir arada kullanılmak suretiyle leff ü neşr i müretteb sanatı yapılmıştır. Su; aynı zamanda anasır ı erbaadır. (canlının yaşayabilmesi için dört temel unsurdan biri) . Gül ile su ve gülzar kelimeleri arasında aynı zamanda tenasüp sanatına başvurulmuştur. Gül, gül bahçesinde olur ve gülün yaşayıp güzelliğini insanlığa göstermesi suya bağlıdır. Çünkü gül sulanacak, olgunlaşacak ve vahdet hali durumuna erişecek sonra açacak gizlediği güzelliği insanlığa sunacak kesret olacak. Vahdet; birlik, Kesret çokluk demektir.
Gül bahçesini sulayan bahçıvandır. Bahçıvanın görevi gül bahçesini sulamak ve bu bahçede gül yetiştirmektir. Şair bahçıvana bir bakıma göndermede bulunuyor ve diyor ki; gül bahçesini ne kadar sularsan sula, istersen sulaya sulaya sele ver. Hatta istersen bin tane gül bahçesi sula. Yine de onun yüzündeki gibi bir açılmaz, yetiştiremezsin. İlk bakışta şairin burada bir abartı sanatına başvurduğu gibi görünse de o kanıyı kelimeler arasına yerleştirdiği “teg” (gibi) kelimesi ile ortadan kaldırmıştır. O kelime girince “benzetme” yapılmış olur ki benzetmede abartı olmaz. Peygamberimiz ile su arasında bir münasebet kurmasında amaçlardan biri de suyun temizliğidir. Suda nasıl temas ettiği şeyi temizleme özelliği mevcutsa, peygamberimiz de kendisine intisap eden insanın temiz olmasının şartlarını öğretir. Temizlik sadece maddi temizlik değil aynı zamanda manevi temizlik, günahsızlıktır.
Şairimiz peygamber sevgisini bir beyitte bu şekilde ifade ediyor. Şairin hakkını yerine koymak adına ifade etmeliyiz ki; Fuzûlî’nin bir şiirinin hatta bir beyitinin bile anlamını sınırlamak mümkün değildir. Biz okuyucuyu edebi terimlere boğmamak adına sade bir ifadeyle anltmaya çalıştık. Beyti anlam itibariyle istediğimiz kadar derinleştirebiliriz.