BİLGİ ÇAĞI MI, DUYGU ÇAĞI MI…

0
221

Haber: Ahmet Şimşek
Günümüzde sanal dünya, bilgi dünyası, sosyal medyada gösterme merakı derken sanal yaşam doğal yaşamların önüne geçti.

Bilgisayar, cep telefonu, sanal medya ile doğal yaşam, doğal sevgi, hissetmek dağlar kadar farklı şeylerdir. Hangi emojiler, sevgilinin yanağını öpme yerine geçer ve hissiyatı yaşatır. Sevdiğinin uzaktan bir bakışı, elini tutup, ırmak kenarında gözlerine bakarak sevda sözcükleri söyleyebilmek, kenarları çiçeklerle kalp resimleri ile süslü kağıtlara sevda sözcükleri yazılı mektubu zarflara koyup PTT ile göndermek, sevdiğimin eli dokundu diye öpüp koklayan sevdalının duygularını hangi sanal alem, yapay zeka insana tattırabilir.

 

Büyüklerin tecrübesinden, hayat derslerinden, alimlerin terbiye adap, edep, ve bilgi hazinelerinden faydalanmak, sevdalandığın kızın veya erkeğin yüreğindeki aşk, sevda, heyecan dururken; cep telefonunu eline alıp, hey sirii bana sevdiğini söyle, şu bilgiyi getir, bu olayları getir diye akıllı zeka ile (yapay zeka) zaman geçiren bir insan bu duyguları düşünceleri, hisleri yaşayabilir ki. Bilgi çağını, teknolojiyi ve sanal alemi yok sayıp, körü körüne red etmiyoruz ama, insanı tüm huy, hisleri, duyguları insani ilişkileri, yakın zamana kadar gelen komşunun komşuya ateş yakmak için köz küreği ile köz alamaya gittiği, sahura kalktığında penceresinde ışığı yanmıyor, komşum sahura kalkamamış diye kapısını çalarak ve pencereden bağırarak uyandırıp; yarınki orucunu yemek yesin de kolay tutsun diye çaba sarfeden bir toplumduk. Şimdi duyarsız bir toplum mu, boş ve ruhsuz bir toplum, birbirini boğazlayan bir sürü insan çalışmamdan maddiyata ulaşıp, fakirin garibin halini bilmeyen, düşene de bir tekmede bizden diye vuran, en yakınından en uzağının malına, canına, ırzına göz diken, ruhsuz, hayasız, hayvanlardan daha aşağılara düşen sırtlan yüzlü dost görünüp gerçek yüzünü arkadan vuran bir toplum haline geldik. Tabi özel ve güzel insanlarımız müstesna. Onları tenzih ederim. Elmas değerinde gök yüzündeki yıldızlar gibi parlayan, yaşayan, yaşamaya çalışan duygu yüklü, her hareketini ince eleyip sık dokuyan ahir zamanda Peygamberimizi görmeden izinden giden tertemiz insanlarımızda var.

Çocukluğumuzda derlerdi, zaman gelecek, gıdaları hap gibi kapsüllerden alacağız derlerdi. Plastik gibi, biberler, domatesler, Organik yiyeceklerin önüne geçti. Haziran ayının sonlarına gelirken kışın yediğimiz yaz sebzelerinde organik gıdaya ulaşma imkanımız olmadığı gibi, yaz sebzeleri Haziran sonunda biber, patlıcan, domates gibi yaz sebzeleri plastikten yapılmış gibi görüntü güzel, fakat tatsız tuzsuz bir suni gıda sürüsü.

 

Biz bu çağa uydurmaya çalışırken mutsuz, sorumsuz, egoist bir toplum olma yolunda çok hızla ilerliyoruz. Aslımızı kaybettiğimizi göremeyip, 30 sene önceki %100 doğal yaşamı terk edip, doğal hissiyat larımızı çöpe atıp, ruhumuzu teknoloji ve sanal aleme hibe edip şu anda siğara tiryakilerinin bu illetten kurtulmak istese de alışkanlıklardan vazgeçemediği açık bir gerçektir. İstesek te kaybettiklerimize tekrar kavuşmak oldukça zor.
Kültürel Haberler -2025 amasyamedya@

Yorum Ekle