Betül Fırat’ın Halkın Sevdiği Sempatik Oyuncu Tevfik İnceoğlu ile Söyleşisi

0
181

Aslen ilçemiz Yayladibi (Halamaz) köyünden Ankara’da ikamet eden 10 adet kitabı bulunan Yazar Şair Betül Fırat, ünlü sanatçı Tevfik İnceoğlu ile bir söyleşi yaptı.

Betül Fırat: Öncelikle hoş geldiniz diyorum. Biz sizi ekranlardan tanıyoruz, ancak
bilmediğimiz nice yönlerinizin olduğunu da biliyoruz. Bize kendinizden bahseder
misiniz, sizi daha iyi tanımamız için?

Tevfik İnceoğlu: İsmim Tevfik İnceoğlu. 1967 İstanbul doğumluyum. Annem ve babam
ben küçükken, 2 yaşında iken anlaşamamışlar ve ayrılmışlar. Babam beni ve ablamı alıp
memleketimiz olan İzmir’e geri dönmüş. Aslen Aydın Kuşadası kütüğüne bağlıyım ama
İzmir’de büyüdüm. Anneannem, Türkiye’nin ilk tel cambazı ve tiyatro kumpanyası sahibi.
Anneannemin yanında kalmamış olmama rağmen, sanırım genlerimden aldığım özellikle anne
tarafımdaki herkes gibi oyuncu oldum.

Betül Fırat: Oyunculuğa nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır oyuncu
olduğunuzdan bahseder misiniz biraz?

Tevfik İnceoğlu: Konservatuvar okumadım çünkü babam oyuncu olmama karşı idi.
İstemeyerek otelcilik okulunu bitirdim. Ama gizli gizli İzmir Şehir Tiyatrolarının açtığı kursa
gittim. Askere kadar birçok amatör tiyatroda oynadım. Asker dönüşü babam isteksiz olarak
oyunculuğa devam etmeme müsaade etti. İlk bir yıl akrabalarımın desteği ile İstanbul’da
kaldım. Sonra 1996 yılında İstanbul Devlet Tiyatrolarına sözleşmeli oyuncu olarak girdim.

Betül Fırat: Oyunculukla ilgili alanınızdaki ilk eseriniz nedir ve ilk yayınlanan
eseriniz hangisidir? Sizin için en önemli olan oyun hangisidir?

Tevfik İnceoğlu: İlk oynadığım oyun Rahmetli Alev Sezer’in yönettiği “Maymun
Davası” oyunu idi. Oyunda: Zafer Ergin, Can Gürzap ve birçok usta oyuncu vardı. Onlardan
çok şey öğrendim. Bir sonraki yıl Rahmetli Kenan Işık Hoca’nın yönettiği “Yaşar Ne Yaşar
Ne Yaşamaz” oyununda oynadım. Takip eden yıllarda gene Kenan Işık Hoca’nın yönettiği ve
kadrosunda Sumru Yavrucuk, Ali Sürmeli, Ali Düşenkalkar, Naci Taşdöğen, Attila Olgaç
gibi çok deneyimli isimler ile “Abdul Cambaz” oyununda oynadım. O sıralarda Ercan
Yazgan, Aysen Guruda, Yılmaz Koksal, Çiçek Dilligil, Şoray Uzun, Halit Akçatepe’nin
“Kaygısızlar” dizisinden teklif geldi ve beni Türkiye’ye tanıtan bu dizi oldu. Aradan bir yıl
geçtikten sonra da: Mehmet Ali Erbil, Yalçın Menteş, İsmet Ay, Erol Günaydın ve birçok
güçlü oyuncu ile oynamaya başladım. Ama bu defa da devlet tiyatrolarını bırakmak zorunda
kaldım. Tiyatroda sözleşmeli değil de kadroda olsam kesinlik ile tiyatroyu seçerdim. Bu usta
oyuncular ile çalışa, çalışa konservatuvar bitirmiş kadar tiyatro bilgisine sahip olduğum için
çok şanslıyım. Tiyatro ve dizi maceram böyle başladı. Bu yıllar içinde çok önemli yapımlarda
oynadım. “Aşk Yeniden”, “Parça Pinçik” gibi birçok dizide rol aldım ve 6 reklam filminde
baş rol oynadım. Bir tanesinden en iyi reklam oyuncusu ödülü olan “Kristal Elma Ödülü” nü
kazandım. Sonra kendi tiyatromu kurdum. Genellikle çocuklara yönelik tiyatro yapmaya
devam ediyorum. Bunun yanı sıra dizi, sinema filmi ve reklam filmlerinde oynamaya devam
ediyorum.

Betül Fırat: Sanatınızı icra ederken en çok hangi konuda zorlandınız?

Tevfik İnceoğlu: Sanatımı icra ederken hiçbir şekilde zorlanmadım çünkü sevdiğim işi
yapıyorum. Tabi bazen kendini yapımcı -böylelerini gerçek yapımcılar elemeli bence- gibi
gösterip kandıranlar oldu. En son Çorum’da çektiğim filmde, üç kardeşin komik maceralarını
sergiledik. Ama film beklediğim kalitede olmadı. Kardeşlerden biri aynı zamanda yapımcı idi
ama gerçek yapımcılar ile uzaktan yakından alakası yok. Meğerse bizim gibi tanınmış isimleri kullanıp kendi hemşerilerinden üste para alıp oynatmış. İşin farklı rengi ile karşılaşmak mümkün. Bunun dışında oyunculuk çok zor. Zor sanmayanların bir gün özellik de kışın, gece dış mekân sahnelerinde sete gelmelerini ve sabaha kadar bizim ile aynı şartlarda çalışmalarını isterim. Evet, işimiz zor ama sağ olsun yapımcılarımız her şarta uygun imkân sağlıyorlar. Bu yüzden doğal mekanlarda, gece orman sahneleri çekilen mekanlarda, her türlü konfor sağlıyorlar ama yine de çok zorlukları var. Oyunculuğa olan sevgim bu zorlukları aşamada yardımcı oluyor.

Betül Fırat: Gelecekle ilgili hem şahsi hem de toplumsal hedefleriniz nelerdir?

Tevfik İnceoğlu: Gelecekle ilgili hem şahsi hem toplumsal olarak çok şey
beklemiyorum. Güzel bir dünya, kavgasız, savaşsız, kadınlarımızın öldürülmediği, okuyan
kardeşlerimizin tercih ettikleri bölümlerde çalıştıkları. Geleceğe umutla bakan bir dünyada
istiyorum. Kimsenin saçına zarar gelmesin, ormanlar, oteller yanmasın. Göçük altında
işçilerimiz mahsur kalmasın. Askerlerimiz sağ salim evlerine dönsünler. Siyasi çıkarlar için
hiçbir parti ve siyasetçi ülkemi çıkmaza sokmasın. Kendim içinde tek istediğim şey sevdiğim
insanlar yanımda olsun. Sağlık, mutluluk afiyet. Kendi mesleğimi nefesim yettiğince
yapabileyim. Bu kadar yani.

Betül Fırat: Bir oyuncu, rolünü icra ederken en çok neye dikkat etmeli?

Tevfik İnceoğlu: Öncelikle oynayacağı rol için gözlem yapmalı, verilen rol için çalışmalı
ve o rolün içine girmeli. En küçük detaya bile dikkat etmelidirler.

Betül Fırat: Yeni projeleriniz var mı? Bunlardan bahseder misiniz? Ayrıca tiyatronun
sizdeki yeri nedir? Dizi ve film oyunculuğu ile tiyatro oyunculuğunu karşılaştırmanızı
istersek neler söyleyebilirsiniz?

Tevfik İnceoğlu: Yeni bir projem, evet var. Kış mevsiminde Erzincan 1950’lerde geçen
bir yol hikayesi olan “Mavi Kuş” isimli bir yol hikayesinde oynuyorum. Film, festival filmi
olarak çekildi. Yurt içinde ve yurt dışında birçok festivallerde yarışacak. Tiyatro oyunlarım
devam edecek. Şehir şehir dolaşıp çocuklara hem bilgi hem neşe kaynağı olmaya devam
edeceğiz. Tiyatromu, sinemamı, dizimi sorusuna gelince. Tabi birinci önceliğim ‘Tiyatro’.
Çünkü tiyatro oyunculuğun er meydanıdır. Sahnede olmak bambaşka bir duygu. Alkışı
duymak, gülme, ağlama gibi duyguları canlı canlı hissetmek çok önemli. Sinema ise ikinci
sırada. Çünkü sinema filmleri kalıcı. Siz bu hayattan göçseniz bile seyirciniz hala sizi izliyor
olacak. “Hababam Sınıfı” buna en iyi örnek. Dizi de gündelik izlenen ve her hafta takip
edilmesi gereken bir şey. Oyuncuların ekonomik bakımdan daha rahat olmasını sağlaması
açısından, mesleki açıdan geçinmemiz için ve rahat yaşamak için önemli. Çünkü oyuncu bol
bol kitap okumalı, bol bol tiyatroya ve sinemaya gitmeli. Bizler için maneviyat kadar
maddiyat da önemlidir ki diziler bunları büyük ölçüde sağlıyor. Ama sıralamak gerekir ise
Tiyatro, sinema ve dizi olarak sıralayabiliriz

Betül Fırat: Kitaplarla aranız nasıldır? En son hangi kitabı okudunuz? En çok tavsiye
edeceğiniz kitap hangisi olurdu?

Tevfik İnceoğlu: Kitap okumayı severim. En son okuduğum kitap “Anka Kuşu”. Şu
anda çok merak ettiğim bir kitap var onu okuyacağım kısmetse “Ruh Tefecileri” adlı.

Betül Fırat: Sizi etkileyen sanatçılar kimlerdir?

Tevfik İnceoğlu: Beni etkileyen sanatçılar hatta oyunculuk hayali kurarken olmak
istediğim kişiler vardı: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Münir Özkul, Levent Kırca, Zeki
Alasya ve Metin Akpınar gibi.

Betül Fırat: İyi bir oyuncu olmanın bir formülü var mıdır? Oyuncu olmak isteyenlere
önerileriniz nelerdir?

Tevfik İnceoğlu: İyi bir oyuncu olmak için öncelik ile bu işi sevmek ve en önemlisi
eğitim. Mümkünse konservatuvar okunmalı. Ama öyle bir olanak yoksa özel ve güvenilir
tiyatro kurslarından eğitim almak. Bazıları bana sosyal medyadan nasıl eğitim almadan
oyuncu olurum, ajanslarla ilgili bu konularda yardımcı olamaz mısınız, diye soruyorlar. Ben
de onlara eğitim almazsanız. Figürasyon ya da sözlü figürasyon olursunuz. diyorum. Zaten
size  seni hemen oyuncu yapacağım diyen gerçek yönetmen veya yapımcı değildir. Ya da
mesleğinin avantajları kötüye kullananlardır. Merdivenleri hızlı çıkarsanız düşmesinde hızlı
olur. Ağır adımlar ile yavaş yavaş çıkın ki hep zirvede kalın derim. Tabi diksiyon da olmazsa
olmazımız.

Betül Fırat: Gençleri oyunculuğa kazandırmak için neler yapılabilir?

Tevfik İnceoğlu: Öncelikle gençleri oyunculuğa kazandıramayız. Çünkü insanın içinde
oyunculuk vardır. Yaşadığımız ortam ve yaşam biçimimiz bir ritüelin parçasıdır. Önce oyuncu
olmak için oyuncu olmayı istemek gerekir. Üstede belirttiğim gibi. Disiplinli çalışmak. Kurs
ya da okulda alınan tiyatro eğitimi. Şarkıcı, manken, tiktokur. YouTuber, gibi yerlerde tanınıp oyuncu olanlarda var. Bunların içinde Kerim Tekin gibi, Kıvanç Tatlıtuğ gibi Kenan
İmirzalioğlu gibi isimler tanınmışlıklarını eğitim alarak perçinlediler ve Türkiye’nin en
tanınmış oyuncuları oldular. Ama şöhreti bir şekilde yakalamış olan ama eğitim almayan
kişiler sektörden silindi. Geçmişte ve günümüzde bunların örnekleri çok.

Betül Fırat: Sizi izlemek, görmek isteyen ve takip etmek isteyen dostlarımız
nerelerden ulaşabilirler?

Tevfik İnceoğlu: Ben tiyatro için şehir şehir dolaşıyorum. Her gittiğim yerde sosyal
medyadan duyuru yapıyorum. Bu duyurular haricinde başka bilgi verme mecrası yok
maalesef…

Betül Fırat: Şu ana kadar sohbetimizi okuyan ve bizlere eşlik eden dostlarımıza son
olarak ne söylemek istersiniz?

Tevfik İnceoğlu: Son olarak benim ile röportaj yapmak için bana zaman ayırdığı için
sayın Betül Fırat Hanımefendiye çok teşekkür ederim. Bu röportajı okuyan sevenlerime de
öncelikle zaman ayırıp okudukları için çok teşekkür ederim. Mutlu, huzurlu, sevgi dolu
sağlıklı bir yaşam dilerim. İyi ki varsınız.

Yorum Ekle