Son günlerde, herkesin ağzında mikro milliyetçilik-etnik köken, mahalle baskısı, açılım ve ayrışma gibi sözcüklerin çok fazla telafuz edildiğine şahit oluyoruz..
Türkiye için dış güçler tarafından hazırlanan çok planlı bir senaryonun icra edildiğini anlamak için müneccim olmaya da gerek yok…..
80 öncesi ülkemizde gençlik üzerine oynanan oyunlarla tatmin olmayan bu şer odakları; 80 sonrasında, pkk ve şimdide insanların etnik ve mezhepsel kimlikleriyle yeni bir provokasyon peşine düşmüşlerdir….Türk insanı; geçmişten ders almış bir ulus olarak, bu provokatif hareketler karşısında sağ duyulu hareket etmelidir.
Geçmişte, bizi -bize düşman eden-kardeşi kardeşi vurduran zihniyetin temsilcileri olanların tek bir amacı vardır. Bizleri bölmek ve kutuplaştırmak… Amaçlarına ulaşmak içinde, entel-dantel yazarları kullanarak, mahalle baskısından dem vurmanın yanında bir de özür kampanyaları düzenlemek suretiyle de, insanların kafalarını karıştırma çabası içindedirler..
Krizin baş sorumlusu Amerika; bile Rusların ortağı olduğu finans kurumu Lehman Brothers’ın batmasına göz yummuş, kendi vatandaşlarının bankası City-Bank’ı ise kurtarmıştır.. Amerika; kendi vatandaşını kurtarma derdine düşmüş.. yani, herkes; geçim derdinde, biz nelerle uğraşıyoruz….
Böyle bir kaotik ortamda, Hükümetin – muhalefetin ve Türk insanınında; maksatlı olarak çıkarılan sanal problemler yerine, daha ciddi konular üzerine eğilmesi gerekmez mi ? ..
Bugünlerde, TAŞOVA’MIZDA DA; bu tür senaryoların etkisinde kalan insanlarımızı görüyoruz.. Mikro milliyetcilik üzerine bazı yazar arkadaşların görüşlerinde bile farklılığı hissedebilirsiniz..Önemli olan bu tür ayrışma ve kutuplaşmanın da, Taşova’mızda yok olmasıdır…
Beni, insanımızın; KÜRT, TÜRK, YERLİ, MUHACİR, YEMİŞENLİ, LAZ, ÇERKES diye ayrıştırılması vede bu şekilde anılması bile rahatsız ediyor..
Türkiye’nin ve Taşova’nın üniter bir yapısı vardır.. Bölünmez bir bütünüz biz….
Benim en samimi arkadaşlarım ve dostlarım içinde değişik etnik kökene mensup arkadaşlarım var… Onları ötekileştirmem ve onlara farklı gözle bakmamı kim benden isteyebilir ki..
İnsanları; kategorilere ayırmamız ve kutuplaşmamızdan nemalanmak isteyenlerin, ekmeğine yağ sürmeyelim.. Taşova’da uzun yıllar bundan çok zarar görmüştür…Önemli olan ise; bütün insanlarımızı kucaklayabilmek….Yaratan dan ötürü, yaratılanı sevebilmek….
Taşova’ya gelen siyasetcilere karşı, tek yumruk olmayı başarabilseydik. Bugün Taşova ; Devlet ve özel sektör yatırımlarından çok daha fazla nasiplenirdi…
Neden? Taşova’mıza; bugüne kadar iktidara gelen hükümetler tarafından bir çivi dahi çakılmamıştır.. Devlet hastanesini diyorsanız, o zaten olması gereken bir kurumdu. …Neden? Gençlerimizin; çalışabileceği bir fabrika, imalatçı işletmeler bizim ilçemizde kurulmadı? Yoksa, kurulmasını engelleyenler mi oldu…
Bu arada, polemik konusu olan Umutlu’da kurulması planlanan HES ile ilgili yaptığım bir araştırmanın sonucu ile yazıma son vermek istiyorum….
HES’in, özellikle tarıma zarar vermeyecek şekilde, gerekli etüdler ve fizibilite çalışması yapıldıktan sonra yine, TAŞOVA’MIZDA daha uygun bir alanda inşasının;
ENERJİ FAKİRİ ÜLKEMİZ VE TAŞOVA AÇISINDAN GEREKLİ olduğuna da inanıyorum…