Yılmaz Sergen
Gelir ve maliyet, fırsat paylaşımında; meşrebiyet, mensubiyet, yandaşlık değil bakış açımız vatan sevgisi, ülkemizde yaşayan tüm insanlığın hayır ve refahı merkeze alınmalıydı.
Bu anlayışın neresindeyiz?…
Hakk’ın, adil bir paylaşımın tabana yayılacağına ilişkin kocaman sözler verile geldi. Olacağına ilişkin umutlarım her geçen gün hoyratça tükeniyor. Biz bu değiliz, böyle olmamalıydık. Dürüstlük, güzel ahlak, adaletli olmak, kul hakkından, devletin milletin hakkından sakınmak genlerimizde, dünümüzde vardı. Dünümüzde yokmuş gibi davranmak bizi rahatsız etmeli bu yanlıştan alıkoymalıydı.
“En Hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır” diyor sevgili peygamberimiz. Güzel ahlak hakkına razı olmak, başkasının hakkına hakkından fazlasına tevessül etmemek, kanmamak, kandırmamak, herkesin bilhassa Allah’ın razı olduğu kul olmak değil midir?
Olaylara her daim ben gözüyle bakılmanın toplumsal açıdan doğru olmadığını yanlış olduğu bilinen ama göz ardı edilen bir gerçekliktir. Bu bakış açısı toplumda uyanıklık, işini bilir olarak algılanmaktadır.
Biz demenin zorluğunu yaşıyoruz yaşadıklarımızın en büyük sebebinin bu olduğu bilinmelidir. Biz odaklı olmanın elbette bir bedeli var: hakkına razı olmak, hak etmediklerinden imtina etmek haklının hakkına rıza göstermek, torpile tevessül etmemek, ihalelerde iltimas değil rekabete, şeffaflığa tabi olarak ülke yararına rıza göstermek…
Ülke adına insanlık adına tüm dünyada barış, huzur adına olması gereken budur.
Toplumda biz olmaktan imtina eden BEN diyen bir güruhun vermiş olduğu savrulmanın bedeli her birimize fatura edilecektir. “BEN” olmanın bedelini “BİZ” olmayı şiar edinenler VE DE ben ve biz olmayı savunanların çocukları torunları hep beraber mutlaka ödeyecektir.
Liyakate tabi olmadan torpille, yandaşlık kontenjanından işgal edilen hak edilmeyen makamların aşınması, edilen haksız kazançların ülkeye vermiş olduğu bu zararları onların çocukları torunları da katlanmak zorunda kalacaktır. Helal kazanç rahmettir, berekettir, huzurdur. Haram lokma , haram kazanç insanı hak dan, merhametten uzaklaştırır.
Hülasa “Ben” merkezli düşünen ve bunun için menfaat ve makam sahibi olanların ülkeye vermiş olduğu hasarın bir sonucu toplum umutsuz, mutsuz olacaktır.
Bunun maliyeti hepimizin çocuklarına, torunlarına miras olarak kalacaktır. Ülkenin varlıklarını israf eden, hoyratça hak olmayan yoldan paylaşanların vermiş olduğu mali hasar halen dar gelirli, emekli, memur, işçi ülkenin tamamı öderken, gelecek yıllara ertelenen maliyetin bedelini kimin ödeyeceğini herkes biliyor. Haksız bir şekilde kazandıklarınız çocuklarınızın geleceğini kurtaracağını sanıyorsanız torunlarınıza yetmeyeceği kaçınılmaz bir sonuçtur.
Çocuklarımıza bırakılacak en güzel miras güzel ahlak, dürüstlük ve helal kazanç refahın, huzurun hepimiz tarafından paylaşıldığı borçsuz varlıklı bir ülke bırakmaktır.