Naci Konyar
Bir yazarımızın tespitini doğru ve yerinde bulup düşüncelerini bir kenara not almışız. “Iyi insanlar devlet idaresine talip olmuyor, politikaya girmek istemiyor. Bunun için iyileri cezalandırmak gerek. Ama bu zaten Kendiliğinden oluyor. Politikaya girmek istemeyen iyiler, kötü insanlar tarafından idare edilmek suretiyle cezalandırılmış oluyorlar”
Sonra günlük gazeteyi elinize alıyorsunuz ”öğretmen seçilmek istedi”, başlığıyla bir yazı gözümüze ilişiyor.
Bir öğretmen 31 Mart 2024’te yapılacak belediye seçimlerinde Ankara’da bir ilçenin Belediye Meclisi’ne üye seçilmek için bir siyasi partiye müracaat ediyor. Yöntem olarak “atama yoluyla” aday seçimi yapıldığı, Genel Başkanın “Liyakat, beceri, emek” diye dile getirdiği ilkelere inanarak başvuru yapıyor.
Öğretmen 30 yıllık edebiyat öğretmeni. Anadolu’nun çesitli il ve ilçelerinde öğretmenlik yapmış. Makaleleri dergilerde yayımlanmış. Üç kitabın yazarı, Çevreci ve kent gönüllüsü…. İlçe Belediye Meclisine seçilerek kente faydalı olmak istiyor. Partisine kendisini aday göstersin diye başvuruyor. Mülakat yapılmıyor. Listeler açıklanıyor. Listelere eş, dost, akraba, tanıdıklar dolduruluyor. Öğretmen “Liyakat, Beceri; Emeğ”in listede olmadığını görüyor. Durumu Parti yönetimine bildiren bir mektup yazıyor. Cevap dahi vermiyorlar.
Niyetimiz bağcıyı dövmek değil. Failden ziyade fiili ile ilgilendiğimiz için parti ismi zikretmediğimiz bu olay Türkiye’mizin tüm siyasi yapısında yaşanan olaylardan biri.
Memleketimizin siyasi hayatında örneğini göremediğimiz bir başka olayı da CHP Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş’in “Zamana Atılan İmza’ adlı kitabındaki anılardan öğreniyoruz. CHP Ürgüp Belediye Başkanı anlatıyor.
Toronto’ya (Kanada) birkaç defa gittim. Bu gezilerinin bazılarında amaç İngilizce eğitimiydi. Bazılarında ise çeşitli kimselerle toplantılar yapar; bilgi ve birikimlerden faydalanmaya çalışıyordum.
Bu gezilerden biri, Toranto Belediyesine yapacağım ziyaretti. Uçak hava alanına indiğinde Meclis Başkan, Davit Miller beni karşıladı. Belediye meclis salonundan başlayarak toplantı düzenlerini, evrak işlerini, bütçeyi nasıl hazırladıklarını, önceliklerinin neler olduğunu sırayla anlattı.
Belediyenin en önemli ikinci ismi olan, geniş bir bilgi birikimine sahip olan Davit Miller kent planlamasına dair projelerini, kenti daha çekici kılmak için neler yaptıklarını anlattı.
Toplantı sonunda yalnız kaldığımızda Sayın Başkan, Şu anda gelecek dönemki belediye başkanıyla bir aradasınız cümlesini kurdu.
Böyle bir şeyin bugünden belli olup olamayacağını sordum. İtiraf etmek gerekir ki içimden “özgüveni yüksek birisi” diye geçirmiştim.
Fakat Miller’in verdiği yanıt, işin yalnızca özgüvenle alakalı olmadığın bildiriyordu! “Bizde belediye meclis başkanlığı, bir sonraki dönem belediye başkanı olması uygun görülen kişiye verilir, bu sayede yeni yönetici pişer ve göreve geldiğinde neyi nasıl başaracağını bilir.
Bu konuşmaya verdiğim tek yanıt ”Ne güzel bir sistem”, olmuştu. Kanada
neden bu kadar ileri bir ülke ve kişi başı gelirin neden bu kadar yüksek olduğunu, neden
gençlerin hemen hemen hepsinin Kanada’ya gitmek istediğini anlatan harika bir örnekti.
İyi yöneticiler şansla değil, birikimle ortaya çıkıyordu. Vizyon da yine büyük oranda tecrübeden geliyordu. Simdi bu anlatılanları okuduktan sonra içinizden neler geçirirsiniz. Bizde bir belediye başkanı, bir sonraki döneme başkan olacak kişiyi belediye meclis başkanı seçtirir mi? dersiniz. Kanada boş yere özgürlükler ülkesi olmamış,
2012’den beri her 20 Mart’ta yayınlanan Mutluluk Raporuna göre Finlandiya ard arda yedinci defa dünyanın en mutlu ülkesi gösteriliyor. Onu Danimarka, İzlanda ve İsveç takip ediyor.
Kişi başına düşen milli gelir, sosyal destekler, özgürlükler, Parti içi demokrasi sağlıklı bir yaşam, bunlar kişinin parçası olduğu, toplumun geleceği söz konusu olduğunda kendini güvende ve mutlu hissetmesini sağlayan unsurlar.
Biz ülke insan olarak ”Memleket bu badireden nasıl çıkar daha güzel bir siyaset nasıl inşa edilir” iyi insanlar siyasette neden yer almıyor derdinde iken güneşe hasret ülkelerin insanlarının mutluluğunu iyi analiz etmeliyiz.
”Hep seçim, insanlar yorgun. Seçim yorgunu, Enflasyon yorgunu. Bu yorgunluğun sebebi de, sonucu da hayallerinin erimesi yok olması”
Evet Kanada’da Meclis başkanının anlattıkları özlediğimiz demokrasiyi, öğretmenin mektubu ise Türkiye’de çalışkan, dürüst, ahlaklı ve başarılı olmuş iyi insanların
neden politikadan uzak durduğunu anlatıyor.
Anlayana!