HASAN APAYDIN – ULUKÖY 2023
Kur’an-ı Kerimin 3.suresidir. Adını İmran ailesi anlamına gelen 33.ayetinden alır. Kur’an’ı Kerimde 2 aile örnek gösterilir. Birincisi İbrahim ailesi ikincisi ise İmran ailesidir. İmran ailesi şu kişilerden oluşur: Baba İmran, karısı Hanne, kızı Meryem, torunu İsa, İmran’ın bacanağı Zekeriya ve Zekeriya’nın oğlu Yahyadır. Bu sure Medine’de Bakara suresinin ardından indirilmiştir. Surenin inişinde 2 olay etkilidir. Biri Uhut savaşı diğeri ise Hristiyan Necran heyetinin Medine’ye gelişidir. Surenin 118-195.ayetleri arası Uhut savaşıyla ilgilidir.16-117 ve 196-200.ayetleri arası Necran heyetiyle ilgilidir.
Necran denilen yerden 60 kişilik bir heyet Medine’ye peygamberimizle görüşmeye geldiler. Yanlarına papalarınıda almışlardı. Peygamberimizle Hz. İsa’nın tanrılığı konusunu tartıştılar. Necran yemen tarafında halkı Hristiyan olan bir şehirdi. Peygamberimiz onlara bir mektup gönderip ya Müslüman olmalarını ya da cizye vermelerini istemişti. Onlarda bunun üzerine Medine’ye heyet gönderdiler. İleri gelenlerinden 14 kişi peygamberimize İsa’nın Allah’ın oğlu ve ilah olduğunu iddia ediyorlardı. Bunun üzerine Allah onların bu inançlarını reddederek bu surenin 61.ayetini peygamberimize gönderdi ve şöyle buyurdu. “Resulüm sana ilim geldikten sonra seninle bu konuda tartışmaya kalkarlarsa deki: Geliniz sizler ve bizler dahil olmak üzere siz kendi oğullarınızı biz kendi oğullarımızı, siz kendi kadınlarınızı biz kendi kadınlarımızı çağıralım, sonrada dua edelim ve Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine olmasını dileyelim.” ayetini peygamberimiz okuyunca necranlılar korktular ve bu teklife yanaşmadılar. Ey Ebul Kasım seninle lanetleşmemeye seni kendi dinin üzere bırakmaya bizde kendi dinimiz üzerinde kalmaya karar verdik deyip Müslüman olmayı reddederek cizye vermeyi kabul ederek memleketlerine döndüler.
Bakara suresinde Müslümanlara Yahudileşmeyin mesajı verilirken Al-i İmran suresinde ise hristiyanlaşmayın mesajı verilmektedir. Surenin 35.ayetiyle imran ailesinin kıssası anlatılmaya başlanır. Şöyle ki: İmranın karısı Hanne demişti ki Ya Rabbi karnımdaki çocuğu özgür olarak sana adadım, benden kabul buyur. Çünkü sen her şeyi işitensin ve bilensin. Fakat çocuğu doğunca dedi ki rabbim onu kız doğurdum ve adını Meryem koydum. Ben onu ve soyumu şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum dedi. Bunun üzerine rabbi onu memnuniyetle kabul etti ve onu bir çiçek gibi yetiştirdi. Zekeriya himayesine verdi. Zekeriya ne zaman onun bulunduğu bölmeye girse onun yanında yiyecekler görürdü ve bir gün Zekeriya sordu. Ey Meryem bunlar sana nereden geliyor? deyince Meryem bunlar bana Allah katındandır. Allah dilediği kimseye hesapsız rızık bağışlar dedi. İşte o anda Zekeriya orada rabbine şöyle dua etti. Rabbim bana katından güzel bir nesil bağışla. Çünkü sen bütün duaları işitensin dedi. Zekeriya mihrapta dua ederken melekler ona ALLAH sana Allahtan gelen kelamı doğrulayıcı bir kelime olan saygın bir konuma sahip nefsine hakim Salihlerden olacak Yahya’yı müjdeliyor dediklerinde Zekeriya şöyle cevap verdi. Rabbim ben bunca yaşlanmış ve karımda kısır kalmışken benim nasıl bir oğlum olabilir deyince melek ona işte böyledir Allah dilediğini yapar dedi. Zekeriya yalvardı ve rabbim bana bir işaret göster dedi. Allah da buyurdu ki senin işaretin insanlarla üç gün boyunca işaret dışında konuşmamandır. Rabbini çok zikret sabah-akşam, gündüz-gece onu tesbih et dedi.
