ADD GENEL BAŞKANININ KONFERANSI
Ömer CELEP
09 Mart 2011
Yüksek yargı mensubiyetinden emekli olduktan sonra Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı olan Tansel Çölaşan geçtiğimiz günlerde Karadeniz Teknik Üniversitesinde bir konferans verdi ve bu konferansta üniversite gençliğini “halkı eyleme yönlendirmek” tabiri caizse sokağa indirme konusunda öğütledi. Onlardan iktidara tepki göstermelerini önemle ve özellikle istedi.
Mevcut yasalarımıza göre; “dernekler siyasi faaliyet ve söylemlerde bulunamazlar” diye biliyoruz. Bu hanım, kendisinin bir hukukçu olduğunu söylemesine karşın (kendi adıma onların hukukçuluktan çok kanun ezbercileri olduğunu düşünüyorum) hukuk kuralını ihlalde sakınca görmedikleri eylem ve söylemleriyle ortadadır. Bunu da geçelim.
Halkı tanımayan ya da halkı; sadece dar dünyasındaki çevresinde el ovuşturan, çantasında makyaj kozmotikleriyle gösterme kibarlık budalalarının pervanelendiği goygoyculardan ibaret sayan kokanaların söylemlerine inanacak birilerinin olduğunu düşünmek bile imkansız iken, durumdan vazife çıkarmak soytarılığı nedendir bilinmez.
Milletin güvenmediği, halkın reddettiği insanlar, adını ne koyarsa koysun, hangi gömleği giyerse giysin, kendisini millete kabul ettirme olasılığı hiç yoktur. Böyleleri, Atatürk gibi bir değeri tekellerine alsalar, O’nu kendi dar dünyalarına mahkum etseler ve öyle bir insanı dar dünyalarındaki gibi anlatmaya çalışsalar bile, kendi “hiç”liklerini örtmeye yetmez ve yetmiyor da.
Şu kesinlikle bilinmelidir: İktidar olmanın yolu; iktidarı suçlamak değildir, iktidara alternatif proje üretmektir. Siz enerjinizi, iktidarı suçlamak yerine alternatif proje üretmeye harcasanız millet belki de size daha çok güvenecek daha çok inanacak. Ama söylemem lazım; sakat, sapık ve millet değerleriyle çatışan saçma fikirlerinizle iktidar olmayı düşledikçe umudunuz “bir dahaki seçime” yol alacak ve bu yol hiç bitmeyecektir.
Hazırı meydanda, 1946 dan beri normal yolla iktidar olamıyorsunuz, olamayacaksınız da. Artık biraz özeleştiri yapın da yeni projeler üretmeye çalışın lütfen.
Biliyorum bu yazımızdan sonra bizi birçokları ya “Atatürk düşmanı” ya da “iktidar yandaşı” ilan edecekler. Ama olsun! Kim ne derse desin doğrular değişmiyor.