Amasya İtimat

Taşova Sağlık Meslek Lisesinde Başarı çıtası yükselmiş (!)

0
1211

“Taşova Sağlık Meslek Lisesinde Başarı çıtası yükseldi.” Haberin başlığı eminim ki, kamuoyuna çok şirin gelmiştir. Doğrusu beni de etkilemedi değil hani. Böylesine flaş başlıklarla medya üzerinden halkın huzuruna çıkabilmek büyük cüret ister. İyi biliyoruz ki, halkımız nezaket sahibi olduğu kadar da ariftir. Sloganvari söylemlerin içindeki olguyu tahmin etse de görme hakkına sahiptir. Ayrıca, bu denli iddialı bir ifade, merakları uyandırmaya da kabildir.


Bu okulun bir önceki müdürü olarak, “Taşova Sağlık Meslek Lisesinde Başarı çıtası yükseldi.” İfadesinin şahsıma bir izahatta bulunma hakkı verdiğini sanırım siz sevgili okurlar da takdir edeceksinizdir. Doğrusu ben, istatistiki verilere dayanmayan bu mesnetsiz ifadenin bizleri karalamaktan çok, kamuoyunu rahatlatma ve bazı nazarlara hoş görünme amacıyla güya; çok iyi performans sergilediklerinin bir nevi nümayişi olarak tarif ediyorum.


Ancak, her ne sebeple olursa olsun bu başlığın hakikati ne kadar yansıttığına, hangi gayeyle ve neye / nelere murad edilerek yazıldığına açıklık getirme zorunluluğu doğmuştur. Bu minvalde birkaç hususa özetle değinip, dokunup takdiri her zaman olduğu gibi siz sevgili okurlarımıza arz edeceğim.


Başarı çıtası yükseldi” sözü, önceki eğitim-öğretim yıllarında elde edilenlerin üzerinde başarılara ulaşılmışlık olarak tanımlanabilir ancak. O halde kamuoyunun, başarı çıtasının yükselip yükselmediğini öğrenebilmesi için okul yönetimi, bundan önceki en az üç eğitim-öğretim yılında mezun olan öğrenci sayılarını ve yüksek öğretim programlarına yerleşen öğrenci sayılarını yüzlük sistem üzerinden oranlayarak bu sitede yayımlamak durumundadır.


Öğrencilerin “sınavsız geçiş” haklarını “Tıbbi Laboratuvar Teknikleri”, ”Patoloji Laboratuvar Teknikleri”, “Ağız ve Diş Sağlığı”, “Yaşlı Bakım” gibi hiç de tercih edilmeyen, ve gelecekte de öğrencilere asla artı bir kazanım sağlamayacak bölümlere kullanılmış olması yönetimin sağlık sektöründen ne kadar uzak ve yabancı olduğunun tezahürüdür. Hatta son zamanlarda sayıları oldukça artan “fizyoterapi” bölümü de bunlara dahil edilebilir. Hele bir öğrencimizi özel bir üniversitenin “sağlık kurumları işletmeciliği” bölümüne yerleştirerek, üstelik bir başarıymışçasına sitelerde neşretmek, acziyetin ilanından başka bir şey değildir. Sağlık kurumları işletmeciliği bölümünü bitiren öğrencilerin akıbetinden haberiniz var mı? Öğrencilerimizi %50 burs kandırmacasıyla paralı üniversitelere yönlendirerek başarısızlığı örtbas etmeye çalışma gayreti insanları ahmak yerine koymaktan başka bir şey değildir. Özel üniversiteler öğrenci bulamadıklarından neredeyse tercihte bulunan herkese %25, %50, hatta %75 burs imkanı sunmaktadırlar. Öğrenciler üniversiteye başladıklarında göreceklerdir ki, ders araç- gereçleri, kitaplar, materyaller için harcayacakları ücret, kendilerine sunulan burs oranının çok çok üzerinde olacaktır. Ayrıca, sınıf tekrarına kalma gibi çeşitli başarısızlık durumlarında burs haklarını kaybedeceklerinden okul yönetimi ve hocalar üzülerek belirtmeliyim ki, bu fırsatı değerlendirmeye pek iştahlıdırlar.


Bakınız, bu yıl Amasya Üniversitesinde “paramedik” olarak bilinen “İlk ve Acil Yardım” bölümü açıldı. Sağlık Meslek Liselerine “Sınavsız Geçiş” ile toplamda 36 kontenjan ayrıldı. Siz bu okula üstelik ikinci öğretimine sadece bir (1) öğrenci yerleştirebilmişsiniz. İşte ne kadar başarılı veya başarısız olduğunuzun birinci derecede göstergesi budur. Çünkü bugün, sağlık sektörünün ön lisans programları içinde en flaş, en tercih edilen ve en çok iş veren alanı ve okuludur. Suluova Sağlık Meslek Lisesi ise bu bölüme tam 21 öğrenci yerleştirmiştir. Suluova Sağlık Meslek Lisesinin sırrını öğrenmek ister misiniz? Okul Müdürü İlahiyat Fakültesi mezunu bir kardeşimizdir. Ancak 2000 yılından beri öğretmen, müdür yardımcısı ve okul müdürü olarak kademe kademe aynı okulda görev yapmıştır. Dolayısıyla sağlık meslek liselerinin müfredatlarına, öğretim programlarına, amaçlarına, avantajlarına, dezavantajlarına oldukça hakim ve her sorunun üzerine cesaretle gidebilecek kadar da eğitimci ve yöneticidir. Yine, Taşova Sağlık Meslek Lisesinde okul müdürü olarak çalıştığım dönemde koordinatör müdür yardımcısı olarak görev yapan, kendini gerçekten çok çok iyi yetiştirmiş, öğrencilerinin istikbalini kendi çocuklarının istikbali kadar önemseyen, yıllarca teşriki mesai yaptığımız ve maalesef sahip çıkıp tutamadığınız Yusuf Kaya beyefendi bugün Suluova Sağlık Meslek Lisesinde koordinatör müdür yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Öyle zannediyorum ki bu açıklama, bir çok şeyin daha net anlaşılmasına vesile olmuştur.


Ezcümle, Sınavsız geçişlerle birlikte; açık öğretim, ikinci öğretim, uzaktan eğitim ve tabiri caiz ise işin tuzu biberi sayılabilecek özel üniversitelerin de bulunduğu üstelik hiç de tercih edilmeyen birçok bölümün ihtiva ettiği şu listeye rağmen; mezun olan 63 öğrenciden sadece 29 ‘unun yerleşmiş olması Taşova Sağlık Meslek Lisesinin eğitim-öğretim hayatındaki ilk başarısızlığı olmuştur. Bugüne kadar tek bir öğrencimizi özel bir üniversiteye yönlendirmedik. Her yıl yerleşemeyen öğrenci sayımız bir ile dört arasında değişiyordu. Onlar da tercih etmedikleri için yerleşmemişlerdi. Yani yerleşme oranımız her yıl %90’ların üzerinde olmasına rağmen, KPSS’de Türkiye dereceleri elde etmemize rağmen çıkıp bu kadar cüretkâr bir haber yapamadık. Ayrıca, okul yöneticilerinin böylesi beyanatlar vererek gündem işgal etmelerini hiç anlayamamışımdır. Özel okullar yapabilirler. Çünkü öğrenci alma zorunlulukları vardır. Bir okul herhangi bir projede veya bir spor turnuvasında önemli bir başarı elde eder: “hakkıdır, yapar” diyebiliriz. Bugüne dek edindiğim tecrübelerimden şunu söyleyebilirim. Bir öğretmenin en iyi değerlendiricisi öğrencisi ve velisidir.


Yani zorla söyleteceksiniz: Bu okul, iki yılda bir yapılan KPSS’de hemen hemen her dönem Türkiye’de ilk üçe öğrenci sokma başarısı göstermiştir. Sporda, Proje yarışmalarında Türkiye genelinde finallere kalmış, defalarca ikincilik, üçüncülük hazzını tatmış bir okuldur. Sayısız başarıları vardır. Şimdi soruyorum sizlere: “Başarı çıtası neye göre ve nasıl yükselmiştir? Sözünü ettiğiniz çıta, bugüne kadar hangi seviyedeydi? Sizler nerelere çıkardınız?

Okul müdürü bu tabloya “başarı” adını vermiş ve bu başarının temelindeki çalışmaları bir dizi teşekkür eşliğinde özetle şu şekilde sıralamıştır.


1.Hafta sonu Kursları: MEB tarafından bu yıl yürütülmesi zorunlu tutulmuş kurslardır.


2.Temiz Okul Sağlıklı Okul Projesi: Bu projenin Bakanlığımız nezdinde adı Beyaz Bayrak Projesidir. Müdürlüğüm döneminde okulumuz “Beyaz Bayrak” sertifikasını zaten almıştır. İddia ediyorum Amasya’nın en temiz, en düzenli, en hijyenik okulu olarak mevcut yönetime bırakılmıştır.


3.Obezite ile Yarışma projesi: Obezite ile yarışılmaz. Ancak mücadele edilebilir. Tabir yanlıştır. Muhtemelen sürçü lisan olmuştur.


4.Değerler Eğitimi, Kurum Tanıtım Gezileri, Aile Ziyaretleri, Rehberlik Hizmetleri, Kariyer Günleri vesaire gibi birçok çalışma, bu okulda evvelden beri en verimli şekilde zaten yapılmaktaydı. Okullarımız sağlık Bakanlığına bağlı iken, Müdür yardımcısı olarak görev yaptığım o yıllarda okulumuz müdürü İlhan CEBE, özellikle bu madde altında toplanan bütün başlıkların tamamının baş mimarıdır.


5.“Fotoğraflarla Tedaviye Bakış” AB projesi: Benim hazırlayıp neticelendirdiğim bir projedir.


Şimdi, süslü bir libas giydirerek, işin özünden ve teknik boyutundan bihaber halkımıza yutturmaya çalıştığınız ve bütün çıplaklığıyla ortada duran şu “başarısızlık abidesini” neşrederken, ileride işinize yarayacağını düşündüğünüz herkese teşekkür ede ede bîtâp düşmüşsünüz. Üstelik birçoğunun zerre kadar faydası ve katkısı olmadığı halde… Ama bir kez dahi; “bizlere temiz, düzenli, sorunsuz, pırıl pırıl ve mazisi başarılarla dolu bir okul devreden bir önceki hatta bugüne dek görev yapmış bütün yönetim ve eğitim kademesindeki meslektaşlarımıza da teşekkür ediyoruz” diyemediniz. Üzülerek belirtmeliyim ki diyemezsiniz.


Kıymetli Meslektaşlarım, lütfen! Bir şeyleri ispat etme veya birilerine şirin görünme ihtirasıyla bu aziz mesleği daha çok incitmeyelim. Saygınlığını yitirmesine katkı sunmayalım. ilçe ve il düzeyinde gerçekleştirilen YGS ve LYS değerlendirme toplantılarında sırf üst yöneticilerden azar işitmemek için, bölümleri analiz etmeden, araştırmadan “yeter ki yerleşsin” mantığıyla hareket ederek bu masum çocuklara kıymayalım. Bizlerin önceliği; İlimizin, Yükseköğretim programlarına öğrenci yerleştirme sıralamasını öne çekmekten çok, emanet aldığımız gençlerin istikballeri olmalıdır. Popüler yaklaşımlar bir eğitimcinin zihnine zarardır. Zihni zarar görmüş bir eğitimcinin zihniyeti de sağlıklı olamaz. Sağlık Meslek Liselerini tercih eden öğrenci ailelerinin gelir durumlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunların özel üniversitelerde okuyabilme şansları yoktur, olamaz da… Bu pırıl pırıl gençleri KPSS’ye hazırlayalım ki, bir an önce hem ailelerinin sırtından yük olmaktan kurtulsunlar hem de aile geçimlerine katkıda bulunsunlar. Çok iyi biliyoruz ki, bu çocukları müfredatlarından ötürü tıp fakültelerine, ODTÜ, Boğaziçi vs. gibi üniversitelere gönderme şansına sahip değiliz . Eğer açık öğretim, ikinci öğretim, uzaktan eğitim veya paralı üniversitelere göndereceksek; devlet memuru olarak atandıktan sonra daha iyi, daha sorunsuz okuyabilme imkânı bulacaklardır. Zira, 24 saat kesintisiz hizmet veren sağlık sektöründe hem çalışabilme hem okuyabilme olanağı bulunmaktadır.


Açık konuşmak gerekirse insanları kırmak, incitmek bana çok uzak duygulardır. Böyle alışkanlıklarım da yoktur. Ancak herkes ne konuştuğunun şuurunda olmak zorundadır. Aklı selim insanların içinden dahi terennüm edemeyeceği, günlüklerine bile yazmaya cesaret gösteremeyeceği böylesine hakikatten uzak yalan-yanlış bilgileri, cicili ambalajlar içinde fütursuzca, pervasızca medya üzerinden halk ile buluşturarak kendilerine yeni yeni saltanatlar edinmelerine de göz yummayacağız. Taşova’da neredeyse ömrümün yarısı geçti. İkinci memleketimdir. Hâlâ birçok dostumla görüşüyorum. Oradan ayrılırken, tüm içtenliğimle ifade etmeliyim ki, okul yönetiminin başarılı olmasını can-ı gönülden dilemiş ve istemiştim. Neden mi? Elbette öğrencilerim için… Yazık ki olamamış… Yine, mevcut öğrencilerim mezun oluncaya kadar hem ellerim hem gözlerim onların üzerinde olacaktır. Kendilerini takip edeceğimi bu sitede yazdığımı dün gibi hatırlıyorum.
Neyse, her şeyi de yazmak istemiyorum. Bir daha kimse böyle bir gaflete düşmez İnşallah…


Yaz tatilinden sonra eğitim ile ilgili sorunları ve çözüm noktasında görüşlerimi köşemizde siz sevgili okurlarımız ile paylaşmayı düşünüyordum. Bu yazı başlangıç olsun inşallah!


Saygılarımla…

Yorum Ekle

Önceki İçerikSİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ NE GÜNE DURURYOR?
Sonraki İçerikHESAPLI ALIŞ-VERİŞİN MERKEZİ AVANTAJ MARKET
Fesih Aktaş
1966 Ağrı/Taşlıçay/Aşağı Toklu Köyünde doğdu. İlk ve ortaokulu memleketinde okudu. Konya Atatürk Sağlık Meslek Lisesinden 1985 yılında mezun olduktan sonra, Adıyaman'ın Gerger ilçesinin Güngörmüş Sağlık Ocağında dört yıl sağlık memurluğu yaptı. 1989 yılında girdiği Erzurum İbrahim Hakkı Sağlık Eğitim Enstitüsünden 1992 yılında bölüm birincisi olarak mezun oldu. İnönü Üniversitesinden lisans tamamladı. Amasya Taşova Sağlık Meslek Lisesinde meslek dersleri öğretmeni, müdür yardımcısı ve okul müdürü olarak çalıştı. Amasya Merkez Anadolu Sağlık Meslek Lisesinin kurucu müdürlüğünü yaptı. Halen Afyon İhsaniye İbn-i Sina Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Hemşirelik alan öğretmeni olarak görev yapan yazar, evli ve iki çocuk babasıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz