Kıymetli okurlar,
Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed’in (S.A.V) Torunu, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin ellerini Arş-ı A’la’ya kaldırır ve “Yarabbi bu yedi yiğide, yedi devlet nasip eyle.” der.
Bundan 1333 sene evvel; iktidar hırsı yüzünden gözünü görmez, kulağını duymaz olan kalbi katranlaşmış YEZİD başlarında Peygamberin (S.A.V) Torunu Hz. Hüseyin’in bulunduğu topluluğu, bir yudum suya hasret bırakarak şehit etmiştir.
Elim Kerbelâ olayının vuku bulduğu 680 yılında, yeni yurtlar arama (Kızılelma) derdiyle Türkistan sahasından çıkarak Arap Yarımadasına inen ve İslam’la yeni yeni tanışan Türk Akıncıları, Arapların savaşacağı haberini alırlar ve muhkem bir mevkiden hadiseyi takip ederler. Binlerce kişilik ordusuyla Yezid, 70 kişilik Hz. Hüseyin ve kandaşlarını çepeçevre sarmıştır. …
Türk Atlıları anlarlar ki; güçlüyle-zayıf, çoklukla-azlık, zalimle-mazlum karşı karşıyadır. Bir tarafta koskoca Emevi Ordusu diğer tarafta Peygamber torunu ve musayipleri, yol arkadaşları. Taraf olma gereği hissedeler ve saflarını belirlerler. Ne asabiyete ne mensubiyete bakarlar taraf olurken. Güç dengesine bakarlar ve Türk Olmanın gereğidir deyip, mazlumdan yana saf tutarlar.
Takvimler Muharrem ayının 9’unu gösterirken yedi Türk Akıncısı bu bela meydanından Hz. Hüseyin’i almak üzere binerler atlarına. Hz. Hüseyin susuzluktan tükenmek üzeredir, Türk Yiğitlerini karşısında gördüğünde. “Sizi Azerbaycan’a götürelim” teklifini tereddütsüz reddeder. Çünkü bu yola dönmemek üzere çıkmıştır ve şehadeti kovalayacaktır.
Ancak gelen yiğitlerden bir isteği olur Peygamber Torununun: “Oğlum Zeynel Abidin çok hasta, alın götürün onu buradan, size emanettir.” der.
Yedi Türk akıncısı yanlarına Zeynel Abidin’i de alarak yıldırım gibi yol alırlar Emevi Ordusunun barikatını yararak. Hz. Peygamberin sevgili torunu, Allah’ın Aslan’ı Alimler Şahı Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin ellerini Arş-ı A’la’ya kaldırır ve: “Yarabbi bu yedi yiğide, yedi devlet nasip eyle.” diye dua eder.
Zaten bu olaydan sonraki gün Hz. Hüseyin ve yol arkadaşları şehit edilerek Rahmet-i Rahman’a kavuşmuşlardır.
Bu yiğitler, Türkistan sahasında gözleri gibi baktıkları Zeynel Abidin’i, kargaşa ortamının durulduğundan emin oldukları ve emanete halel gelmeyeceğini anladıklarında Mekke’ye geri götürmüşlerdir.
Bugün Türkistan sahasından Balkanlara uzanan coğrafyada hür ve bağımsız yedi Türk Devleti mevcuttur. İşte bu yedi devletin yedi bayrağı, Hz. Hüseyin’in duasının kabulünün delili olarak semalarda dalgalanmaktadır. Değerli dostlarım!
Aşağıda paylaştığım güzel bir deyiş şiirimi birlikte okuyalım!
Saygılarımla…
YA MUHAMMED YA ALİ
x
Âdem ile Havadandır aslımız
Hasan Hüseyin’dir, dost gardaşımız
Ya Muhammed Ali, O Gül aşkına
Kerbeladır bizim, kara yasımız
x
Semah dönün dostlar, şah a gidelim
O şah dergâhında sevgi biçelim
x
Miski amber kokar, sevgi güllerim
Hasan Hüseyin’e, ağlar gözlerim
Muhammed Mustafa, Ali Aşkına
Efkâr basar, çağlar, akar sözlerim
x
Semah dönün dostlar, şah a gidelim
O şah dergâhında, sevgi biçelim
x
Selam olsun, Hasan, Hüseyin dost’a
Küllemez bu yara, dost, yana yana
Allah’ın aşkına, Muhammed Ali
Elinde Zülfikar, er meydanında
x
Semah dönün dostlar, şah a gidelim
O şah dergâhında, sevgi biçelim
x
Haktan yana söyler, Sami sözünü
Aşk ile söndürür, gönül közünü
Ya Muhammed Ali, Allah aşkına
Söyler durur dilim, dost’ a özünü
x
Kasım 2012 – Söz Müzik : Sami ASLAN
DEYİŞ