Bir 24 Kasım daha geldi
Atatürk’ün “Başöğretmen” olduğu günü, Öğretmenler Günü olarak kutluyoruz.
Öğretmenin durumu, öğrenciden soyutlandırılamaz; ülkemizin durumundan da soyutlanamaz.
Sorun diyoruz ya, aslında bir çürüme yaşanıyor.
Özellikle çocukların istismarı, hepimizi utandırıyor.
Artık “Öğretmen Yetiştirme Sorunu” çözüme kavuşturulmalı… Sendikalar, dernekler, bakanlık, veliler el ele bir çözüm üretmeli…
Türkiye’mizin bu konuda önemli bir birikimi var. Bu hazineyi yeniden inceleyelim.
Eğitmen kursları, Köy Enstitüleri, Yüksek Öğretmen Okulları, Öğretmen Okulları… Birer anıt gibi eğitim tarihimizde yerini almıştır… Okuyup bir çözüm üretelim…
Fakülteler öğretmen yetiştiremiyor… bu bilim yuvalarını evrensel ilkelerine döndürüp, insan yetiştirme sanatı olan öğretmenlik için korkmadan yeni bir yol açılmalı. Kimseyi suçlamıyorum… Emperyalizm hepimizi müşteri konumuna getirdi. Bu tuzaktan kurtulmalıyız.
* * *
Karabey AYDOĞAN’ın “Arifiye Köy Eğitmenleri Tarihi” okumamız gereken bir eser… İsmail Hakkı Tonguç’u daha iyi tanıyacaksınız. Çünkü bu kurslar onun eseri… Belgelerin, fotoğrafların bol olduğu kitap, her öğretmenin okuması gereken bu kitap, Demkar Yayınevi’nden çıktı…
Okuyan, araştıran öğretmenlere selamlar.
Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Bir şiirle bitireceğim; hoş ve esen kalınız…
Sana selam olsun
Sürgünler, mahkumlar, hastalar!
Alacağın olsun
Seni İstanbul seni
Seni Bursa, Çankırı, Malatya
Sizlere selam olsun üniversiteler!
Sizlere selam olsun
Hürriyeti yazan eller, dizen eller.