Komşuluk ölmedi hala!
Komşuluğu biz yaşatıyoruz sizler de yapabilirsiniz.
Komşuluk bizim kültürümüzün kadim geleneğidir. Yaşatalım, yeni neslimize de aktaralım. Yeni nesil aramıza katılmasalar bile bizlerin bir arada olabildiğini, birlikte hoşça vakit geçirip, eğlenebildiğimizi görseler ne iyi olur. Onlara da örnek oluşturabiliriz.
Mesela bizim oturduğumuz apartmanın arka cephesinde, eskiden kömürlüklerin olduğu bölme bahçe olarak düzenlenmiş. Sağolsun komşularım saksılar dolusu çiçeklerlerle donatmışlar. Her gün düzenli bakımlarını yapıyorlar. Bana da keyfini çıkarmak kalıyor.
Yaz günleri, özellikle akşamları veranda da yemekler yer, çay içer, sohbetler ederiz. Her birimiz farklı şehirlerden gelmekteyiz. O yüzden yöre yemeklerimiz de farklı farklı haliyle. Tarifler veriyoruz hatta imkan varsa deniyoruz. Mesela komşum Zeki Bey’lerin, kendisi manevi kardeşim olmayı kabul ettiği için ayrıca gururlandım, kurutulmuş girit kabağından yapılan bir yemekleri varmış bize bahsetti. Sonra kurutulmuş kabakları memleketinden getirtti.Havalar biraz daha düzeldi pişirip yedik çok şükür.
Kimse kimsenin özelini sorgulamaz ne kadar ve nasıl anlatacağına kişi kendi karar verir. O yüzden herhangi bir tedirginlik yaşanmaz.
Bazen komşum Esra Hanım, kışlık hazırlarken de hep beraber yardım ederiz. Herkes kendi becerisi oranında destek olur.
Kış geldi havalar soğudu diye pes etmedik havanın yumuşak olduğu bir akşam sağolsun komşum beni de çağırdı. Telefon ile arayıp hemen gel oyalanma dedi. Ben çay var sanıp tamam dedim ama meğerse yemek varmış. Esra hanım el yapımı gözleme yapmış, bir diğer komşum Mahmut Bey’de fırında patatesli yemek yapmış. Enfeslerdi… Afiyetle güle oynaya yedik içtik. Sohbet sohbeti açtı. Neşelendik.
Güzel bir ziyafetten sonra çayımızı, ardından mirvari kahvelerimizi içtik.
Türk kahvesi, filtre kahve, çay ne ararsan var bizde…
Hava soğuktu yine ne de olsa kış günü ancak hepimiz kabanlarımız giyip oturduk. Yani tedbirliydik. Çok eğlenceli bir yemekti güle oynaya yedik hep birlikte, sağolsunlar.
Hatta bize katılmayan oğluma da ekstradan ikram gönderdiler.
Komşuluk çok güzel bir şey…
“İş çıkışı uğra mercimek köftesi yaptım ” mesajı mı dersin, ” Çıkışta uğra” diyen taşınan eski komşum mu dersin… Daha ne isterim ki. Hepsi de ayrı ayrı kıymetli ha bu arada hiç bıkmadan bana çiçeklerinden çoğaltıp benim balkonumun güzelleşmesine katkı sağlayan eski komşum Esma hanımı da anmadan geçemem tabii. Hala görüşürüz, beni kahvaltıya çağırır…
Ben zaten bu daireyi binadakiler birbiri ile tanışıp görüşüyorlar beni de aralarına alırlar İnşallah diye dua ederek tutmuştum. Duam kabul oldu şükür.
Binamızdan başka, sokağa taşınan eski komşularımızla da hala görüşüyoruz. Kimimiz emekli kimimiz hala aktif çalışıyor. Ama akşamları ve hafta sonları bir araya geliyor muhabbet ediyoruz. Bahçemizin sefasını sürüyoruz.
Her birimizin siyasi görüşü farklı ama sonuçta hepimiz aynı maya ile mayalanmışız aile gibiyiz çok şükür. Hani kardeşler için derler ya “beş parmağın beşi bir mi?” diye… işte bizde komşularımızla farklılıklarımızı etkin bir şekilde değerlendiriyor hayatın hengamesi arasında huzurlu nefes alıyoruz. Bir birimizle hoşluk içinde muhabbet ediyoruz. Kimse kimseye baskı yapmıyor. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul ediyoruz. Herkes kendi becerisine göre ortaya bir şey koyuyor. Velhasıl paylaşarak mutlu oluyoruz.
Darısı başınıza. Herşey merhaba ile başlar nasılsın ile devam eder. Barış içinde yaşamak en güzeli…
Gerisi size kalmış…
Saygılar.
Zümrüt Aysun Caba
15 Şubat 2022