Zeki Ordu
Kepenk denilen şeyi ilk defa şehirde görmüştüm.
Eskiden köylerde evlerin kapıları gece yatarken kapatılırdı. Gündüz ise hiç kimse evde yoksa kapılar çekilir, bir iplik ile çiviye sabitlenirdi. Maksat içeri hayvan girmesini önlemek içindi.
Güvenin örselenmediği zamanlarda, komşular evde kimse yokken bile başkasının evine girdiği ve bazı ihtiyaçlarını karşıladığı olurdu. Başkasının evine girilip çıkıldığında kapının açık kalmasını önleyen ip çözülür, dışarı çıkarken yine aynısı yapılırdı.
Şehrin köyden farklı olduğunu yaklaşık yedi yaşlarında anladım. İlk defa ilçe merkezine götürüldüğümde binaların ve insanların çokluğu dikkatimi çekmişti. İlk aklımdan geçen ise şehirlilerin ne yiyip ne içtikleriydi.
Şehirde bulunan binaların daha çok ticari maksatlı olduğunu da zaman içinde öğrendim.
Bir gün yine beni şehre götürmüşlerdi. Vakit erkence idi. Şehre ulaştığımızda bazı esnaflar iş yerlerinin girişini örten ve adının kepenk olduğunu öğrendiğim şeyi büyük bir gürültü ile açtığını gördüm. İlk önce anlamadığım bu uygulamanın daha sonra iş yerini koruma maksatlı olduğunu öğrenince önce şaşırdım.
Köylerde bir eşyayı başkasından korumak için tedbir alınmıyordu.
Zaman ilerledikçe “kepenk” denilen bu gürültülü “koruyucu” daha sessiz hale getirildi. Hatta daha estetik hale büründü.
Son zamanlarda kepenklerin azaldığını tedbir olarak da kamera konulduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta kasalar hem anahtarlı hem şifreli oldu. İnsanın kendinden başkası “şüpheli” sınıfından sayıldı. Yani herkes öncelikle malını bir diğer cinsinden koruma çabası içine girdi.
Artık insanların dışındaki tehdit azaldı günümüzde. Köy evleri de dışarıdan kilitleniyor. Hatta bazı camiler bile vakit namazları sırasında açılıyor cemaate. Tabi bu tedbirler içeridekileri korumak için.
Günümüzde kepenkler yavaş yavaş azalıyor artık.
Zaten günümüzde çok şeyleri ardımızda bırakmadık mı?
İlk anahtar ve kilit; insanın insana güveninin kaybolduğu zamandan sonra girdi hayatımıza.
Her yenilik bir öncekini maziye havale ediyor. Kepenklerde maziye havale edilmiş durumda artık.
Malımızı korumak için tedbirler aldık da vicdanımızı korumak için hiçbir şey yapmadık. Keşke vicdanları koruyan kepenkler de olsaydı…