Çok Değerli Taşova gazetesi okurları,kıymetli hemşehrilerim.
Öncelikle sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyor,hepinize sağlık,sıhhat afiyet ve hayırlı işler bol kazançlar diliyorum.
Sevgili okurlar sizlere kendimi tanıtamadan Taşova gazetemizde,köşe yazılarımla ve şiirlerimle sizlerleyim.Beni tanıyanlar kadar tanımayan kardeşlerimde var tabiki ,onun için kısaca kendimden biraz bahsetmek istiyorum.Ben 1961 yılında Karsavul köyünde doğdum.Yani Taşovalıyım,otuzaltı yıldır gurbet elde,istanbul’da yaşıyorum.ama bir tarafım hep sılamda, Taşovamda kalmıştır.
Her yıl Temmuz ve Ağutos aylarını iple çekeriz biz gubetciler,güzel memleketmize kısa bir zamanda olsa gelmek için can atarız.Değerli okurlar ben ilkokulu Karsavul köyünde okudum. Taşova lisesinde yatılı öğretmen okulu imtihanlarına girdim.Fakat imtihan sonucunu bile beklemeden İstanbul’a geldim. Halen İstanbulda yaşıyorum.kıymetli dostlar,o zamanki Taşova gözümün önünde tütüyor ,Taşova o yıllarda çok kalabalık tı.Taşova pazarına o günlerde iğne atsanız yere düşmezdi.Rengarenk Pazar çadırları,esnafların bağırışları,soğuk ,soğuk limonata diye bağıran limonatıcılar,dondurmacılar,aman yarabbi bu ne kalabalık demiştim,kendi kendime pazar o kadar kalabalıktıki, bir ara babamı kaybetmiştim ve ağlamaya başlamıştım.Bir kuyumcunun elimi tutuğunu ve niçin ağladığımı sorduğunu hatırlıyorum.Babamı kaybettiğimi söyledim.Senin baban kim deyince,babamın ismini verdim,meğer babamı tanıyormuş.Beni götürdü babama teslim etti.Değerli kardeşlerim eskiden insanlar birbirilerine daha bağlıydı sanki,daha sıcaktı,yada bana öyle geliyor ,kısaca her şey daha başkaydı.Buda bende bir anı olarak kalmıştır.
Yetmişdörtlü yıllardı,İstanbul’a geldim.Rahmetli babam beni istanbuldaki amcamın yanına gönderdi .Ama keşke göndermeseydi, iki ay zor kalabildim yanında,ve kısa zamanda yanından ayrıldım.henüz on iki yaşında idim,ilk iş olarak semt pazarcılğı yapmaya başladım.Bir zaman sonra ise lokantacılığa başladım.Hala mesleğime devam ediyorum.sevgili okurlar o çocukluk yıllarımda,Büyük şehirdeki yalnızlığım,gece uykularımı kaçırıyordu,kolay değildi tabiki,Ana ve Baba hasreti yakıyordu içimi,bir kor gibi!
Geceleri uyku tutmazdı gözlerimi,alırdım kalemi kağıdı elime,sayfalarca mektuplar yazardım köyümdeki,Anama Babama,selamlar gönderirdim eşe dosta,özlemlerimi kağıda dökerdim.Duygularım birer şiir olur çıkardı ortaya,hobi olarak yazdığım şiirlerim bir gün geldi,şiir Kitabı oldu. Tabiki dostların tavsiyesiyle,Taşovamızın kıymetli hocası,Belediye Başkanımız,sayın Özgür ÖZDEMİR beyefendinin oğlu Kasım Alperle tanışmamızdan sonra,şiirlerimi kitap haline getirdik.Onun tavsiyesiyle,bir,iki derken üç adet şiir Kitabım çıktı,şimdi onları tek şiir Kitabında toplamayı düşünüyorum.Bu şiirlerimden yirmiye yakını,bir çok sanatcı tarafından türkü olarak okundu ve bestelendi.Bu türkülerden en popüler olanları ise,Şu Amasya ovasında Keklikler öter,Amasya yaylaları,Gel Hediye Hediye,ve Amasyanın Taşları,zaten artık şiirde yazmıyorum sevgili dostlar,yazdıklarımız yeter değilmi ?çok kıymetli Taşova’lı kardeşlerim,sizlere kısacıkta olsa kendimden biraz bahsettim .Bu gurbet kokan ,sıla ve özlem kokan şiirlerimi sizlerle,Taşova gazetesi sitemizde ve diğer internet sitelerindeki köşe yazılarımla beraber paylaşacağım,şu anda Taşova’da iki sitede,Amasyada bir sitede,ve İstanbul’da bir sitede yazılarım ve şiirlerimle sizlerleyim.
Bu vesileyle Güzel Taşovamın güzel insanlarının hiç birini,asla ayırt etmeden. Selamlıyor,büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öpüyorum.saygı ve sevgilerimi sunuyorum,yüce Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hoşca kalın.Aşağıda bir şiirimi beraberce okuyalım,olurmu?
BENDE GELEM SILAMA
Amasya’da yalı boyu gezerken
Hallar nasıl,sorup,sual ederken
Bir semaver çay demleyip içerken
Çağırında gardaş,bende gelem sılama
Merzifon’da bağı bahçeyi sularken
Suluova’da pancar soğan sökerken
Hacıköy’de koyun kuzu melerken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Yaylalarda soğuk sular içerken
Tarlalarda arpa buğday biçerken
Döven koşup harmanları sürerken
Çağırında gardaş,bende gelem sılama
Göynücek’ten,Hamamöze giderken
Gurbet elde ömrüm gelip geçerken
Anam babam göz yaşları dökerken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Uluköy’de tarla bahçe sürerken
Bahar gelip çiğdem çiçek açarken
Baraklı’da dost meclise giderken
Çağırında gardaş,bende gelem sılama
Yeşilırmak köprüsünden geçerken
Akınoğlu ,Esençay’ı gezerken
Taşova’dan Boraboy’a giderken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Amasya’da düğün dernek yaparken
Kazanlarda keşkek yahni kaynarken
Halay çekip,gençler sim sim oynarken
Çağırında gardaş,bende gelem sılama
Destek,Belevi’ye yağmur yağarken
Çaydibinde soğuk sular akarken
Ballıca’ya gök kuşağı doğarken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Ferhat Allah diye kayaları delerken
Şirin sevdalanmış,Ferhatını ararken
Ferhat suyu Amasya’ya akarken
Çağırında gardaş,bende gelem sılama
Yeşilırmak salınarak akarken
Lale Sümbül,mor Menekşe açarken
Nazlı yarim yollarıma bakarken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Garip Anam gurbet yolu gözlerken
Alpaslan’da Kiraz bamya toplarken
Haber salın gardaş,bende gelem sılama
Bağrım yanar,bu hasretlik çekilmez