Zeki Ordu
Yolumun Tirebolu’ya düştüğü zamanlardan biriydi. Çıkacak kitabım için bilgi topluyordum.
Yine bir sabah şehri dolaşmak için konakladığım yerden çıkıp bir şeyler atıştırıp Tirebolu’yu gezmeye devam edecektim. Ayaklarım beni Liman Lokantası diye bir yere çekti.
Haziran sonlarıydı. Hava epey sıcaktı. Liman Lokantası önüne gelince mevsimden dolayı dışarıya da masalar kurulmuştu. Onlardan birine oturdum.
Müşteri ve işyeri münasebetleri gereği işler halledildikten sonra isminin Şükrü Duman olduğunu öğrendiğim çalışan ile biraz sohbet ettim. Zaten gittiğim her yerde vatandaşlarla konuşur, onlardan bir şeyler öğrenirdi. Belki eğitimci olmamın bir alışkanlığı idi bu.
Şükrü Duman ile sohbetimiz esnasında emekli bir öğretmen olduğumu söyleyince biraz samimi davrandık birbirimize. İkimiz de hayata dair konuşmalar yapıyorduk. Şükrü Duman başka ilçeden gelip alnının teri ile evine ekmek götürmek için çalışan biri. Yani saygı duyulması gereken biri. Belki çoğu yaşıtları daha kolay kazanmak için neler yapıyor bilinmez. Ama o alın teriyle çalışıyor.
Biz eğitimciler bulundukları yerde gözlem yaparlar. Meslek alışkanlığı bir yerde. Gördüğü güzel örnekleri başkalarına da anlatır veya yazarlar. Bütün mesele iyiliğin yayılması, düzgün insanları çoğalması içindir.
Şükrü Duman’da işini düzgün yapanlardan biri. Öğretmen olduğumu öğrenince bana kendi öğretmenlerinden de bahsetti. Belli ki bu camiaya epey saygılı. Onun için çok önemli bir meslek.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra tam kalkacakken çay ikram etmek istedi. Ben de çayı bahane ederek biraz daha sohbet etmek ve orada bulunanları gözlemek için daveti kabul ettim.
Ben çayımı içerken o işini yapıyordu.
Bütün müşterilere karşı tutumu aynı güzellikteydi. İşinin ehliydi yani. İnsan onu bir işin başına bırakıp gitse gözü arkada kalmazdı. Bulunduğu yere sadık davranışları kişilik özelliklerinin güzel oluşundan olmalıydı.
Geçmeyen zaman olmaz. Çaylar da bitti. Biz ağır ağır Liman Lokantasını terk ederken, o yine aynı titizlikle çalışmaya devam ediyordu.
Biz de gönlümüzün bir tarafını orada bırakarak ayrıldık. Bir daha yolum düşer mi bilmem ama yine bir çayını içmek isterim. Tabii maksat muhabbet…
Şükrü Duman ve emeği ile çalışan bütün kişilere en kalbi selamlarımı sunuyorum