Amasya İtimat

BİR RESSAMIMIZ…

BİR RESSAM
Safinaz Makasoğlu

Memleketimizin değerlerinin kıymetini bilmek için ille de gitmesi mi gerekiyor?
İşte bu düşünceden hareketle daha hayatında, değerlerimizi içinde yaşadığı şehirle, toplumla, ve uzak yakın hemşehrilerle tanıştırmak gibi bir gayeye tutundum.
Bu yazımda, amaca matuf olmak üzere bir kıymetli ressamı sizlerle tanıştıracağım.
O bir Müderris torunu…
O bir Belediye Başkanı kızı…
O bir Sağlık emekçisi…
Hasılı: “On parmağında on marifet!”
Evet!
Bugün size ressam Safinaz Makasoğlu’nu tanıtacağım.

1958 yılında Ankara’da dünyaya geliyor. Eğitim sürecini Ankara’da tamamladıktan sonra Hemşirelik mesleğine başlıyor. Memleketin en ücra köylerinde sağlıkla alakalı konularda insanların dertlerine, acılarına, hastalıklarına çare oluyor. Daha işin başında “görev kutsaldır” düsturuyla işe koyulmuş ve yapabileceğinin en iyisini yapmak istemiş daima. Muvaffak da olmuş.

Büyükleri Muhammed b. Mustafa Efendi
Gümüş mahallesinde ikamet eden kalabalık bir aileden gelmektedir. Amasya Medresesi’nde müderris olarak yıllarca görev ifa etmiştir. Müderris Muhammed b. Mustafa Efendi yaşadığı dönemde “Anaç Hoca” lakabıyla tanınmış ve anılmıştır.
Sadrazam Şirvanizade Mehmet Rüştü Paşa’nın hocasıdır.

Makasoğlu sülalesi Amasya’nın tarihinde var olan büyük bir soydur. Müderris Muhammed b. Mustafa Efendi’nin dört oğlu ilerleyen zamanda eski adı Bidevi olan Esençay’a yerleşmişlerdir. Bidevi bilindiği gibi Yavuz Sultan Selim Han’ın yanından ayırmadığı Şeyhülislam İbn Kemal’in doğduğu köydür. Sülale Esençay’da İmamlar, Makasoğulları, Mizamlar ve Çakmaklar olmak üzere dört kola ayrılmıştır.
Müderris Muhammed b. Mustafa Efendi 1891 yılında vefat etmiştir. Kabri Pirler mezarlığındadır.

Sanatçı, sanatsal, kültürel ve sosyal etkinlikler alanında oldukça duyarlıdır. Amasya ve ilçelerinde birçok sosyal, kültürel faaliyette bulunmasının yanında, gönüllü olarak sosyal etkinliklere katılıyor ve yine gönüllü olarak tiyatro oyunlarında rol alıyor.
Resim sanatının deyim yerindeyse “alaylı” neferlerindendir. Hayata, olaylara, tabiata, çevreye dair gözlemlerini arı duru bir şekilde tuvaline yansıtmaktan geri durmaz.

Sanatçının kara kalem, pastel ve yağlıboya resim çalışmaları duygu dünyasının dışarıya yansımasıdır bir bakıma. Bütün resimlerinde sembolizmden esintiler bulabilmek mümkündür. Sembolizm tam manasıyla bu kaynaktan doğmuştur, yani “duygusallığa, insanın iç dünyasına yönelmiştir.”

Sanatçı Safinaz Makasoğlu, Amasya’da ikamet ediyor.

Sanatçının dedesi Abdullah Makasoğlu Esençay’da 37 sene boyunca muhtarlık vazifesini yürütmüştür. Bu yüzden olacak ki aile o günden bugüne Koca Muhtarlar namıyla şöhret bulmuş ve tanınmıştır.
Babası Bekir Makasoğlu ise Esençay Belediye Başkanlığı görevine seçildiği 1973 senesinden 1989 yılına kadar aralıksız görevine devam etmiştir.

Belediye Başkanlığı sürecini sanatçının kendi dilinden akrarmak istiyorum:
“Babam Bekir Makasoğlu:
Esençay tarihini yazanlara hatırlatma olsun. Koca muhtar lakabıyla anılan çeyrek asırdan fazla muhtarlık yapan Abdullah Makasoglu ve Hatice Makasoglu’nun oğulları.1973 yılında göreve geldikten sonra çok önemli işlere imza atmıştır. Esençay Kasabası’na 12 km uzak yerden Şebeke suyunu getirip herkesin evini musluk suyuna kavuşturmuştur. Üretim Tüketim Kooparatifi kurmuş, Saglik Ocağını faaliyete geçirmiş, hiçbir Belediyede yokken ilk defa İtfaiye arabasını getirmiştir. Kocaman bir Belediye otobüsünü hizmete almış, ilk Ekmek fırınını açmıştır. Hamam inşa ettirmiş, Esençay Spor Kulübünü kurmuş, Tanoba Erbaa yolunu yaptırmıştır. Fakir Fukara Fonu’ndan yardım sağlanmasına öncülük etmiştir. Ayrıca ilk modern değirmeni faaliyete geçirmiş ve yine ilk mesire yerini, Esençay parkını halkın hizmetine sunmuştur. Ankara’da İmar İskan Bakanlığı’nda görev yaptığı için tecrübesini, bilgisini, iradesini işine yansıtmış, çalışma prensiplerinden ve bildiği, inandığı doğrularından, ilkelerinden taviz vermemiştir.
Babam Bekir Makasoglu, eğrisiyle doğrusuyla böyle bir adamdı. Engeller karşısında asla yılmadı. 14 Eylül 1999’da bu dünyaya veda etti.”

Sanatçı 5 kişisel resim sergisi açmıştır. Hürriyet, Milliyet, Sabah ve Taşova Gazetesi sergi ve etkinlikleri haber yapmıştır.
Ayrıca Şeref Defteri, yetkililer ve ziyaretçiler tarafından iyi dilek ve başarı temennileriyle doldurulmuş ve imzalanmıştır.

Sanatçı diyor ki:
“Ben bu sene telekonferans yöntemiyle Medipol Üniversitesi’ne ders de verdim. Şimdiki öğrencilere, çalıştığımız dönemlerdeki yaşadıklarımızı, gözlemlerimizi, hatıralarımızı anlattım. Davetliyim, beni İstanbul’a Üniversite Rektörlüğü götürecek.”

Yazının uzamasından dolayı sanatçının çalışma hayatı anılarını, babasıyla beraber, davetlerine icabet etmiş oldukları devlet erkanının açılış merasim ve toplantılarını birkaç cümle ile de olsa burada dile getiremediğim için üzgünüm. Umarım vesile olur da başka bir yazıda bahsedebilirim.

Enver Seyhan
Temmuz 2020

Yorum Ekle