Gönül dağlarına turnalar düşüyor. Alabildiğine yükselme yarışında olan dumanlar
sevdaları beraber götürüyor. Yüreğimde sefere çıkmış ne varsa beraberinde sürüklüyor.
Yürüyorum, koşuyorum, uçuyorum, tam yaklaşmış, tam yakalamış oluyorum ki tutamıyorum.
Titriyorum, ayaklarım tutuluyor, ellerim uyuşuyor, gözlerim görmez oluyor, mendilsiz, yaşlı
gözlerimle dünü günle bütünleştirip yürümeye çalışıyorum.
“Artık silmeyeceğim gözyaşlarımı
Ağlayan gözlerim değil, yüreğimdir.”
Lavların yeryüzüne ulaşma vaktinin, gözlerimdeki damlaların kurumasına faydası
yoktur. Artık ne serinliğe, ne güneşe, ne de zamanın nimetlerine ihtiyacım var. Vaktin teslim
aldığı anlarda bulutların yeryüzüne indiği ıslanışın titreyişindeyim.
Türk dünyasının önde gelen şairlerinden Bahtiyar Vahapzade 84 yaşında
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 13 Şubat 2009 tarihinde vefat etti.
Vefatı üzerine genel yayın yönetmenliğini yaptığım Kümbet altında dergisinde özel
sayı yaptık. “Bahtiyar Vahapzade Yüreğimdi” adlı yazım okuduğunuz cümlelerle başlıyor.
16 Ağustos 1925 tarihinde Azerbaycan’ın Şeki şehrinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini
Bakü’de tamamladı.1947 yılında Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümünde mezun olarak
aynı bölümde öğretim üyesi olarak ders vermeye başladı. 1964 yılında tamamladığı Samet
Vurgun’un Hayat ve Yaratıcılığı isimli monografisi ile filoloji doktoru unvanını aldı.1980
yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçildi. 1990 yılından itibaren emekli olana
kadar üniversitede ders verdi. Çok sayıda ilmi kongrelere katılan, seyahatler yapan
Vahapzade, Almanya’daki Türk işçileri üzerinde araştırma ve incelemeler yaptı. Birçok defa
Türkiye’ye geldi. Türkiye’den Bakü’ye giden pek çok ilim ve sanat heyetiyle görüşüp, bilgi
alışverişinde bulundu.
Ülkemizde 1970’li yıllardan itibaren tanınmaya başladı. Şiirleri ve edebi kişiliğiyle
ilgili bilgiler, dergilerde yayımlandı. Şiirlerinde; vatan, millet, aile, tabiat, dil, hürriyet, hasret
gibi temaları, güçlü bir şekilde anlatmıştır. Zaman zaman aruz veznini kullanan şair serbest
mısra denemeleri de yazmıştır.
2002 yılı son günlerinde benimde ziyaret ettiğim Tenha Mezar şiirinin yazılı olduğu
şehitlikte yaşadığım duygular halen anılarımda taze duruyor. Şiirin ilk kıtası;
“Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı, ne soyadı var.
Yolcu, arabayı durdur bu yerde.
Bir sor, kimdir yatan tenha kabirde? ”
Bahtiyar Vahapzade’ye göre; şair ve şiir vatan sevgisinin, millet aşkının kor halinde
temsilcisi olmalıdır. Millî kültürü, sanat, vatan sevgisini, aile sıcaklığını, ana, kardeş, evlat
muhabbetini en güzel ve en güçlü olarak anlatmalıdır. Şair hak ve hakikat yolunda her türlü
mücadeleyi yapmalıdır. Şair, bir milletin milli ve manevi değerlerini korumalı ve
sevdirmelidir.
Kendisini yakından tanıyanlardan biri de benim. 2015, doğumunun 100. yılıdır.
Hocayı saygı ve minnetle anıyorum.
Bahtiyar Vahapzade’nin “Azerbaycan- Türkiye” şiirinin ilk dörtlüğünü paylaşıyorum.
İnanıyorum ki okuyucularım şiirin tamamını okuyacaklardır.
“ Bir ananın iki oğlu,
Bir amalın iki golu.
O da ulu, bu da ulu,
Azerbaycan- Türkiye.”