Amasya İtimat

YARGIDA TOPLU İSTİFA


YARGIDAKİ TOPLU İSTİFA

 

Ömer CELEP

14 Ekim 2010

 

       Anayasa değişikliğini öngören referandumun ilk sayılabilecek gürültüsü 11 Ekim günü koptu, HSYK’nın yedi üyesi istifa etti. Kendi açıkladıkları gerekçeler belli. Ama açıklayamadıkları gerekçeler herhalde vardır ve istifalarının gereği de sanırız açıkladıkları değil de açılayamadıkları gerekçeler olmalı. O gerekçelerin neler olabileceği ise kişiden kişiye değişebilecek yorumlara açık. Bize göre istifalarının gösterilmeyen veya açıklanmayan gerekçeleri;

 

       Millet iradesinin kendi düşündükleri gibi tecelli etmeyişini sanırız yediremediler bu baylar-bayanlar. Bastıkları çürük zeminin göçtüğünü görünce vuruşarak kaçma Donkişot’luğu ile cüceler gözünde kahraman kalma artistliğini seçtiler bu baylar-bayanlar. Bu baylar-bayanlar; Bir şekilde elde ettikleri gücü ya da saltanatı, millet iradesi hilafına kullanmalarının yüzlerine çarpılışına daha fazla dayanamamış olmalılar. Millet nefretinin şiddeti, sanırız onları çok rahatsız etmiş. Millet iradesiyle yaptıkları savaşı kaybetmenin çılgınlığı sanırız başlarını döndürmüş bu bayların-bayanların.

 

        Her ne ise; ya da;

        Bir kısmı kısa süre sonra emekli olacak ya! “Ben nasıl olsa gidiyorum hiç olmazsa giderayak “kahraman olayım” mantığı içinde tasarruf da etmiş olabilir, bu varsayım da bir kenarda dursun.


 

        Bir başka mantık da;

        Bazı görevden alınması kesinleşen yöneticiler, görevi kendileri bırakır da “kovulmuş” işlemi görmemişliği de Caka satarak “kahraman” pozlarıyla tabiri caizse “payeyi aşağı düşürmeme” cingözlüğüne” talip olanların tiyatro sanatçılarıyla ifade edildiği tiplerdir.


 

        Bunlardan hangisi veya bunların da dışında hangi görünmez gerekçe ile olursa olsun sonuç;

 

        Millet; kendisine tepeden bakan, dayatmacı, saplantılı, sözde aydın, hukuku kendi sapık ve salak düşüncelerine kılıf yapan kafaları sezmiş, görmüş, kesin ve şiddetle reddetmiştir. Olay bundan ibaret.

 

        Bu arada şunu da belirtmezsek sanırız çok büyük hata etmiş ve bunlar dışında kalan değerli hukukçularımıza haksızlık etmiş oluruz ki böyle bir arızadan da Allah’a sığınırız: Gerçek hukukçularımıza her zaman ve her mekanda ihtiyacımz vardır ve onlar bizim milletimizin parmağını kesmesine rağmen acıtmayan tabiplerdir.  Hepsinin önünde saygıyla eğiliriz.


 

 

        Belirtmeliyiz; 2011 yılı seçimlerinden sonra Türk Anayasasının Daha kucaklayıcı, daha özgürlükçü, daha insani bir boyuta ulaşması gerektiği, bu nedenle mevcut anayasamızın bu hedefler doğrultusunda yenilenmesi yönündeki kanaat ve temennimizi alenen ve bir dua niyazı içinde bildirdiğimizi siz değerli okuyucularımızla paylaşmayı da bir milli görev olarak değerlendiriyoruz.


 

        Hayırlısı inşallah.      

        Hayırlı beklentilerini bir şairimiz ne güzel ifade etmiş!


        “Doğar benim elbet günüm,


        Çoğu gitti azı kaldı,


        Kırk gün kırk gece düğünüm,


        Çoğu gitti azı kaldı.


 


        Gideriz nur yolu izde gideriz,


        Sular dizde taş bağırda gideriz,


        Bir gün akşam olur biz de gideriz,


        Kalır dudaklarda şarkımız bizim.”


                                                                     N.F.K.   

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.