Amasya İtimat

TAŞOVA DA BAB-I ÂLÎ

BAB-I  ÂLΠ kelimesi sözlük anlamı itibari ile “yüksek kapı” demektir. Ama saray dilinde padişah ve kurmaylarının karargahı, bu günkü karşılığı ile toplantı salonu anlamında kullanılırken; edebi dilde; Tanzimat, Servet- i Fünün ve Cumhuriyetin ilk yıllarında şair, yazar ve kimi mütefekkirlerin müdavim oldukları kahvehaneye de verilmiştir. 


 


Bu mekan özellikle meşrutiyet ve Cumhuriyetin belli dönemlerinde, Jön Türkler gibi aşırı milliyetçilerin, Sabahattin Ali gibi sol akımların çoğunlukla gidip geldiği yerler olarak da kullanılmıştır.


 


Ama hepsinde de amaç aynı. Yani yazılan eserlerin paylaşıldığı, aktüalitenin takip edildiği ve konuşulduğu, siyasetin yönlendirildiği ve hatta kimi siyasilere adeta danışmanlık merkezi gibi olduğu dönemler de olmuştur.


 


Çoğumuzun bildiği gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında basın yayın hakimiyeti aşırı milliyetçilerle sosyal demokrat çizgideki şair ve yazarların elinde idi. Necip Fazıl gibi İslamcı çizgideki azınlıkta olan şair ve yazarlar bu mekana sadece tartışma amaçlı gidiyorlardı.  Bu çizginin öncüsü sayılan  Necip Fazıl, fikirdaşlarının dışlanması nedeniyle diğer şair ve yazarların yücelik vasfettiği bu mekana “BAB-I ÂDΔ demiştir.


 


Bu iki ismi irdelemek istemiyoruz. Mekana hangi ismin verildiğinin çok fazla önemi olduğunu da düşünmüyoruz. Üzerinde durmayı istediğimiz konu;  “BAB-I ÂLΔ o günün şartlarında şair ve yazarları buluşturan, paylaştıran bir mekan işlevinde olması elbette ki koca bir devletin düşünen ve üreten insanlarını buluşturan ve bu insanların konuştukları en mahrem sohbetlerine kadar şahitlik etmesi edebi dünyamızın mu’tena camekanında yer almış ve edebi tarihimizin nadide bir incisi olarak hatırlanacak ve yaşatılacaktır.


 


Keşke her beldenin, her mekanın bir “BAB-I ÂLΔ si olsa! Zıt fikirleri bile hoşgörü kazında pişirip sunabilsek. Her yemeği her insanın sevemeyeceği gibi, her fikri her insanın da sevmeme hakkının olduğunu kotarsak be mekanlarda. Farklı görüş ve farklı fikirleri bile görücüye çıkarılmış birbirinden değerli elbise gibi kabul edebilsek keşke!


 


Taşova Gazetesinde zaman buldukça yazan Taşova’daki kalem dostları da genelde bizim “selametlik” Naci Konyar ağabeyin eczanesinde buluşur orda sohbet ederiz. Böyle bir günde İlçe Milli Eğitim Müdürü eğitimci şair dostumuz A.Rıza Atasoy Aşık Turgut Yıldız’la birlikte bir kuple sohbet fırsatı yakaladık. Kendimizin haricinde Fuzulî’den, Nedim’den, Ömer Hayyam’dan, Baki’den örnekler verdik, yorumlar yaptık, sunumlar paylaştık.


 


İşte bir Bab-ı Âli örneği. Bizim Bab-ı Âlimiz galiba Naci Konyar Ağabeyin eczanesi..


 


Güzel paylaşımlar dileğiyle….


 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.