Amasya İtimat

HASAN HOCA

                                   HASAN  HOCA


 


                 Dene Pazarı’ndaki ilaç dükkanı onların ekmek tekne-siydi. İlçemizin 70’li senelerdeki yegane zirai ilaççısıydı, rah-metlik Ahmet amca. Hasan da onun ilk oğlu, ilk göz ağrısıydı. Çok güvenirdi Hasan’a. İlkokul çağından beri dükkanı çekip çeviriyor, babasının itimadını boşa çıkar-mıyordu. Küçük yaşlarda eve ekmek götürüyordu. Çe-kirdekten yetişme esnaf bile diyebilirim, kendisine. Esnafı, esnaflığı iyi bilir, bu sebeplerle.


        


          Demek ki aşağı yukarı 35-40 senelik arkadaşımdı.


 


          Kader bizi Taşova’dan sonra Ankara’da da buluştur-du. Hele bir yaz mevsimi Şaban ve Selami  ile dördümüz bir olup güya “iş bulup çalışmak” amacıyla Ankara’ya bir kaçışımız vardı ki evlere şenlik.




         

         O sene “üç Ahmet’in üç oğlu  Dışkapı’daki Yıldırım

Bayezit Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurdu’nda kalmaya başladık. Çok güzel ve de özel günlerdi o günler.Hayali cihan değer derler ya, öyle bir şey işte. Acısıyla tatlısıyla , zaman zaman bir parça ekmeği bölüşerek güzel günler geçirdik. Bir keresinde zirai ilaçlar satan bir dükkanın önünden  geçerken üçümüz  de bir noktaya kilitlendik.Dükkanın tabelasında  ”…………..  Bonmarşesi  yazıyordu.  Gülüştük. Demek ki Hasangilin  dükkanı da    Taşova çapında bir  “bonmarşe” idi. Epeyce bir zaman Hasan’a, “bonmarşeci Ahmet Emmi’nin oğlu  diye  takıldık.

 


          Hasan Öztürk ‘den bahsettiğimi çoğunuz anlamışsınızdır. Bir Taşova sevdalısı olduğunu da elbette bilmeyen yoktur.


 


          Anadolu’nun çeşitli illerinde/okullarında (Taşova Ç.P.L. dahil), çeyrek asırı aşkın bir süre  çok sevdiği mesleği olan öğretmenlikten, kendince haklı sebeplerden dolayı emekliye ayrıldı . Mesleğinin son dönemlerinde, sürekli Taşova için bir şeyler yapma arzusunu dile getiriyordu. Son iki senedir de “Mahalleli Buluşuyor” ve “Taşovalı Buluşuyor  gibi güzel faaliyetlerin içinde  olması  bu özleminin bir   göstergesiydi, zaten. Bir şeyler yapmalı, Taşova’ya olan vefa borcunu ödemeliydi. Taşova’nın ve Taşovalının bunu hak ettiğine inanıyor ve yüksek sesle dillendiriyordu.


 


          Taşova’ya hizmet etmenin yollarından biri de hiç şüphesiz bir kamu kuruluşu olan “belediyecilik”ten geçiyor. İşte dostum Hasan Hoca, “Taşovamızın Belediye Meclisi” üyeliği için meydana çıktı.Halisane duygularla Taşova için gerçekleştirmek istediği projelerinin bazılarını yazılarında , bazılarını da halkımızla sohbetlerinde  ve medyada paylaşıyor. Şimdi onu sevenler ve ona inananlara “bana destek olun“ diyor. Ben, bütün varlığımla samimiyetine inandığım Hasan Hoca’mızın belediye Meclisi’nde mutlaka olması gerektiğini düşünüyor ve kendisini yürekten destekliyorum. İnanıyorum ki Hasan Hoca, seçildiği takdirde önümüzdeki  beş  sene içinde gene  çok güzel faaliyetlere imza atacak,doğduğu ve sevdiği beldeye, esnafına, işçisine, gencine yaşlısına, sağcısına solcusuna, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin yanında yakınında olacaktır.


 


           Şimdi onu seçip Belediye Meclisi’ne gönderme görevi de sevgili Taşovalıların takdirine kalmaktadır.


 


          O Taşova’yı seviyor, biz de onu seviyoruz.  


 


          Allah,utandırmasın. 


          Not: “üç Ahmet“; Cemal Bayrak kardeşimin babası bele-diyeden emekli, merhum sucu Ahmet (çavuş) Bayrak,Taşova’nın ilk zirai ilaç bayii ilaççı merhum Ahmet Öztürk ve berber Ahmet  Sayar‘dır.                                             

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.