Amasya İtimat

DÜZELTME

…..

DÜZELTME


Ömer CELEP


“Amasya’da Gezi Özentisi Eylemi” başlıklı yazımıza yapılan yorumlardan anlıyorum ki; ağaç kesim olayına samimi tepki koyan duyarlı vatandaşlarımızdan bir kısmı, yazı içindeki kalın kelimelerle yapılan benzetmelerden incinmişler. Amasya’da oturan hemşehrimiz sevgili kardeşim Emin Aydın’ın ifadelerinden bunu anladım.


Bu nedenle yukarıdaki başlıkla kaleme aldığım ifadelerdeki benzetmelerin hiç biri ağaç konusunda hassa davranıp tepki gösteren duyarlı insanlar hedef alınmamıştır. Sözlerimizin muhatabı; bir takım hassas konuları bahane ederek, peçeli, maskeli, molotoflu eylemlerle kamu mallarına zarar veren, günahsız insanların mallarını tahrip eden güruhtur.


İnsanların gözdeleri olan mekanlarda ortam bozulması duyarlı vatandaşlar kadar bizi de rahatsız eder.
Bu noktada şunu da özellikle belirtmek isteriz. Sözlerimin hedeflediği tipler için pişmanlık duyduğumu söylersem doğru olmaz. Bu tip eylemlerde bulunan herkes o benzetmelere müstehaktır diye düşünüyoruz.


Kamu mallarına zarar vermesinler, halkı  bezdirmesinler… Eğer bunları yapmazlarsa kimseden o tür bir söz duymayacaklar.
Sevgili Emin Aydın’dan aldığım bilgiyle söylüyoruz. Amasya’mızda yapılan bu eyleme Ankara’dan ve çevre illerden kadrolu eylemciler de katılmak istemiş ama Amasya’mızda bu eylemi yapanlar o kadrolu eylemcilerin teklifini reddetmişler ve “bizim işimize kimse karışmasın biz kendi sorunumuzu kendimiz çözeriz” gibi bir ifadeyle karşı çıkmışlar. Bu da Amasyalıların duyarlılığıdır onu da alkışla karşılıyoruz.


Bu da gösteriyor ki, Türkiye’mizde kadrolu eylemciler var ve bunlar sürekli fırsat kolluyorlar.


Sözlerimiz işte bunlaradır. Haksız mıyız o sözleri kullanmakta.


Bir de özellikle eski öğrencilerimizin hakaret varan eleştirileri her öğretmeni olacağı gibi beni de üzmektedir. Sözümüz hep bu ülkeyi karıştıranlaradır. Payı yok istisnası yok, iktidarı yok muhalefeti yok. Yanlış yapan kim varsa ve adı, makamı, ünvanı ve mekanı, cibiliyeti kim olursa olsun, onları hedefliyoruz. Ne yani bildiklerimizi, edinimlerimizi paylaşmayıp da mezara mı götürseydik yani?


Bir özel konuyu paylaşmak isteriz. Kendi adıma hiçbir siyasi partiden, hiçbir kamu ve özel teşebbüsten hiçbir beklentim yoktur. Yazdıklarımızı “yalakalık” olarak algılayan birileri var onu biliyorum. Ama bizi yakın tanıyanlar bilir. Bize en uzak olan şey, yalakalık, yağcılık, soytarılık v.s.


Bu tür yaklaşım içinde olanların sanırım hiç biri beni yakın tanıyanlar değildir. Onlar kulaklarıyla hüküm verenlerdir. Kulakla verilen hükmün geçerliliği de yoktur, hükmü de…


Ülkemiz ve insanımız için ne düşünenler varsa olumlularını da olumsuzlarını da Allah’a havale ediyorum.


Bildiklerimizi dilimizin döndüğünce ve ömrümüz oldukça söylemeye devam edeceğiz.


Biliyoruz; bilmeyenlerin konuşması kadar bilenlerin susması da felakettir. Herkes bildiğinin alimi bilmediğinin cahilidir. Bu ülkede kimin ne bilgisi varsa konuşacak. Ama konuşmaların hiç biri konuşma çizgisinin dışına çıkmayacak. Kavga yok!


N. Kemal’in veciz bir ifadesi var.


“Çıkar asarı rahmet, ihtilaf ı rey’i ümmetten.”
İnsanların fikir ayrılıklarından faydalı eserler çıkar.


Bu arada şunu da söyleyelim. Anılan yazı ile ilgili bir çok destek telefonları aldığımı ve onlara da bu sütundan teşekkür ettiğimi belirtmeliyim.
Bir özel konu daha paylaşmamıza lütfedip izin verirseniz seviniriz.


Bu konuları ömrümüz vefa ederse 2014 yılı güz aylarında kitap haline getiriyoruz. Beğenilir ya da beğenilmez ayrı konu. Çünkü bazı konular gazete sütunlarında ifade edilemiyor. Sığmıyor o sütunlara…


Hayırlısı Allah’tan…

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.