Amasya İtimat

BURUK ACI

Ceviz ağacının tepesindeki karganın yırtınırcasına bağırmasıyla 29 Ekim gibi anlamlı bir güne merhaba diyordum.


 


Bülbülün ötmeyi unuttuğu, gülün solduğu bir atmısfer içinde satırlarımın ağlamasından ürktüğümden olsa gerek, günlerdir yazı yazmaktan bile korkar bir vaziyetteyim.


 


Bir gün önce karla karışık yağan yağmurdan sonra güneşli bir hava bile moralimi yükseltmeye yetmiyordu… Kalplerdeki BURUK ACIYI izah etmek, yazmak gerçekten çok zor bir iş…


 


5 Polis ve 24 askerimizin şehid olması ardından VAN depreminin yüreğimizde oluşturduğu enkazı kaldırmak elbette çok kolay olmayacak.


 


Şair Dursun Elmas’ın dediği gibi:


 


Bundan böyle bu gönül, sana ne yazar?


Artık eridim bittim; tükendim azar azar?


Kalemim garip artık, bundan sonra ne yazar!


 


Bunca olaydan sonra yazı yazmak gerçekten çok zor. Her şehid cenazesinde ve enkazdan çıkarılan insanların durumunu gördükçe içimdeki fırtınaya söz geçmiyor, kendimi kaybediyordum.


 


Bu tür acıları daha önceden görmüş ve yaşamış biri olarak ateş düşen ocakların durumunu tahmin etmek benim için hiç de zor değil.


 


1999 depreminde Gölcük’te denizde kaybolan kardeşim Ali için, günlerce ağlayarak denizden çıkarılmasını beklediğim günler geldi hatırıma…


 


Gerçi hiç aklımdan çıkmıyor fakat, Van depremiyle acılarımız tekrar depreşti.


 


Bu depremde Taşova’dan iki canımızı  elimizden almıştı. Çocukluk arkadaşım İzzet Türkoğlu’nun evladı ve gelinini, iki eğitim neferini sonsuzluğa dualarla uğurladık.


 


Cenazeye gelemediğim için telefonla acısını paylaşmak istedim. Ardından hafta sonu bizzat gelip başsağlığı dilerken, ikimizde gözyaşlarımızı içimize akıtıyorduk.  Bu acıyı yaşayan biri olarak,  İzzet kardeşimin duygu ve acısını çok iyi anlıyorum.


 


Ayrıca bu depremde Türk insanının doğudaki kardeşleri için yapmış oldukları yardımlardan bahsetmemek elbette olmazdı. Bizi bölmek isteyenlerin inadına doğudaki kardeşlerimize yardım için Taşova Kaymakamlığımızın başlattığı kampanyayı da yakından görmek nasip olmuştu.


 


Ana-babaların ve küçük çocukların yardım malzemesi göndermek için gösterdiği gayret karşısında çok duygulandım. Büyük TÜRK MİLLETİ; yardım konusunda o büyük sınavı başarıyla geçmiştir. Bu konuda tüm yetkililere ve müftülüğümüze de teşekkür ediyorum.


 


Bu vesile ile tüm şehidlerimize ve depremde kaybettiğimiz eğitimcilere-vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerken, 88. Yılını idrak ettiğimiz CUMHURİYET Bayramımızı da kutlamak istiyorum. 


 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.