Amasya İtimat

BAYKAL VE ÇARŞAF AÇILIMI..

  1993 yılında sn. Baykal’ın ‘Yaşmak’ açılımını alkışlamıştık. Ve ‘İffet ve Namus Sembolü Yaşmak ve Baykal’ başlığıyla bir yazı yazmıştık; ünlü düşünür Cemil Meriç’in düşünceleri ışığında…


 


  Cemil Meriç, bu ülke adlı kitabında sol-sağ için şunları söylüyor: ‘ Sol-sağ… Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Sol’un halk vicdanında yarattığı tedailer (çağrışımlar): casusluk, darağacı, Moskova; sağ’ın müphem, sevimsiz, sinsi bir iki hayal.


 


  Hıristiyan Avrupa’nın bu habis kelimelerinden bize ne? Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu.


 


  Gerici kim? Sorusuna da şu cevabı vermiş: murdar bir hal’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.


 


  Gerici , ilerici… Düşünce hürriyeti bu mülevves (pis, bulaşık, karma karışık) kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.


 


  İzm’ler.


  İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri, itibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.


 


  Çok şükür, şimdi ülkemizin insanları Cemil Meriç in maskeli haydut dediği sağ ve sol’u hafızalardan kovmuş ve kendi gerçeğimizi, kendi kelimeleri ile anlayıp anlatma gibi bir yolu tercihe yönelmiştir.


 


  Neydi kendi gerçeğimiz?…


 


  İşte sn. Baykal’ın yılbaşını aç susuz insanlarla, hastane deki yaralılarla, cephede savaşanlarla beraber geçirmesi ve Sırpların tecavüzüne uğrayan Bosnalı kadınlara, Türkiye’deki kızlarımızın sandıktan çıkarıp verdikleri iffet ve namus sembolü yaşmakları götürüp başlarına takması bizim kendi gerçeğimizdir.


 


  Baykal’ın bu jesti, kutsal müştereklerimizin sağı ve solu olamayacağının en güzel delilidir.


 


  Sol un ilgi alanına girmediği sanılan bu gerçeklerin sn. Baykal’la yaşanması müştereklere duyulan saygının paylaşımıdır.


 


  Evet bu gün de sn. Baykal’ın çarşaf açılımını müştereklere duyulan saygı olarak değerlendiriyor, alkışlıyoruz…


 


  CHP bir kulüp, dernek değildir. Köklü bir siyasi partidir. Sn Baykal’ın çarşaflı kadınlara altı ok rozeti takarak kendi gerçeğimizi kabullenişi bir kitle partisi liderine yakışan bir davranıştır ve de siyasi bir açılımdır.


 


  Türban, çarşaf, yaşmak bizim giyim kültürümüzdür. Halkımızın da değerleridir. Bu nedenle adı Cumhuriyet Halk Partisi olan bir partide Cumhuriyet değerleriyle halkın değerlerini uzlaştırarak onlara partinin kapılarını açmada garipsenecek bir durum yoktur.


 


  İktidar olmak isteyen bir partinin kapıları herkese açık olmalıdır. Değerler kimsenin tekelinde değildir.


 


  Sn Baykal’ın bu tavrı değerlerin tekelleşmesini de önleyecektir, ön yargılı yaklaşımıda…              


 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.