Amasya İtimat

AYNI TAS AYNI HAMAM

Trakya ve Marmara soğuktan donuyor. Taşova ise ılıman bir iklimin etkisiyle olsa gerek, ceketle gezen insanlara rastlamak bile mümkün. Aklıma hemen hemen çoğumuzun bildiği rahmetli Hacı Bekir Dayının sözleri gelip kulağım çınlıyor. Aslında Taşova yaşanılacak bir mekân. Bu duruma gelmesinde elbette hepimizin sorumluluğu var. Sabah kahvaltısı için gittiğim mahallenin muhtarı Kadir Gündüz ağabeyin hazırlatmış olduğu sofradaki kahvaltılıkların hepsi tamamen organik gıdalardan oluşuyor. Balı, peyniri, biberi tamamen Taşova patentli. Muhtarımın kışın bile ceketle gezmesini şimdi daha iyi anlıyorum. Verimli arazilere sahip olmasına rağmen bu zamana kadar hükümetlerin tarım politikaları ile can damarımızın olan ürünlerde kota uygulaması Taşova’yı ekonomik yönden felç etmiştir. Tütün, Pancar üreticisinin çoğu köyden kente kaçmış, yaşlıların üreteceği ürünlere  Taşova muhtaç bırakılmıştır. Taşova; Karadeniz’in ORGANİK TARIM Merkezi olabilecek şartlara uygun bir araziye sahiptir. Taşova’nın kurtuluşunun tarımda olduğunu bir çok arkadaşım köşe yazılarında defalarca yazdılar. Fakat bu yönde ses getirecek bir adımın atılmaması ise çok garip.

 

Tekel’in önünden geçerken Tekel işçilerinin verdiği mücadele aklıma geliyor. Özlük hakları elinden alınıp, 4-C statüsüne geçirilmek istenen Tekel işçilerinin verdiği mücadeleyi ülke olarak özelleştirmelere karşıda vermemiz gerekirdi.

 

Ekonomik ve stratejik öneme haiz KİT’ler satılırken topyekûn tepki gösterilseydi, özelleştirme nedeniyle çoğu insan bu kadar mağdur olmazdı. Muhtarımla beraber terminaldeki havayı koklamak için o yöne doğru yöneliyoruz. Ömrünün 4/3’ünü garajda geçirmiş olan bizim komşu Ahmet ile Uğur Pelitli ağabey bizi samimi şekilde karşılıyor. Terminal cıvıl cıvıl. Otobüsler tıklım tıklım. Fiyatlar enflasyon oranının da altında.  Rekabet tüketiciye yaramış, hizmet veren firmalar ise ayakta kalma çabası içinde. Samsun 5, İstanbul 25-30 lira civarında. Firmacılar sıkıntılı, ortak bir fiyatta anlaşılması gerektiği konusunda hem fikirler.

 

Taşova’da hiç olmayan işyeri açmak yerine, olanların benzerlerini açmada büyük yeteneğe sahip girişimcilerimizin farklı işletme açmak içinde bir çaba içinde olması gerekmez mi?

 

Taşova’da otobüs firması, ekmek fırını sayısında çok büyük artış var.  Nüfusunu Çaydibi’ni ilhak ederek 10 binin üstüne çıkarma başarısını göstermiş olmasına rağmen, Taşova’da pek fazla değişen bir şey olmadığına şahit oluyoruz. Sebahaddin Günaydın arkadaşımın dediği gibi  bir dev çökmüş ve bu devin ayağa kalkması için 3-5 kişi dışında mücadele veren kimseyi göremiyoruz.

 

Şayet 2010-2011 öğretim yılında yüksek okul açılıp, Taşova-Samsun yolunda 50 km altına düşerse, organik tarım merkezi açılır ve bir de birbirimize çelme takma huyundan vazgeçersek Taşova’yı 2011 yılında çok daha güzel günler bekliyor olacaktır.

 

Aksi takdirde yine aynı tas aynı hamam diyerek hayata kaldığımız yerden devam etmek zorunda kalacağız.

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.