Amasya İtimat

ANTİ KAPİTALİST OLMAK YETER Mİ?

Günümüzde bir siyasi olgu olarak , İslam Refaranslı anti kapitalist hareket eylem ve düşünce temelindeki geliştireceği hareket ve ifade tarzlarında hangi dönem islamı referans alacaklardır.

Henüz işin başında olan bu düşünce ve eylem grubu kapitalizme subjektif tesbit ve yaklaşımlarıyla karşı olduklarını gösterebilecek bilgi birikimi ve kapitalist analizlere sahip midir?

Şimdiye kadar kapitalist uygulamaların en iyi ve reel analizini Marksistlerin yaptığı bir gerçekliktir. Müslümanların kapitalizmle ilgili olarak kafaları karışıktır. Bu karışıklık onların nitelikli düşünmelerinde en büyük engeldir. Müslümanlar Peygamber dönemi islami öğreti ve uygulamaları kendilerine referans alırlarsa kafalarındaki demokratlık, adalet ve eşitlikci düşünce ve uygulamalarla ilgili ön yargılardan kurtulacaklardır.

Müslümanlar öncelikle günlük sosyal, siyasal ve ekonomik yaşam ilişkilerinde sekülerizmin düşünce unsurları kapitalizm ve komünizmden bağımsız düşünmek zorundadırlar.

Günümüz müslümanları, kapitalizmin reel yaşam tarz ve kurallarına göre günlük yaşamını sürdürürken, inanma, ahlaki değerler ve öteki maddi temelde alt yapısı olmayan manevi değerlerini geleneksel islama uygun götürmeye çalışıyorlar.

Kapitalizmle iç içe gibi görülen müslümanlar geçmişte kurdukları medeniyetlerde , mülkiyet, üretim ve paylaşım ilişkilerinde pire kapitalist olup asya üretim tarzına yakın yaşama sahiptirler.

Müslüman kesimde kapitalizme uygun yerele mahsus sınıfsal farklılıkların oluşmasını görülüp hissedilmesi farkedilmeyebilir, lakin nitelikli bir analiz yapıldığında sınıfsal farklılığın olduğu , sınıflar arasındaki açının yüksek derecede seyrettiği gerçektir.

Müslümanlar emekçi kesimler arasındaki sosyalist düşünce kaynaklı kavramlara karşı önyargı ve kuşkuyla baksalar da bu geleneksel davranış çaresizliği de beraberinde getirmektedir. Kuşkuyla baktıkları seküler sol kavramların yerlerine koyacakları kendi inanç değerlerinde yer bulan kavramların farkında değillerdir. Müslüman düşünürlerin de böyle bir derdi yok gibidir.

Müslümanların anti kapitalist olması öze dönüşümün kıvılcımı olabilir mi sorusuna ”evet” cevabı için erkendir diye düşünüyorum.

Adalet, eşitlik ve özgürlük kavramlarını anlayıp düşünce dünyamızda vazgeçilmez değerler olarak zihnimizin bütününe yerleştirirsek, peygamberin Mekke dönemindeki paradigmasına uyumlu düşünme ve yaşama tarzını günlük toplumsal yaşamımıza yansıtırsak anti kapitalist davranış biçimi oluşumunun adımı atılmış olur.

24 Ocak 1980 kararlarından sonrasına bakıldığında, son 20 yılda sermayenin temerküzü (toplanması) müslümanlar arasında kendisine elverişli limanlar bulurken, oluşan sınıfsal farklılıklar dini referanslı örtülerle gizlenmeye çalışılsa da gözlerden kaçmamaktadır.

Müslümanlar arasında sınıfsal farklılıklar yok diyenler sosyal yapıyı cemaat, tarikat ve mezhepsel değerlere göre tanımlasalar da, üretim, paylaşım ve mülkiyet ilişkileri temelinde bakıldığında, saydığımız bu grupların mensuplarının fakir , dar gelirleriyle alt sınıfda oldukları görülür. Son yıllardaki sermayenin temerküz ettiği bir dindar kitle de vardır ki orta sınıfı oluşturmuşlardır.

Müslüman hem kapitalist hemde müslüman olabilir mi sorusuna cevap verilebilir mi. Ayrıca, Müslümanlar anti kapitalist olmalı mıdır sorusunun cevabı kocaman bir evettir.

Gerçekte ülkemizde oluşan müslüman burjuvazi ile işçi arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde peygamber dönemi islamın çözüm sunup sunmadığı hususları tespit edilmelidir. Müslümanlar arasındaki sınıfsal farklılık gittikçe belirginleşmekte olup, bu farklılığın ortadan kaldırılmasına değil ötelenmesi için sosyal yardımlar ve cemaat tarikat dayanışmaları ön plana çıkarılmaktadır.

Bu nedenledir ki; çaresiz insanlar dertlerinin çözümünü cemaat ya da bir tarikata mensubiyetde gördüklerinden oraları sığınacak liman olarak görmektedirler. Güç devşirmenin yolunun bir gruba katılımdan geçtiği algısı sosyal bir gerçekliktir.

Evet müslümanlar , dindar olduklarını iddia ediyorlarsa Anti kapitalist olmalıdırlar, bu da yetmez, Emperyalizme de karşı olmaları gerekir.
Günümüzde kapitalist değerlerin sosyal yaşamımıza girmesi ve kabullenilmesinin nedeni; düşünce , üretim , paylaşım ve mülkiyet ilişkilerinin düzenlenmesinde kendi değerlerimize uygun alternatif çözümler ortaya koyamayışımızdır.

Günlük yaşamımızı etkileyen ve vazgeçilmezlerimiz arasına giren seküler ideolojilerin değerleri , dini referanslarla meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.