Amasya İtimat

10 DAKİKA DEVLET OLMAK

Kayınpederimle sohbet ediyoruz. Konu emekli maaşları. 900 TL emekli maaşı aldığını, almış olduğu emekli maaşının az olduğunu ve geçinemediğini söylüyor. Söze giriyorum, annemde 750 TL alıyor, çok şükür yetiyor Allah devletimize zeval vermesin diyorum. Kayınpederim şaşırıyor. Kayınpederime gel kendimizi on dakikalığına devletin yerine koyalım diyorum. Kayın pederim dinliyor ben anlatıyorum.


 


Babam 1956 yılında nafa şoförü olarak işçilik hayatına başlıyor. 25 yıl çalışıyor. Çalıştığı sürece maaşını alıyor. Hem babam ve annem, hem biz 5 kardeş sağlıktan faydalanıyoruz. 1981 yılında Tekel’den emekli oluyor. Devletin ödediği toplu para ile Tepe mahallesinde arsa, Renault marka araba alıyor ve artan parayı bankaya koyuyoruz. 1981 ile 1996 yılları arasında 15 yıl emekli maaşı alıyoruz. Babam şeker hastası, senenin 6 ayı hastanelerdeyiz. İlaç ve tedavi masrafları bugün ki para ile onlarca bin TL. 1996 yılında babam vefat ediyor. Allah rahmet eylesin. Emir komuta anneme geçiyor. Yıl 2012 annemde 16 senedir devletten dul maaşı alıyor. Annem alzheimer hastası, annemin devlete maliyeti babamın en az iki katı. Yıl 1956’dan 2012’ye toplam 56 senedir devletin sırtındayız. Hem maaş hem sağlık harcamalarında bir gün bile aksaklık olmuyor. Babamın 25 yıllık hizmet süresi içerisinde yaptığı işten devletin ne kadar kazandığını bir esnaf olarak merak etmiyor da değilim. Kayınpederime soruyorum şimdi 750 TL maaş az mı, çok mu?


 


On dakikalığına devlet olmuşken kalan sürede devletin on yılda çok tartışılan enflasyon, asgari ücret ve memur maaşı konularını devlet gözü ile görme fırsatı buluyorum. Memurun ve asgari ücretlinin enflasyona yenik düşüp düşmediği öğrenmeye çalışıyorum. Kimileri maaş artışlarını düşük göstermek için altına göre hesap yaparken, kimileri de maaş artışlarını yüksek göstermek için düşük kalan dolar’a göre yapmamı tavsiye ediyor. Hatta birisi ben altından dolardan anlamam, rakı ya göre hesaplayın, benim bu işte çok zararım var dediğine de şahit oluyorum. En doğrusunun devletin yaptığı yani temel tüketim malzemelerinin de içerisinde olduğu enflasyon oranına göre hesaplamak olduğu kanaatine varıyorum.


 


Enflasyon Bulunduğunuz ülkedeki hayat pahalılığını gösteren orandır. On yıl önce yıllık enflasyon % 68,5 iken, 2011’de % 10,45’lere düştü. 10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı ise %135,3 olarak gerçekleşti.


 


Asgari ücret çalışan bir kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca yaşamalarına olanak tanıyan ve işveren tarafından ödenmesi zorunlu en düşük ücrettir. On yıl önce net asgari ücret 184,2 YTL iken, 2012 yılında 701,14 TL’ye çıktı. Temmuz 2012 itibari ile 739,80 TL’ye çıkarılacak. 10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde NET asgari ücrete yapılan maaş artış ise % 301,63 oranında gerçekleşti.


 


En düşük memur maaşı hizmetli maaşı baz alındığında aile ve çocuk ödeneği dahil on yıl önce 392 YTL iken, Temmuz 2012 yılında 1.766 TL’ye çıtı. 10 yıllık süreçte toplam enflasyon oranı % 135,3 iken, aynı dönemde en düşük memur maaşındaki artış ise % 351 oranında gerçekleşti.


 


Anlıyoruz ki devlet, emeklisini asgari ücretlisini ve memurunu enflasyona yenik düşürmüyor. On yılda enflasyonun yaklaşık 2.5 katı kadar refah düzeyini arttırıyor. Bunu yaparken temel hizmetlerini de veriyor. Çalışanından iş hayatında ve emekliliğinde hatta vefat ettiğinde dahi devlet baba elini çekmiyor.


 


On dakikalık süremiz doluyor devlet olmayı bırakıyoruz ve tekrar millet olmaya devam ediyoruz. Aklımıza sadece Allah devletimize zeval vermesin sözü geliyor.


 

Yorum Ekle

CEVAPLA

Yorumunuzu giriniz.
Lütfen isminizi giriniz.